islam Tarihi

İslam Tarihi Öncesi Dünya Hakkında Özet Bilgi

Islam tarihi öncesinde Kavimler Göçü nedeniyle Avrupa siyasi olarak parçalanmış durumdaydı. Batı Roma yıkılmış, Doğu Roma ise karışıklıklar içindeydi. Feodalizm sistemi ve Katolik Kilisesi yönetimde etkiliydi. Avrupa’nın büyük çoğunluğu Hristiyan idi. Farklı inançlara hoşgörü bulunmamaktaydı.

Afrika’nın kuzeyinde Doğu Roma İmparatorluğu hüküm sürerken Habeşistan’da ise Habeş Krallığı hüküm sürmekteydi. Afrika’da Hristiyanlık, puta tapma ve yerel dinler bulunmaktaydı. Asya kıtasında Bizans İmparatorluğu bölgenin en güçlü devleti konumundaydı. Kafkaslar, Anadolu, Balkanlar, Akdeniz Havzası, Mısır ve Kuzey Afrika’da Bizans İmparatorluğu’nun sınırları içindeydi.

Dinî inanış olarak Hristiyanlığın yaygın olduğu Doğu Roma toprakları Ortodoks mezhebinin merkezi konumundaydı. İran’da hüküm süren Sasaniler, Doğu Roma’dan sonra Ön Asya’nın en güçlü devletiydi. Bölgede ataşe tapmayı temel alan Zerdüştlük dini yaygındı. Orta Asya’nın güçlü devletlerinden biri olan Köktürkler bu dönemde ikiye ayrılmıştı.

Orta Asya’da yaygın olan inanış Gök Tanrı inancıydı. Tarihte birçok istilaya sahne olan Hindistan’da güçlü bir siyasi yapı bulunmamaktaydı. Hindistan’da inanış olarak tabiat kuvvetlerini ön plana çıkaran Veda inancı bulunmaktaydı. Bunun yanı sıra Hinduizm, Budizm inanışları da yaygındı. Çin’de ahlaki ve felsefi temele dayanan Taoizm ve Konfüçyüsçülük en yaygın olarak görülen inanış sistemleriydi.

İslamiyetten Önce Arabistan – Arap Yarımadasının Genel Durumu

islam Tarihi Öncesi Arabistan’da Siyasi Yapı

Arap Yarımadası islam tarihinde 6 coğrafi bölgeye ayrılmış olup Hicaz ve Yemen önemli olanlarıdır. Bizans ve Sasaniler buraya hakim olabilmek için savaşmışlardır. Arap Yarımadası’nın Kuzey ve Güneyi’nde küçük şehir devletleri de kurulmuştur. Bunlar güney Arabistan’da (Yemen) Main, Seba, Himyeri kuzeyde ise Nebat, Tedmür, Gassani devletçikleridir.

Hicaz, Arap Yarımadasının en önemli bölgesi olup en önemli şehirleri Mekke, Medine ve Taiftir. Kabe’nin Mekke’de oluşu Arapların Mekke’yi ziyaretgah olarak görmelerine ve Mekke’nin kültürel yapısının güçlenmesine ortam hazırlamıştır. Dâru’n – Nedve denilen soylu kişilerin toplandığı Mekke, soylu ve zengin kişilerce yönetilmiştir. Hz. Peygamberin dedesi Abdülmuttalip Mekke’nin şeyhi olarak bilinmektedir.

Arabistan’da Dini Yapı

Siyasi bir birlik olmadığı gibi dini bir birlik de yoktur. Hristiyanlık, Musevilik, Haniflik ve Putperestlik gibi inançlar görülmüştür. Mekke’de en yaygın inanış Putperestlik olup en önemli putları ise Lat, Menat, Hubel ve Uzza’dır.

Arabistan’da Sosyal Yapı

İslam Öncesi kabileler halinde yaşayan Araplar “kabile asabiyeti” denilen soya dayalı üstünlük iddialarına dayalı olarak birbirleriyle çekişme ve mücadele halindedirler. Zenginlikten doğan sınıflaşma görülür. Özellikle kadınlar bütün haklardan mahrumdur.

“Eşhuru’l – Haram ” olarak bilinen haram aylarda Arap Kabileleri arasında çatışma ve gerginlikler yaşanmaz. Kabe ziyaret edilir, Araplar arasında sıcak ilişkiler ön plana çıkar. Cahiliye Dönemi olarak da bilinen İslam öncesi Arabistan’da edebiyat gelişmiştir.

Arabistan’da Ekonomik Yapı

En önemli geçim kaynakları ticaret ve hayvancılık olup faizcilik (tefecilik) yaygın bir anlayıştır. Ukaz Panayırları ile Mekke’nin ticari kültür merkezi olarak önemi daha da armıştır.

Hılfu’l – Füdul: Hz. Peygamber ile Mekke’nin ileri gelenlerinden birkaç kişi arasında zalim lere karşı çıkmak, zalimlere karşı mazlumları korumak amacıyla yapılan bir antlaşmadır

Fil Vakası (Ebabil Kuşları) – 570’te Kâbe’yi yıkmak üzere büyük bir orduyla gelen Yemen valisi Ebrehe’nin ordusuna saldıran kuşlardır.

Ebabil Kuşlarının Ebrehe Ordusuna Saldırması: Ebrehe ordusu Mekke’ye girerken deniz tarafından, daha önce o bölgede hiç görülmemiş, kırlangıca benzer kuş sürüleri bir anda ortaya çıkarak Ebrehe ordusuna saldırdılar.

Gaga ve pençelerinde taşıdıkları taşlan ve çam urdan balçıkları askerlerin üzerine bıraktıklarında onlar, kurumuş, param parça olmuş ağaç yaprakları gibi dağıldılar. Rehberleri Nufeyl kaçtı, askerler kuş saldırısında telef olup feci şekilde öldüler; yolda kalanlar, geriye dönenler de helâk oldular.

Mekkeliler bu mucizeyi dağlardan seyrederken Allah’ın irâdesi karşısında hayret ve dehşet içindeydiler. Ebrehe, bu saldırıda etleri parçalanmış, çürümüş halde Sana’ya dönerken, Hasm kabilesinin yaşadığı bölgede göğsü ikiye yarılarak acıklı şekilde öldü.

Sûk-ı Ukaz – Ukaz Panayırı: İslamiyet’den önce, Nahle ile Tâif arasında kurulan meşhur bir panayır. Ukaz, bütün Arabistan kabilelerinin bir araya geldikleri büyük panayır yerleri idi. Buraya çok uzak ülkelerden, diğer hiç bir panayırda bulunmayan mallar getirildi. Yabancı emirler zahirelerini aradan temin etmek ve büyük tacirler ile orada iş yapmak alışkanlığında idiler. Böylece şiir yarışı yanında, ticari bakımdan da Ukaz, büyük ve önemli olan bir panayır idi.

1. Arap Yarımadası Çevresinde Genel Durum XX Avrupa’da Kavimler göçü sonrasında merkezî krallıkların etkisini kaybettiği ve feodalitenin etkili olduğu siyasi bir yapı vardır. Hristiyanlık yaygındır ve skolastik düşünce toplum yaşamına yön vermektedir. Kuzey Afrika Bizans egemenliğindedir. Mısır’ın güneyinde yer alan Habeşistan Krallığı Hristiyanlık dinini benimsemiştir.

Asya Kıtası’nda Bizanslılar, Sasaniler, Kök Türkler ve Çin güçlü devletler olarak varlıklarını sürdürmektedir. Japonya ve Hindistan’da merkezî yönetimin güçlü olmadığı bir siyasi yapılar vardır. Bizans Hristiyan, Göktürkler Gök Tanrı, Sasani Zerdüştlük inancına sahipken diğer ülkelerde Budizm, Taoizm, Şintoizm, Konfüçyüsçülük vb. dinler ön plandadır.

2. Arap Yarımadası (Cahiliye Dönemi): İslamiyet öncesi Kuzey Arabistan’da; Nebat, Tedmür, Gassani ve Lahmi devletleri bulunurken Güney Arabistan’da; Main, Seba ve Himyeri devletleri bulunmaktadır. Bu durum İslamiyet öncesinde Arap Yarımadası’nda siyasi birliğin olmadığının bir göstergesidir.

Bilgi Notu: İslamiyet’ten önce Arabistan’da siyasi birliğin sağlanamamasında; kabileler arasındaki çekişme ve kan davaları, farklı inanç ve mezhepler, Bizans ve Sasani devletlerinin baskıları etkili olmuştur. Çöllerde yaşayıp hayvancılıkla uğraşanlar “bedevi”, şehirlerde yaşayan ve tarımla uğraşanlar “hadari” olarak adlandırılırdı.

Erkeklerin bütün haklara sahip olduğu toplum yapısında kadınların neredeyse hiç hakkı yoktu. Kölecilik anlayışı yaygın bir şekilde Arap toplumunda kabul görmüş ve sınıfsal farklılıklar ortaya çıkmıştı. Putperestlik ve çok tanrılı bir inanç anlayışı yanında Haniflik (Hz. İbrahim’in dini), Hristiyanlık ve Musevilik de kabul gören dinler arasındaydı.

Kabilelerin başında “şeyh” veya “emir”ler bulunurdu. Özellikle Hicaz bölgesinde kurulan panayırlar vasıtasıyla ticari hayat canlı tutulurdu. Arap yarımadasında Arapça hemen her alanda konuşulan bir dildi. Arap alfabesi de yaygın olarak kullanılan bir alfabe olmuştu. Araplar; edebiyat, şiir ve hitabet sanatında ileri bir seviyeye ulaşmıştı.

islam Tarihi Öncesi Dünyanın Genel Durumu

Kavimler Göçü sonrasında Avrupa siyasi olarak parçalanmış durumdaydı. Batı Roma yıkılmış, Doğu Roma ise karışıklıklar içindeydi. Feodalizm rejimi ve Katolik Kilisesi yönetimde etkiliydi. Avrupa’nın büyük çoğunluğu Hristiyan idi. Farklı inançlara hoşgörü bulunmamaktaydı. Afrika’nın kuzeyinde Doğu Roma İmparatorluğu hüküm sürerken Habeşistan’da ise Habeş Krallığı hüküm sürmekteydi. Hristiyanlık, puta tapma ve yerel dinler bulunmaktaydı.

Asya kıtasında Bizans İmparatorluğu bölgenin en güçlü devleti konumundaydı. Kafkaslar, Anadolu, Balkanlar, Akdeniz Havzası, Mısır ve Kuzey Afrika’da Bizans İmparatorluğu’nun sınırları içindeydi. Dinî inanış olarak Hristiyanlığın yaygın olduğu Doğu Roma toprakları Ortodoks mezhebinin merkezi konumundaydı. İran’da hüküm süren Sasaniler, Doğu Roma’dan sonra Ön Asya’nın en güçlü devletiydi. Bölgede ataşe tapmayı temel alan Zerdüştlük dini yaygındı.

Orta Asya’nın güçlü devletlerinden biri olan Göktürk Devleti bu dönemde ikiye ayrılmıştı. Orta Asya’da yaygın olan inanış Gök Tanrı inancıydı. Tarihte birçok istilaya sahne olan Hindistan’da güçlü bir siyasi yapı bulunmamaktaydı. Hindistan’da inanış olarak tabiat kuvvetlerini ön plana çıkaran Veda inancı bulunmaktaydı. Bunun yanı sıra Hinduizm, Budizm inanışları da yaygındı. Çin’de ahlaki ve felsefi temele dayanan Taoizm ve Konfüçyüsçülük en yaygın olarak görülen inanış sistemleriydi.

Arap Yarımadası başlıca üç ana bölgeye ayrılır:

• Yemen: Main, Himyeri ve Seba’yi içerir.
• Yukarı Arabistan: Gassaniler, Nebatiler ve Hireliler görülür. Burası Amelika ile Tedmür’ü içerir. Yukarı Arabistan’da yer alan Gassaniler, İslamiyet’in doğuşu öncesinde bölgenin önemli devletlerinden biri konumundaydı.
• Hicaz: Mekke, Medine, Taif ve Hayber’i içerir.

   Arap Yarımadası’nda Hz. Muhammet peygamberden önce varolan dinler, Hz. İbrahim’in dini olan Hanif dini, Hıristiyanlık ve Musevilik’ti. Musevilik Yemen’de yaygındı.

     Cahiliye Arapları edebiyat ve şiirde oldukça ilerlemişlerdi. Beğenilen şiirler Kabe’ye asılırdı. Araplar, tarihlerini bilir ve sözlü olarak anlatırlardı. Bu sözlü tarihe eyyâmü’l-Arab denirdi. Eyyâmü’l-Arab aynı zamanda Müslüman Araplardaki tarih yazıcılığının temellerindendir.

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir