VEHBİ CEM AŞKUN

(1909-1979) Şâir, yazar. Sivas’ta doğdu. Sivas Sultânisi’nin İlk kısmı (1924) ile İzmir Öğretmen okulu’nu bitirdi (1930). Bir süre Merzifon’da ilkokul Öğretmenliği yaptıktan sonra Gazi Eği­tim EnatltüsÜ’nün Türkçe BÖlümü’nü tamamlayarak Sivas, Erzincan, Eskişehir’de ortaokul ve lise öğretmenliğine geç­ti. Eskişehir’de öldü. Cumhuriyet devri şâir ve yazarlarındandır. Folklor ve ta­rih konularında yazılar yazmış, hikâye ve romanlar neşretmiştir. Şiir […]...

BURHAN ARPAD

Hikayeci, yazar. Mudanya’da doğdu. Ticaret Okulu’nun Orta Bölümü’nü bitirdi (1927). Tekel’de memurolarak çalıştı (1928-1943). Daha sonra yazarlığı seçerek Hürriyet, Memle­ket, Vatan gazetelerinde muhabirlik yaptı (1947-1955) ABC Kitabevi’nin kurucularındandır. Edebiyat hayatına Servet-i Fünun/ Uyanış dergisinde baş­ladı (1936). İnanç, Yığın, Adımlar, Yürüyüş, Yeditepe, Türk Dili, Varlık vb. dergilerde hikâyelerini yayımladı. Arpad’ın sanatsız yalın bir üslûp ile lirizm […]...

ALİ MÜMTAZ AROLAT

(23.VII.1897- 4.IX.1967) Şair. İstanbul’da doğdu. Hasan İzzet Paşa’nın oğludur. Galatasaray Sultânîsi’nde okurken gönüllü olarak I. Dünya Savaşı’na katıldı. Savaştan sonra Ticaret Lisesi’ni bitirdi (1922). Bankacılık yaptı. Öğrencilik yıllarında şiire başla­mış, birkaç yıl sonra bunları bir kitap hâlinde neşretmiştir. İstanbul’da öldü. Mezarı Zincirlikuyu’dadır. Aşk ve tabiat temalarını işleyen şâir, başlangıçta ritme ve hayâl güzelliğine yer veren […]...

KENAN AKYÜZ

Edebiyat tarihçisi, yazar. Yanya’da doğdu. Teşvikiye Nü­mü no Mektebİ’nde İlk, Kabataş Erkek Usesı’nde orta, Yük­sek Öflrolmon Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bolümü’nde yüksok tahsilini yaptı. Kars, Sivas, Yozgat liselerinde edebi­yat öğretmenliği yaptı (1934-1944). Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde Türk Edebiyatı doçenti ol­du (1944). 1954’te profesörlüğe yükseldi. 1982 yılında emek­li oldu. Ankara’da oturmaktadır. Kenan Akyûz, […]...

Oktay Akbal

(1923-2015) Hikâye ve romancı. İstanbul’da doğdu. Askerî Savcı Salih Sahabettin Akbal’ın oğlu, Romancı Ebûbeklr Hazım Tepey-ran’ın torunudur. Küçük yaşta babasını kaybetmiş, annesi tarafından yetiştirilmiştir. İlköğrenimini Fransız okulu Saint Benoit’da, ortaöğrenimini de İstiklâl Lisesi’nde yaptı. Ede­biyat Fakültesi ve Hukuk Fakültesi’ne birkaç yıl devam et­tiyse de bitiremedi. Gazete yazarlığı ve mütercimlik yapa­rak İş hayatına atıldı. Çeşitli gazetelerde […]...

METİN AKAR

(28.IX.1944- ) Edebiyat tarihçisi, yazar. Kırıkkale’de doğdu. Atatürk İl­kokulu (Kırıkkale, 1956) ve Kırıkkale Lisesi’ni (1962), Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ni bitirdi (1968). Yedeksu-baylık görevini yaptıktan sonra Adana Özel Ayaş Koleji’nde dört yıl edebiyat öğretmeni ve idareci olarak çalıştı. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okumak üzere tekrar Ankara’ya geldi. Hacettepe Üniversitesi Mezuniyet Sonrası Fakültesi’nde Prof. Dr. Şükrü Elçin […]...

MEHMET AKALIN

(1. VI. 1933- ) Dilci, yazar. Yalvac’ın Sücüllü köyünde doğdu. İlkokulu köyünde (1946), ortaokulu Yalvaç’ta (1949), liseyi Denizli’de (1953) bitirdi. Yüksek Öğretmen Okulu öğrencisi ofarak gir­diği İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde 1958’de mezun oldu. Mardin üsesi’n-de edebiyat öğretmeni, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fa-kültesi’nde asistan ve öğretim üyesi, Ege Üniversitesi Sos­yal Bilimler Fakültesi’nde […]...

AKA GÜNDÜZ

(1886-1958) Romancı ve tiyatro yazarı. Binbaşı Kadri Bey’in oğludur. Asıl adı Enis Avni’dir. Selânik’e bağlı Katerİn’de doğmuş, ilk öğrenimi Serez ve Selanik’te, orta öğrenimini Eğrikapı Sırp Rüştiyesi, Galatasaray, Edirne ve Kuleli Askerî idadile­ rinde yaptı. Harbiye Öğrencisi iken hastalanınca tahsiline ara verdi. Bir ara Paris’te hukuk ve güzel sanatlar öğrenimi­ne devam etti ise de yanda […]...

AHMET FAKİH

Horosan’dan gelen sanatçı medrese eğitimi görmüş, fıkıh konusundaki üstün bilgisinden dolayı da kendisine fakih denmiştir. Mevlevidir, Mevlana’ya bağlıdır. Eserleri Çarhnâme: 100 beyitten oluşan eser, kaside nazım biçimiyle kaleme alınmış ahlaki bir yapıttır. Eserde dünyanın faniliğinden bahsedilmiştir. Anadolu Türkçesinin ilk örneklerinden olması sebebiyle dil bakımından önemlidir. Kitâbu Evsâfı Mesâcidi’ş-Şerife: Kutsal meclislerin niteliklerini anlattığı 399 beyitten oluşan […]...

HALİDE EDİP ADIVAR

ADIVAR, HALİDE EDİB (1884-9 1.1964) Romancı. İstanbul’da doğdu. Reji Nâzın Mehmed Edip Bey’in kızıdır. Üsküdar Amerikan Kız Koleji’ni bitirdi. Özel olarak Arapça, Kur’ân-ı Kerîm, Türk musikîsi, Salih Zeki’den matematik, Rıza Tevfik Bölükbaşı’dan felsefe ve edebiyat dersleri alarak özel öğrenim gördü. 1901 ‘de hocası Salih Ze­ki İle evlendi. 31 Mart olayı üzerine Mısır’a kaçtı. Oradan İn­giltere’ye […]...

ABDÜLVASİ ÇELEBİ

(15. yy) Mesnevi şâiri. Hayâtı hakkında bilgi yoktur. Sultan 1. Mehmed’e yakın olan şâirlerdendir. Mesnevî edebiyatımızın önemli şairlerindendir. Ahmedî’-nin Farsça’dan Türkçe’ye çevirirken öldüğü Veys-ü Ramin mesnevisinin tamamlanması bu şâire teklif edilmiş (1412), fakat Abdülvâsi Çelebi bu eseri beğenmeyerek Halil-nâme adlı mesnevisini yazmış ve Sultan I. Mehmed’e sunmuştur (1414). Eserleri: 1. Halil-nâme (Hz. İbrahim’in hikâyesi), 2. […]...

ABDÜLBAKİ ARİF

(? 1713) . Divan ve mesnevi şairi, yazar. İstanbul’da doğdu. İlmiye mesleğinde Kazaskerlik rütbesine kadar yükselmiştir. Me­zarı İstanbul’dadır. Arif, Osmanlı devri şâir, yazar ve ilim adamlarındandır. Bir divan dolduracak kadar güzel şiirler, Hz. Muhammed’in hayâtını anlatan kitaplar ve manzumeler yazmıştır. Miracİ-yesi bu türün en güzel örneğidir. Eserleri: 1. Divan, 2. Manzume-I Mi’râc 3. Menâhicü’l-Usûl (Kelâm […]...

ABDULLAH ALİŞ

(15.IX.1908-26.Vill.1944) Halk edebiyatçısı. Tataristan’ın Köyek köyünde doğdu. İl­kokulu köyünde okudu. 1930’da Teknik Okul’u bitirerek tek­nisyen olarak çalıştı (1930) Sovyetler Birliği İle Almanya arasında, 1941’de çıkan savaşa katılarak Almanlar’a esir düştü. Esir kampında iken Hİtler’e karşı yapılan bir suikasti tasvip etmek ve faşizme karşı olmak suçundan (!) îdam edil­di. Bir teknisyen olmasına rağmen yıllarca halk kültürü […]...

