Abdülhak Hamit Tarhan

Abdülhak Hamit Tarhan Hayatı Biyografisi Edebi Kişiliği ve Eserleri Hakkında Kısaca Özet Bilgi (1852-1937):

Abdülhak Hamit, ‘‘tezatlar şairi” olarak Tanzimat şiirini, doğu batı ilişkileri yönünden ve metafizik meraklara dayanan düşünceler ile yorumlayarak soyut kavramları işleyen mısralar vücuda getirir. Abdülhak Hamit’in şiirlerinde tabiat ve ölüm, acılardan ve müşahedelerden (gözlem) yola çıkılarak yorumlanır.

Yeni Türk edebiyatı şiirinde birçok değişiklik yapılmıştır ama modern Türk şiirinin büyük değişikliklerini Hamit gerçekleştirir. Türk şiirine yeni hayâller, mazmunlar, nazım biçimleri, hatta vezin kalıpları armağan eder.

İstanbul’da doğdu. Farklı okullarda öğrenim gördü, düzenli bir öğrenim hayatı olmadı. Daha çok özel dersler alarak kendini yetiştirdi. Babasının Tahran büyükelçiliği görevi nedeniyle bir süre Tahran’da kaldı, bu sırada Farsça öğrendi. İstanbul’da farklı kurumlarda memur olarak çalıştı. Türkiye’nin Fransa, Rusya, Yunanistan, Hindistan, İngiltere ve Hollanda büyükelçiliklerinde görev yaptı. Meclis-i Ayan üyeliğinde ve ikinci başkanlığında bulundu. Cumhuriyet’in ilanından sonra üç dönem milletvekilliği yaptı.
Tanzimat’ın ikinci dönem temsilcilerinden olan Abdülhak Hamit Tarhan; “Tezatlar Şairi”, “Şair-i Azam (En Büyük Şair)” gibi unvanlarla anıldı. Döneminin de etkisiyle daha çok bireysel konulara yöneldi. Ölüm, hayat, tabiat, aşk, metafizik vb. temalarda kişisel duyarlılığı yansıtan şiirler yazdı. Türk şiirine biçimsel yenilikler getirdi. Onun eserlerinde hem Doğu hem Batı edebiyatının yansımalarını görmek mümkündür. Onda Fuzuli ve Şeyh Galip’in yanı sıra Hafız, Hayyam; Shakespeare, Victor Hugo gibi sanatçıların da etkisi görülür. Sanatçı, tiyatrolarını sahnelenmek için değil okunmak için yazdı. Yeni Türk edebiyatının ilk pastoral şiiri sayılan Sahra’yı yazdı. Eşi Fatma Hanım’ın ölümü üzerine yazdığı Makber, sanatçının ünlü şiirlerindendir.
Küçük yaşta yurt dışını tanıyan ve oralarda eğitim imkânı bulan Hamit, babasının dışarıdaki görevleri sırasında batıyı ve yakın şark’ı tanımış; buradaki kültürleri yaşamış bir insandır. Hamit hürriyet şairi olmak istese de mizacı, yaşadığı şartlar ve kültürü onu başka şeylerden zevk almaya itmiştir. Ne yazık ki Hamit’in dili, bugün için zor anlaşılır.

Not:

Türk şiirindeki telakkilerden kavrayış içinde hayat, ölüm, ölü gibi fizik ve metafizik gelenekler onun şiirinin orijinal yanını örer. Tabiat anlayışında da geniş bir coğrafya ve farklı bir tasvir getirir. Bu, çağdaşlarına göre, yeni ve derin bir tabiattır. Ger planı zengindir. Hamit’le birlikte batılı nazım ve kafiye biçimleri de yaygınlığını artırır. Erlerinde mitolojiye yer verir. Manzum tiyatro eseri yazma Hamit’le genişler.

Abdülhak Hamit Tarhan Şiirleri Eserleri :Sahra, Makber, Ölü, Bunlar Odur, Divaneliklerim yahut Belde, Hacle, Hep yahut Hiç (şiir); Macera-yı Aşk, İçli Kız, Duhter-i Hindu, Tarık, Nesteren, Tezer, Eşber, İlhan, Turhan, Finten (tiyatro) sanatçının başlıca eserleridir.

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir