İslamiyet Öncesi Türklerin Dini İnançları

İslam öncesi Türklerin din ve inanışları

İslamiyet öncesi Türklerin dini inançları, genellikle Şamanizm ve Tengrizm gibi doğa inançlarına dayanmaktadır. Bu inançlara göre, doğa ruhları, ruhları ve tanrılarla birlikte yaşadığına inanılır. Şamanizm, Türklerin en eski dini inançlarından biridir. Bu inanca göre, doğa ruhları ve ruhlar, insanlar ve dünya arasında aracılık ederler. Şamanlar, doğa ruhları ve ruhlarla iletişim kurabilen özel insanlardır ve bu nedenle toplumda saygı gören kişilerdir. Tengrizm ise, daha sonraki bir dönemde ortaya çıkmıştır. Bu inanca göre, evrenin yaratıcısı olan Tengri, insanların ve tüm doğanın koruyucusudur. Tengrizm, doğa ruhlarına olan inançları da içerir ve bu nedenle Şamanizm ile bazı benzerlikler gösterir.

İslamiyet öncesi Türklerde, Tanrıça inancı da yaygındı. Bu inanca göre, ana tanrıça veya dişi bir tanrıça, doğanın ve hayatın kaynağıdır. Bu inanca bağlı olarak, çeşitli ritüeller ve törenler düzenlenirdi. Ayrıca, İslamiyet öncesi Türklerde, ölen insanların ruhlarına olan inanç da yaygındı. Ruhların, ölen kişinin bedeninden ayrılıp başka bir boyuta geçtiği düşünülürdü. Bu nedenle, ölen kişilerin mezarlarına saygı gösterilir ve ölen kişilerin ruhlarının rahat etmesi için çeşitli ritüeller düzenlenirdi.

Tüm bu inançlar, İslam’ın Türkler arasında yayılmasından önce Türklerin hayatını etkilemiştir. İslamiyet’in Türkler arasında yayılmasıyla birlikte, Türklerin dini inançları ve kültürü önemli ölçüde değişmiştir. Ancak, Türk kültüründe İslamiyet öncesi döneme ait bazı gelenekler hala yaşatılmaktadır.

1- Tabiat Kuvvetlerine İnanma: Dağ, ağaç, göl, kaya gibi varlıkların gizli güçlere sahip olduklarına inanırlardı.
2- Atalar Kültü: Ölmüş büyüklere ve atalara ait hatıralar kutsal sayılır ve saygı gösterilirdi.
3- Şamanizm: Kam veya Şaman adı verilen kişi­ lerin, kötü veya iyi ruhlarla temas sağladıklarına ina­ nılarak, bunların büyücülük ve sihir özelliklerine baş­ vururlardı. Şaman inançları, Anadolu’da hala varlı­ğını sürdürmektedir. Örneğin: Gelinlerin üzerine buğday veya para at­mak, eşikten atlamanın uğursuz kabul edilmesi, kurşun dökmek gibi…
4- Göktanrı İnancı
Türklerin İslamiyetten önceki dini Göktanrı diniydi. Bu dine göre Türkler;

  • Tek bir Tanrının evreni yarattığına ve gökte oturduğuna inanıyorlardı.
  • Öldükten sonra dirileceklerine inandıkların­ dan ölülerini; atı, eşyaları ve silahıyla birlikte gömüyorlardı.
  • Cennet’e UÇMAğ , cehenneme ise TAMU di­ yorlardı.
  • Mezarlara ölünün, sağlığında öldürdüğü düş­ man sayısı kadar BALBAL adı verilen küçük heykeller dikerlerdi. İnanışa göre, yeniden di­rilecek kişi atıyla cennete gidecek, ve öldür­ düğü düşmanlar sonraki yaşamında ona hiz­met edeceklerdir.
  • Ölüleri için YUĞ adı verilen cenaze törenleri yapar, ve ardından yas tutarlardı. Türkler arasında Maniheizm (Mani dini), Bu­dizm, Musevilik, Hıristiyanlık gibi dinlerde ya­ yılmıştı.

İslamiyet Öncesi Türklerin Dini İnançları

Uygurlara (Kök Türklerde Kapgan Kağan hariç) kadar Türklerin milli dini olarak Gök Tanrı inancı ön plana çıkmıştır. Gök Tanrı inancında ölüm den sonraki hayata inanışın sonucu Türkler, ölülerini eşyalarıyla birlikte gömmüşler ve mezarlarının güvenliğini ve bozulmamasını önemsemişlerdir. Mezarların talan edilmesi savaş sebebi görülmüştür.

Cennet (uçmağ) ve cehennem (tamu) inancının görüldüğü Gök Tanrı inancında din adamlarına Kam demişlerdir: Ölüleri için yaptıkları yas törenlerine yuğ denilmiş ve ölen kişinin mezarını ilk zam anlar ziyaret etmişlerdir. Türkler ölülerini çadıra koymuşlar ve yas töreni (yuğ) düzenlemişlerdir. Daha sonra ölünün mezarı (kurgan) üzerine kerpiçten, taş ve ağaçtan kulübe biçim inde yapılar yapmışlardır.

Uygurlardaki anıt mezarlar, çadırdan esinlenerek kubbeli yapılmıştır. Karahoço yakınlarındaki anıt mezarlar Uygurlar dönemine ait ilk örneklerdir. Ölülerin mezarlarına hayvan figürleri işlenmiş mezar taşları yapmışlardır. Kök Türklerde “balbal” olarak bilinen insan figürlü taş heykeller mezar taşları olarak bilinmektedir.

Türklerin, atalarına saygının bir gereği olarak mezarlara verdikleri önem “Atalar Kültü” denilen inanışa da neden olmuştur. Bozkır yaşamının etkisiyle Türklerde “Tabiat kuvvetlerine inanış”, tabiatın sunduklarına şükran, tabiatın gücü karşısında saygı biçiminde algılanmıştır, Güneş, Ay, Yıldızlar Türklerin ilgisini çekmiş
ve hükümdar unvanlarında bu unsurların gücüne de yer vermişlerdir.

İslamiyetten Önceki Türklerin Dini inanışlarına Genel Bakış

Türkler, Şamanizm denilen tabiat kuvvetlerine saygı esası içinde bu değerlere yer verirlerken hiçbir zaman bu unsurlara tapınmamışlardır. Tümülüsü andıran kurganlar, İslamlaşan Türklerde türbe ve kümbetler olarak yeni bir kimlik almıştır. Gök Tanrı, “Allah” inancında olduğu gibi uluhiyet içerikli, yeri ve göğü yaratan, doğmamış – doğrulmamış tek mutlak güçtür. Bilen, işiten, yaratan vs. özellikleri ile tek tanrıdır. Bulgar Kitabelerinde “Bulgarlar Hıristiyanlar için çok şey yaptı. Ancak onlar bilmezler. Olsun ! Gök Tanrı biliyor ya!” ifadeleri görülmüştür. “Gök Tanrı’nın, Güneş’in ve Ay’ın tahta çıkardığı Tanrı Kut’u Tanhu” unvanı Mete Han için kullanılırken; “Ay Tengri’de Kut bulmuş Külüg Bilge Kağan” unvanı Uygurlarda kullanılmıştır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir