BAKİ

 (1526-1600)
Dîvan şâiri. İstanbul’da doğdu. Asıl adt Mahmud Abdül-bâkî’dir. İyi bir medrese eğitimi gördü. Daha öğrencilik yıl­larında şâir olarak kabut edildi. Başta Kanunî Sultan Süley­man olmak üzere devrinde yaşadığı dört pâdişâh tarafından korunmuş, rahat bir hayât sürmüştür. Meslek hayatına mü­derris olarak başladı; dâima yükselerek Mekke, Medine (1576-1582) ve İstanbul (1584) gibi illerde yüksek kadılık mev­kilerinde bulundu- İki kere Anadolu, bir kere de Rumeli Kazas­keri oldu (1585, 1591). Çok istediği halde Şeyhülislâm ota­madan İstanbul’da öldü. Mezarı Edirnekapı dışında, Eyüp yolu üzerindedir.
Dîvan edebiyatımızın en büyük şairlerindendir. Sağlığın­da Sultânü’ş-şuarâ ve Melikü’ş-şuarâ unvanlarını almıştır. Şiirlerinde aşk, tabiat ve rintlik temalarını işlemiştir. Beyit­lerini bir sarraf gibi inceden inceye söz ve mânâ sanatları İle süslemiştir. Türkçe’nin ifâde imkânlarından, mecazla­rından bol bol yararlandı. Eserlerinde Türkçe’nin tabiî cüm­le yapısını titizlikle korumuş, İstanbul Türkçesi’ni ustalıkla kullanmıştır. Ahenge önem vermiş, şiirlerinde Osmanlı Impara-torluğu’nun haşmetini duyurabilmiştir. Kasideleri, gazelle­ri, divan şiirinin en güzel örneklerindendir. Kanunî için yazdığı mersiyesi türünün en güzel örneklerinden biridir. Sağlı­ğında ünü İran ve Hindistan’a yayıldı. Ölümünden sonra da pek çok şâir üzerinde etkili oldu.

Eserleri:

1. Dîvan [Elyazması nüshaları yüzlercedir. Taşbasması baskıları da vardır. Rudolf Dvorak, Leiden’de (1911) gazellerini neşretti. Sadettin Nüzhet Ergun tam dîva­nı neşretti (1935). Ergun’un baskısında eksiklikler ve yanlış­lıklar vardır. Yeniden neşredilmesi gerekmektedir.]

2. Me’-alimü’l-yakîn fî sîreti Seyyîdü’l-Mürselîn [İmam Kastalânî’-nin tıkına dâir olan Mevâhibü’l-ledüniyye adlı eserinin ter­cümesidir. Bakî buna ilâveler yapmış, bazı kısımlarını da çı­karmıştır. Oldukça sâde bir dille yazılmıştır. Eser eski harf­lerle basıldı.]

3. Fazâilü’l-cihad [Ahmed Ibni ibrahim’e ait olan eserin tercümesidir. Sokullu Mehmed Paşa’nın emri ile yapmıştır. Önsözü ağır bir dil ile, tercüme kısmı sâde Türkçe ile yazılmıştır. Cihad’ın faziletlerinden bahseden bir eserdir.]

4. Fazâil-i Mekke [Kutbüddin Ahmed Mekkî’nin Mekke Tarihi’nin tercümesidir. Sokullu’nun emri ile Mekke kadısı iken çevirmiştir. Bunun da dili sâde ve temiz bir Türk­çe’dir.]

5. Kırk Hadis Tercümesi [Eyüp Sultan tarafından nakledilen kırk hadisin Türkçe’ye tercümesidir. Eser kay­bolmuştur.]

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir