Dadaizm Akımı

Dadaizm Sanat Akımı Hakkında Kısaca Özet Bilgi

Öncüsü, Romen asıllı ozan Tristan Tzara’dır. Tzara, genç sanatçıların bir toplantısında “Larousse” sözlüğünden rastgele bir sayfa açmış ve karşısına çıkan ilk sözcük “Dada” bu edebi akımın adı olarak benimsemiştir. Sözünü ettiğimiz bu olayın da kanıtladığı gibi Dadaizm bir bunalım edebiyatıdır. Birinci Dünya Savaşı’nın sonucu oluşan çökün­tü, güvensizlik, insanların inanç ve değer yargılarının sarsılması, sanatçıları da umutsuzluğa, düş kırıklığına sürükledi. İnsanın yarattığı maddi ve manevi uygarlık değerlerinin, yine İnsan tarafından acımasızca yıkılıp yok edilmesi sanatçıları, ikiyüzlü saydıkları düzeni sanat anlayışlarının kuramlarını yıkmaya yöneltti.

Böyle bir ortamda dadaistler, sanatta her türlü geleneğe karşı çıktılar. Var olan dil ve estetik ku­rallarını kaldırmayı hedeflediler. Akla dayalı her şeye savaş açarak kuralsızlığı ve sürekli değişmeyi savundular. Bu akım sonradan yerini sürrealizm akmına bıraktı. Tzara dışında Andre Breton, Luis Aragon ve Paul Eluard ilk ürünlerini sürrealizm akımının özelliklerine dayalı olarak vermişlerdir.

Dadaizmin temsilcileri, herhangi bir anlam taşımayan rastgele sözcükler ve nesneler kullanarak sanatı ve edebiyatı özgürleştirmeyi hedeflemişlerdir. Bu akıma adını veren “Dada” sözcüğü, birçok dilde “anlamsız” ya da “saçma” anlamına gelmektedir. Dadaistler, sanat ve edebiyatta normları, gelenekleri, tabuları yıkmak ve yenilikçi bir bakış açısı getirmek istemişlerdir. Bu akımın edebiyatımızdaki karşılığı ise Garip hareketidir. Garipçiler de benzer şekilde, geleneksel edebiyatın sınırlarını zorlayarak farklı bir anlatım biçimi ortaya koymuşlardır.

Dadaizmin Ortaya Çıkışı Doğuşu

I. Dünya Savaşı yıllarında ortaya çıkmış bir akımdır. Sanat hayatında var olan bütün formal ve geleneksel tutumları reddeder. Akımın bildirisi, Tristan Tzara ve birkaç genç sanatçı ile beraber olan grup tarafından 1916 yılında yayımlamıştır. Savaş yıllarının yıkım psikolojisini bünyesinde taşır. Burjuva değerlerine ve yerleşik olan estetik anlayışına tam anlamıyla bir ret politikası uygularlar, Oluşturdukları anlayış, sürrealizmin zeminini meydana getirir.

Dadaizmin Özellikleri

  • Savaş yıllarının tesirinde hayatlarını sürdüren dengesizlik, isyan, korku, umutsuzluk gibi psikolojilerin tesirinde kalan insanların yaşamları ve bu ortamı tümüyle reddeden bir grup gencin başlattığı akımdır.
  • Topluma ve sanata ait bütün geleneksel yapıları, bunları oluşturan sistemler bütününü isyancı bir başkaldırı ile reddederler.
  • Akılcılık önemini yitirir ve kuşkucu bir bakış açısı hâkim olur.
  • Hiçbir şey tam anlamıyla doğru, sürekli, sağlam yapıda değildir.
  • Dadaist sanatçılar, benimsedikleri bu görüşleriyle toplumda irkilme ve şaşkınlık yaratmak istemişlerdir.
  • Edebiyata ciddi estetik ve yapısal anlamda öneriler getirmek-ten ziyade, sonraki yıllarda felsefi ve edebî alanda doğup gelişecek, sanat anlayışlarına yön verecek diğer bazı edebiyat ve sanat akımlarının doğmasına zemin hazırlayan, yol açıcı ve zemin hazırlayıcı bir mahiyette karşımıza çıkar.
  • Edebiyata tesir anlamında zikredilebilecek en büyük etkisi; geleneğe ait bütün yapının, alışkanlıkların, tekniklerin, metotların reddedilmesi, yıkılmasıdır.

Dadaizm Nedir Hakkında Geniş Detaylı Bilgi

1916’da Romen asıllı İtalyan şair Tristan Tzara tarafından ortaya atılan Dadaizm akımı (Kuralsızlık), edebiyat ve sanatta her türlü geleneğe, kurala karşı çıkan; “kuralsızlığı kural edinen” bir akımdır. I. Dünya Savaşı’nda yüz binlerce insanın ölmesi, insanların derin acılara gömülmesi ve mutsuzluğa sürüklenmesi; akla, mantığa ve ahlâka dayalı biçimde kurulduğunu söyleyen düzenlere karşı güvenin sarsılması, değer yargılarının alt üst olmasına yol açmıştı.

İşte Dadaizm, böyle bir ortamda savaş içinde doğdu; savaştan sonra Fransız edebiyatında etkinlik kazandı. Dadaizm, savaşın doğurduğu acılara, yıkımlara karşı bir protesto, bir isyan hareketi olarak kendini ortaya koydu.

Dadaizm; Bireyi aklın tutsaklığından ve akla dayalı düzenden kurtarmak Sanatta her türlü geleneği yıkmak özcükleri bilinen anlamları dışında kullanmak Yerleşik dil ve estetik kurallarını kaldırmak Akıldışılığı, kuralsızlığı ve sürekli değişmeyi savunmak gibi amaçlar edinmişti. Tristan Tzara’nın, Meydan Larousse’dan rastgele seçtiği bir sözcükten (Dada) adını alan bu akım, 1922’de yerini Sürrealizme (gerçeküstücülük) bıraktı. Sürrealizmin kurucusu olan şairlerin çoğu (Breton, Soupault, Aragon, Eluard…) sanat yaşamlarının ilk dönemlerinde Dadaizm içindeydiler.

Dadaizmln kurucusu ve öncüsü olan T.Tzara, bu akımı şöyle tanımlar: “Kağıt parçaları üzerine sözcükler yazın, bunları bir şapkanın İçine atıp karıştırın, sonra teker teker çekip bir kağıdın üzerine sıralayın; işte Dadaizm…”

Dadalzmin önemli Temsilcileri

Tristan Tzara
Francls Picabia

Türk edebiyatında Dadaizmi tüm özellikleriyle benimsemiş bir sanatçı yoktur.

DADA TÜRKÜSÜ

Bir asansörün türküsü Yüreğinde dada olan Çok yoruyordu motorunu Yüreğinde dada olan
Bir kral taşıyordu asansör Ağır kırılgan özerk Kesti iri sağ kolunu Roma’ya Papa’ya gönderdi
Asansörün işte bu yüzden Yüreğinde yok artık dada Çikolata yiyiniz
Yıkayın beyninizi
Dada Dada

(Tristan Tzara, Milliyet Sanat Dergisi, Sayı: 161)

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir