Tanzimat Osmanlı toplumunda büyük değişikliklerin olduğu, Osmanlı aydınının yüzünü tamamen Batı’ya döndürdüğü bir dönemdir. Fransız İhtilali ile başlayan hürriyet, adalet, eşitlik düşünceleri Osmanlı toplumunu da etkilemiş, her alanda yeni gelişmeler olmuştur. Tiyatroda da bu dönemde ciddi gelişmeler olmuştur. Geleneksel Türk tiyatrosu yerini yavaş yavaş Batılı anlamdaki modern Türk tiyatrosunun ilke evresi olan Tanzimat tiyatrosuna bırakmıştır.
Modern Tiyatronun İlk Evresi: Tanzimat Tiyatrosu
Çağdaş Türk tiyatrosunun ilk ürünleri konu bakımından Tanzimat’ın prensiplerine uygunluk göstermiştir. Tanzimat tiyatrosu genellikle fert, aile ve toplum hayatını düzeltmeyi amaçlamıştır. Tanzimat tiyatro yazarları kahramanlık duygularını vatan ve millet sevgisini geliştirip idealist bir sanat anlayışı benimsemişlerdir. Tanzimat döneminde, oyun yazma tekniği pek bilinmediği için, şairler ve yazarlar ne kadar önemli olurlarsa olsunlar, Avrupa tiyatrosunu, özellikle İngiliz, Alman, Fransız tiyatro yazarlarını örnek alarak yazmışlardır. Çeviri ve adapte çalışmaları bu dönemde yaygınlık kazanmıştır. Eserlerde yoğun biçimde Moliere (Molyer), Corneille (Kornelli), Goldoni (Goldoni), Shakespeare (Şekspir) etkisi görülmüştür. Bu dönemde oyunlar genellikle komedi, trajedi, dram ve melodram niteliği taşımıştır. Komedilerde klasisizm akımının, dramlarda ise romantizm akımının etkileri görülmüştür. Namık Kemal’in yapıtlarında Victor Hugo (Viktor Hügo) ve Schiller (Şiller) büyük rol oynamıştır. Komedi türünde Moliere, en çok örnek alınan kişidir. Batılı anlamda, ilk Türk oyunu İbrahim Şinasi’nin yazdığı ve 1859’da oynanan “Şair Evlenmesi”dir. Yanlış geleneklerin eleştirildiği bu eserde geleneksel tiyatrodan özellikler bulunmaktadır. Şinasi’den sonra Namık Kemal, tiyatroda eğlence ile toplumsal yararı birleştirir. Vatan yahut Silistre (1873), Celâlettin Harzemşah (1881) oyunlarında tarihsel konuları; Gülnihal (1875), Zavallı Çocuk (1873) ve Akif Bey (1874) adlı oyunlarında ise toplumsal konuları işler. Ahmet Vefik Paşa, tercüme ve adaptasyon tarzında eserler vermiştir. Moliere’den çevirdiği ve Zor Nikâh, Zoraki Tabip adını verdiği Türkçeye adapte edilmiş eserleriyle büyük başarı sağlamıştır. Ali Bey, Kokana Yatıyor, Misafir-i İstiskal gibi birer perdelik komedileri yanında Moliere’den adapte ettiği Ayyar Hamza ile tiyatromuza katkıda bulunmuştur.
1870’ten sonraki piyes yazarlarından biri de Recaizade Mahmut Ekrem’dir. Recaizade Mahmut Ekrem’in “Atala ve Amerika Vahşileri ve Çok Bilen Çok Yanılır” komedisi Batılı anlamda tiyatronun bütün özelliklerini taşır. Abdülhak Hamit Tarhan, dönemin diğer önemli tiyatro yazarıdır. Tiyatro türünde yirmi bir eseri vardır. Bunların bir bölümü mensur, bir bölümü de manzum-mensur karışıktır. Şiir şeklindeki manzum tiyatrolarının bazılarını aruz ölçüsü, bazılarını hece ölçüsüyle yazmıştır. Tiyatro eserlerini sahnelemek için değil, okunmak için yazmıştır; bu nedenle bu eserleri sahne tekniğine ve diline uygun değildir. Tiyatro eserlerinde romantizm akımının etkisi görülür. Tiyatrolarının tümü dramdır. Shakespeare ve Victor Hugo’dan etkilenmiştir. Sardanapal, Eşber, Nesteren, Liberte, Mecara-yı Aşk, Sabr u Sebat, İçli Kız, Duhter-i Hindu bunlardan bazılarıdır.
Bu sayfa için YORUM YAZIN
Alt Kategoriler: Tanzimat Edebiyatı