Eylemde Çatı

Çatılarına Göre Eylemler : Eylemlerin öznelerine ve nesnelerine göre gösterdikleri özelliklere, girdikleri biçime çatı denir. Çatı, eylem kök ya da gövdelerine getirilen çatı ekleri dediğimiz eylemden eylem yapıp eklerine bağlı olarak oluşur. UYARI : Çatı, yalnızca eylem cümleleri üzerinde yapılan bir incelemedir. Ad cümlelerinin çatısı olmaz. ü Onda paranın yanında akılda vardı. ( Ad cümlesi […]...

Atatürk ve Dil Devrimi

DİL DEVRİMİ (Ulusallaşmanın Önemli Bir Aşaması) Atatürk bizi, milliyetimize ve Türk ulusal bilincine sahip kılarken bir taraftan da “Türk Ulusal Dili” üzerinde çalışıyor ve dil devrimini gerçekleştiriyordu. Osmanlı devrinde cahil ile okumuş; devlet adamı ile halk, birbirleriyle konuşup anlaşma olanağını hemen hemen yitirmişlerdi. Arabî ve Farisî deyimler arasında Türkçe, neredeyse silinip gidiyordu. Bütün bu karmaşıklığa […]...

Tiyatro Biçimleri

  Tiyatro türünün başlıca biçimleri şunlardır: a) Benzetmeci Tiyatro : Sahnede gösterilenlerin gerçek yaşamdan farklı olmadığını anlatan tiyatro eserleri, benzetmeci tiyatronun örnekleridir. Bu tür tiyatronun amacı, seyircileri sahnede gördüklerinin bir oyun olmadığı, yaşamlarından bir kesit olduğu düşüncesine götürmektir. Benzetmeci tiyatro, seyirciyi böylece yanıltmak ister. Oyuncular, sahnede rol yaparken sanki hiç seyirci yokmuş gibi davranırlar. Oyunun […]...

A Maddesi Sayfa 3 >> Deyim Sözlüğü

Altı alay, üstü kalay: İçi dışı bir olmayan; dışı süslü, içi berbat.”Altı alay üstü kalay bir dolaba benziyor bu.” Altı kaval, üstü şeşhane (Şişhane): Daha çok giyim için “altı, üstüne; bir parçası öbür parçasına uymaz.” anlamında kullanılır.”Çabuk çıkar şu üzerindeki altı kaval üstü şeşhane elbiseyi, yoksa rezil olacaksın el âleme.” Altın babası: Çok zengin, parası […]...

A Maddesi Sayfa 2 >> Deyim Sözlüğü

Ağır aksak: Pek yavaş olarak, düzgün olmayarak.”Her zaman işleri ağır aksak yapıyorsunuz.” Ağır basmak: 1. Ağırlığı fazla gelmek. 2. Bir işte etkili olmak, gücü üstün gelmek, istediğini yaptırmak.”Politik gücü ağır basınca ihaleyi kazandı.” Ağır başlı: Ciddî, olgun, hareketlerinde ölçülü, işlerini düşüne taşına yapan kimse.”Ağır başlı olmak insana üstün meziyetler kazandırır.” Ağırdan almak: Bir işi yapmakta […]...

Deyimler

Deyimler, bir kavramı belirtmek için bulunmuş özel anlatımlı ifadelerdir, genel özellikler taşıyıp ders vermezler. Bu nokta deyim ve atasözünün en önemli farkıdır. Genellikle gerçek anlamından az çok sıyrılarak ilgi çekici anlam taşıyan söz öbeklerine deyim denir. Deyimler anlatıma güzellik, çekicilik, canlılık katar. Türkçe, deyimler bakımından zengin bir dildir. Deyimlerin Özellikleri: 1. Kalıplaşmış söz Öbekleridir. Cümle […]...

Olay Öyküsüne (Hikayesine) Örnek

087956’nın SIFIRI (Tarık BUĞRA) Fatih taraflarında -amca derim- bir uzak akrabam oturur. Hali vakti yerindedir. Üstelik bir radyosu, küçücük, bebek yastığı gibi bir kedisi ve on altı, on yedi yaş-lannda da bir kızı vardır: Kumral saçlı, taptaze, kadife tenli, iri, yeşil gözlü, canlı, cana yakın bir şey. Adı da Ic-lâl. Bana gelince, ben işte böyle, […]...