Modern Türk Tiyatrosu

Modern Türk Tiyatrosu Tarihsel Gelişimi

Modern Tiyatronun Kökeni, Doğuşu ve Başlangıcı

Modern Türk tiyatrosu, diğer Modern Dönem tiyatroları gibi büyük ölçüde Batı tiyatrosunun etkisinde şekillenmiştir. Batı edebiyatı tiyatrosunun özellikleri ve teknikleri, Türk tiyatrosunun gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Günümüzde Türkiye’de ve dünyada tiyatro ve drama dediğimizde, Batı tiyatrosundan esinlenilerek oluşturulan ya da Batı tiyatrosundan tamamen alınan sahne sanatı akla gelmektedir. Bu sahne sanatı; metin, sahne, dekor, bina, dramatik örgünün nitelikleri, eserin sahnelenmesi vb. bakımlardan Batı tiyatrosunun etkisinde şekillenmiştir ve gelişmiştir. Türk modern tiyatrosu, Batı tiyatrosunun etkisinde kalmakla birlikte, kendi kültüründen de etkiler almış ve kendine özgü bir tarz oluşturmuştur.

Modern Türk tiyatrosu

Tanzimat’tan Cumhuriyete Kadar Modern Tiyatro Dönemi

Modern Türk tiyatrosu, genellikle Tanzimat Dönemi’nden (1839-1876) başlayarak günümüze kadar gelen süreçte gelişen ve değişen bir tiyatro tarzıdır. Türk Edebiyatında Batılı anlamda ilk tiyatro Tanzimat edebiyatı dönemiyle birlikte başlar. 1859’da Şinasi tarafından yazılan ve ilk tiyatro eseri kabul edilen “Şair Evlenmesi“dir. Bu tiyatro bir perdelik komedidir. Tanzimat döneminde Teodor Kasap, Âli Bey, Ahmet Vefik Paşa gibi sanatçılar Moliere‘den çeviri ve uyarlamalar yapmışlardır.

Yine bu donemde Abdülhak Hamit Tarhan ve Namık Kemal gibi usta sanatçılar ise çok başarılı kabul edilmeyen dram türünde eserler vermişlerdir. Daha sonra Meşrutiyet döneminde de tiyatromuz Batı’nın taklidi olarak kalmış, asıl olarak kendini 1925’lerden sonra bulmuştur.

Tanzimat Edebiyatı Dönemi‘nin en önemli tiyatro toplulukları arasında Osmanlı Tiyatrosu, Asya Kumpanyası, Gedik Paşa Tiyatrosu ve Şark Tiyatrosu yer almaktadır. Güllü Agop’un yönetimindeki Osmanlı Tiyatrosu’nda, 1870-1880 yılları arasında Türkçe oyunlar oynanmıştır. Bu oyunlar, Türk tiyatrosunun gelişiminde önemli bir dönüm noktasıdır.

Tanzimat Dönemi, Türk tiyatrosunun Batı etkisi altında geliştiği bir dönemdir. Bu dönemde, Batı tiyatrosunun teknikleri ve özellikleri, Türk tiyatrosunun gelişiminde büyük bir etki yapmıştır. Ancak Türk tiyatrosu, kendi kültüründen aldığı etkilerle birlikte, kendine özgü bir tarz oluşturmuştur. Bugün, hem Türkiye’de hem de dünyada tiyatro ve drama denince, Batı tiyatrosundan esinlenerek oluşturulan ya da Batı tiyatrosundan alınan sahne sanatı akla gelmektedir.

Türk tiyatrosu, Anayasa’nın yürürlükten kaldırıldığı 1878 yılından II. Meşrutiyet’in ilan edildiği 1908 yılına kadar büyük bir gelişme kaydetmemiş ve yapısal sorunlar devam etmiştir. Ancak, 1908-1923 arasında halkın siyasal coşkusuna denk düşen oyunlarla tiyatrolar adeta birer miting alanına dönüşmüştür. Bu dönemde oyunlar, genellikle marşlarla başlayıp, söylevlerle sona ermiştir.

İstanbul Şehir Tiyatroları bugünkü temellerini oluşturan Darülbedayi, 1914’te okul olarak kurulmuştur. 1920’de Darülbedayi tarafından sahnelenen bir oyunda rol alan Afife Jale, sahneye çıkan ilk Müslüman tiyatrocu Türk kadını olarak tarihe geçmiştir. Bu dönemde, oyun yazarlığına başlı başına bir uğraş olarak benimsenen iki yazar Ahmet Nuri Sekizinci ve Musahipzade Celal’dır.

Cumhuriyet Dönemi

Türk tiyatrosunda 1923 yılından sonra bir dönüm noktası yaşanmış ve tiyatro, Cumhuriyet’in modernleşme hamlesiyle birlikte daha da gelişmiştir. Bu dönemde tiyatroların dekorasyonları ve teknolojileri gelişmiş, yeni oyun yazarları ortaya çıkmış ve sahne sanatlarına olan ilgi artmıştır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında kurulan Darülbedayi tiyatrosu, Cumhuriyet’in sanat politikalarının uygulandığı önemli bir kurum haline gelmiştir.

Cumhuriyet’in ilk döneminde tiyatro alanında eser veren başlıca sanatçılar şunlardır:

Cumhuriyetin ikinci döneminde önemli eserler veren sanatçlar da şunlardır:

Bugün Türk tiyatrosu, hem geleneksel Türk tiyatrosu unsurlarını koruyarak hem de Batı tiyatrosunun tekniklerinden yararlanarak gelişimini sürdürmektedir. Günümüzde, Türk tiyatrosunda kadınların sahne sanatlarına katılımı da oldukça yaygın hale gelmiştir ve kadın tiyatrocular önemli roller üstlenmektedir. Ayrıca, tiyatro festivalleri, atölyeler ve tiyatro eğitimleriyle, Türkiye’nin her köşesinde tiyatro sanatının gelişmesine katkı sağlanmaktadır.

Türkiye’de modern tiyatro anlayışının oluşumunda önemli bir yere sahip olan Muhsin Ertuğrul, “modern Türk tiyatrosunun kurucusu” olarak kabul edilir. Ertuğrul’un hayatı boyunca kurduğu tiyatro toplulukları ve verdiği dersler sayesinde birçok oyuncu, yazar ve yönetmen yetişmiştir. Türk tiyatrosunun gelişmesine büyük katkı sağlamıştır.

Ertuğrul, Ankara Devlet Konservatuvarı Tatbikat Sahnesi’nin başına getirilerek 1947’de kurulmakta olan Devlet Tiyatrosu’nu yönetmek üzere görevlendirilmiştir. Ayrıca Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ve İstanbul Şehir Tiyatroları Başrejisörlüğü görevlerini de sırasıyla üstlenmiştir. Hayatı boyunca Modern Türk tiyatrosunun kurumsallaşmasına ve gelişmesine katkı sağlamıştır.

Muhsin Ertuğrul’un sanat anlayışı, Batılı tiyatro teknikleriyle Türk kültürünü harmanlama üzerine kuruludur. Bu sayede, Türk tiyatrosu modernleşerek çağdaş sanatın bir parçası haline gelmiştir. Ertuğrul, sadece Türk tiyatrosunun değil, dünya tiyatrosunun da tanınan önemli isimleri arasında yer almaktadır.

Modern Türk tiyatrosu Cumhuriyet’in ilanından sonra büyük bir atılım yaşamıştır. Yeni ve modern tiyatro binaları, tiyatro sanatının doğru biçimde öğrenilmesi için konservatuvarlarda tiyatro ve sahne sanatları bölümleri açılmıştır. Bu dönemde özel tiyatroların yanı sıra Devlet ve Şehir Tiyatroları da faaliyet göstermiştir. Bu süreçte birçok oyuncu, yazar ve yönetmen yetişmiştir.

Modern Türk tiyatrosunun özellikleri nelerdir maddeler halinde

Modern Türk tiyatrosu, Batı tiyatrosundan etkilenmiştir, ancak Türk kültürü ve toplumunun özelliklerine de uygun şekilde geliştirilmiştir.

Modern Türk tiyatrosunun genel özellikleri şunlardır:

  1. Batı tiyatrosunun teknik, sanatsal ve dramatik öğelerinden etkilenmiştir.
  2. Tarihsel ve sosyal konulara daha fazla odaklanmıştır. Bu, Türk toplumunun sorunlarına ve yaşadığı değişikliklere yanıt verme ihtiyacından kaynaklanmaktadır.
  3. Türk dil ve edebiyatına daha fazla vurgu yapmıştır. Türk dilinin kullanımı ve Türk edebiyatının özellikleri, Türk tiyatrosunun temel özellikleri arasındadır.
  4. Toplumsal mesajlar verme amacı taşıyan oyunlarla öne çıkar. Bu mesajlar, genellikle toplumdaki değişimlerin ve dönüşümlerin ele alınmasına yöneliktir.
  5. Farklı tiyatro tarzları ve biçimleriyle kendini gösterir. Bunlar arasında drama, komedya, müzikal ve dans tiyatrosu yer alır.
  6. Geleneksel Türk tiyatrosundan bazı unsurları da içerir. Özellikle, Türk halk oyunlarından ve orta oyunundan bazı özellikleri benimsemiştir.
  7. Yerli yerli oyun yazarlarının yetişmesine imkan sağlamış ve Türk tiyatrosunun yerli bir kimlik kazanmasına katkıda bulunmuştur.

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir