Saf Şiir (Öz Şiir)

Saf Şiir (Öz Şiir) Anlayışı Hakkında Kısaca Özet Bilgi

Saf şiir (öz şiir); bir mesaj verme kaygısından uzak, amacı sadece estetik (güzellik) olan şiirdir. Öğretici değildir, hikâye unsuru barındırmaz, genellikle bireysel temaları işler. Saf şiirde ses ve söz, şiir oluşturma özelliğinde birleşir. Merdiven adlı şiirin aşağıdaki dizelerinde olduğu gibi dil ve anlam ögeleri, sezdirme ve çağrıştırma amacıyla bir araya gelir:

Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller

Sembolizm etkisinin baskın olduğu saf şiirde estetik, sanatsallık ve bireysellik ön plandadır. Şiir dilinin özelliklerine (imge kullanımı, kelimelerin duygu ve çağrışım değeri, çok anlamlılık, ahenk unsurları, söz sanatları, söz dizimi vb.) önem verilir.

Saf şiirin Türk edebiyatındaki öncüleri Ahmet Haşim ve Yahya Kemal Beyatlı’dır. Bu şairler, sanat için sanat anlayışıyla şiire özgü düşsel bir âlem kurmuştur. Daha sonra Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Muhip Dıranas, Ziya Osman Saba, Yaşar Nabi Nayır ve Cahit Sıtkı Tarancı gibi şairler saf şiir anlayışını sürdürmüştür.

Saf Şiir (Öz Şiir) Hakkında Geniş Detaylı Bilgi

Türk edebiyatında “saf şiir” anlayışına bağlı şairler, şiiri güzel söz söyleme ve edebî zevk kavramları etrafında bir edebî tür olarak görmüşlerdir. Bu yüzden herhangi bir toplumsal kaygı gütmeden okuyucuda estetik haz uyandırmak için şiirlerini kaleme almışlardır. Dize yapısına ve kelime seçimine büyük önem vermişler; dil ve söyleyiş güzelliğini her şeyin üstünde tutmuşlardır.

Şairler güzel şiir yazabilmek için bir şiir üzerinde uzun uzun düşünerek mükemmel olanı yakalamaya çalışmışlardır. Şiirde anlama fazla önem vermeyen bu şairler anlaşılmak için değil; duyulmak, hissedilmek için şiir yazarlar. Bu şairlerin eserlerinde düşsel ve bireysel yön ağır basar. Türk edebiyatında Saf şiir Ahmet Haşim’in Türk edebiyatındaki ilk poetika örneği kabul edilen “Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar” adlı makalesiyle başlar.

Saf (Öz) Şiirin Özellikleri

  • Saf şiirciler, her türlü ideolojik eğilimin dışında kalıp okuyucuda sadece estetik haz uyandıracak şiirler yazmayı amaçlamışlardır.
  • Bu şiir anlayışının öncüleri, Ahmet Haşim ve Yahya Kemal Beyatlı’dır.
  • Saf şiirciler, ölçüden ve uyaktan kopmadan şiirin konularını bireyselliğe ve düşselliğe yaslandırmışlardır.
  • Sanat için sanat anlayışıyla şiir yazmışlardır. Ahenk; kafiye, redif, aliterasyon ve asonansla; ritim ise hece ölçüsüyle sağlanmıştır.
  • Eserlerde içsel ve bireyci bir yaklaşımla evrensel insanı ele almışlardır.
  • Şiirlerde estetik tavrı ön plana çıkarmış, didaklikten uzak durmuş, musikiden yararlanmışlardır.
  • Şiiri anlaşılmak için değil duyulmak, hissedilmek için yazan sanatçılar, anlama fazla önem vermemişlerdir.
  • Daha çok sembolizm akımından etkilenen sanatçılar; şiirlerinde ölüm, yalnızlık… gibi tüm insanlığı ilgilendiren konuları işlemişlerdir.

Saf Şiir Temsilcileri

Ahmet Hamdi Tanpınar Cahit Sıtkı Tarancı Ahmet Muhip Dıranas Necip Fazıl Kısakürek Ziya Osman Saba Asaf Halet Çelebi. Ahmet Haşim ve Yahya Kemal Beyatlı Türk edebiyatında saf şiir anlayışının öncüleri olarak kabul edilir.

Onlardan sonra Yedi Meşaleciler, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Muhip Dıranas, Asaf Halet Çelebi, Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Hamdi Tanpınar, Özdemir Asaf, Behçet Necatigil ve Fazıl Hüsnü Dağlarca gibi şairlerimiz “saf şiir” anlayışına göre eser vermişlerdir. Türk edebiyatında saf şiir anlayışına sahip şairler; Fransız sembolistlerin ileri sürdüğü görüşlerden etkilenmişlerdir.

Cumhuriyet Dönemi Türk şiirinde kimi şairler, saf şiir anlayışıyla şiirler yazmıştır. Saf şiir, Cumhuriyet Dönemi’nde Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Muhip Dıranas, Ziya Osman Saba, Asaf Halet Çelebi, Behçet Necatigil, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Sedat Ümran gibi şairlerin yöneldiği bir anlayıştır.

Saf şiire öz şiir de denir. Bu şiir anlayışında amaç, iyi ve güzel şiir yazmaktır. Şairler bunu sağlamak için kendilerine özgü bir imge düzeni oluştururlar. Bu özgün ve yaratıcı imgeler, dilin mantığına uygundur ve dilin anlam boyutuna yeni olanaklar sağlar. Şairler, okuyucuda estetik haz oluşturmayı amaçlar. Şiir aracılığı ile bir düşünceyi işleme yoluna gidilmez.

Şiir soylu bir sanat dalı olarak kabul edilir. Şairlerin hayalî yönü oldukça güçlüdür. Kelimelerin çağrışım gücü kullanılarak müzikal bir dil oluşturma amaçlanır. Şiirin biçimsel açıdan kusursuz olması için büyük emek verilmiştir. “Ruh, ölüm, rüya, mitolojik unsurlar, bireysel duygular” gibi konular sıklıkla ele alınmıştır.

Saf Şiirde Ahenk

Saf şiir anlayışına sahip şairler söyleyiş güzelliğini yakalamak için şiirde ahenge önem verirler. Şiirde ahenk; ritim (ölçü, kafiye ve redif), ses akışı, söyleyiş, ses ve kelime tekrarları ile sağlanır. Ahenksiz şiir olmadığı ve her şiirin kendine özgü bir ahengi olduğu söylenebilir. Bu yüzden her şiirde mutlaka hece ölçüsüne, aruz ölçüsüne veya serbest ölçüye dayalı bir ritim anlayışıyla karşılarız.

Hece ölçüsü, dizelerdeki hece sayısının birbirine eşitliğidir. Aruz ölçüsü, dizelerdeki hecelerin açıklık, kapalılık özelliklerine göre kurulan bir ölçüdür. Açıklık, hecenin kısa ünlü bir harfle bitmesi; kapalılık ise hecenin ünsüzle veya uzun ünlüyle bitmesidir. Serbest ölçüyle yazılmış şiirlerde ahenk; ölçü veya kafiyeyle değil, seslerin birbiri ile olan ilişkisiyle sağlanır.

Türk şiirinde sıklıkla başvurulan ahenk unsurlarından bir diğeri de kelime ve kelime grupları tekrarlarıdır. Şiirde belli aralıklarla kelime ve kelime gruplarının ya da dizelerin yinelenmesiyle ahenk oluşturulur. Şiirin ahenk unsurlarından bir başkası da ses uyumlarıdır. Bir dize içinde veya devam eden dizeler arasında aynı ünsüzlerin tekrar edilmesine aliterasyon, ünlü seslerin art arda tekrar edilmesiyle elde edilen uyuma da asonans denir.

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir