Enderunlu Fazıl

(17597-1810) Dîvan ve mesnevi şâiri. 18. yüzyıl divan şairlerinden biridir. Enderun mektebinde yetiştiği için bu lakabı alan sanatçı, Osmanlı Dönemi’nde toplatılan ilk kitap olan Zenanname (Kadınlar kitabı) adlı eseri yazmıştır. Tüm düşüncelerini açıkça dile getirmekten çekinmemiş, kadınlardan zevk almadığını sürekli tekrarlayarak tüm eserlerinde bu konuyu ele almıştır. Akkâ civarında Safd’da doğdu. Asıl adı Hüseyin’dir. Babası […]...

Nabi

Nabi kimdir hayatı eserleri şiirleri kişiliği hakkında bilgi Dîvan ve mesnevi şairlerindendir. Urfa’da doğdu. Asıl adı Yûsuf. Memleketinde medrese öğrenimi gördü. 1666 yılında İstan­bul’a gelip Musahip Mustafa Pasa’nın dîvan kâtipliğini yap­tı. Bir ara hac görevini yerine getirmek için Hicaz’a gitti ve döndü (1678). Mustafa Paşa 1685 yılında ölünce Nâbî Ha­leb’e gidip yerleşti, evlendi. Baltacı Mehmed […]...

Pir Sultan Abdal

Alevi-Bektaşi şiir geleneğinin en ünlü şairi olan sanatçının asıl adı Haydar’dır. Kanuni zamanında Doğu Anadolu’da patlak veren bir isyana katılmış, yaşadığı olayları şiirlerine aktarmış, İran şahının propagandasını yaptığı için de Hızır Paşa tarafından Sivas’ta idam edilmiştir. Nefesleri önemlidir. Din dışı konularda söylediği şiirlerinde toplumsal sorunlara değinmiştir. Şâir. Hayatı hakkında fazla bilgi yok. Sivas’ın Banaz köy­ünde […]...

Aşık Edebiyatı

Aşık edebiyatı şiirlerini söyleyenler bellidir. Usta çırak ilişkisine göre yetişir. Din dişi konular işlenir. Ölüm, gurbet, doğa, ay­rılık, yoksulluk başlıca temalardır. “Aşık” denen saz şairlerinin çoğu okuma-yazma bilmez. Eğitim görenlerinin bir bölümü Divan edebi­yatından etkilenip aruz ölçüsünü de kullanmıştır. Şiirlerin son dörtlüğünde aşıklar, adlarını kullanırlar. Aşık edebiyatı şiirleri, meraklılarınca bir tür an­toloji sayılabilecek “cönk” adı […]...

Halk Hikayeleri

HALK HİKÂYELERİ Halk Hikayeleri ile ilgili Kısaca Bilgi Bir ulusun tüm bireylerinin hissedebileceği duygularını dile getiren, anlatma esasına dayalı nesilden nesile ulaştırılan uzunca öykülerdir. Halk ozanları tarafından diyar diyar gezilerek anlatılan halk hikayeleri, manzum ve mensur (nazım-nesir) karışık olarak anlatılıp sonraki asırlarda yazıya geçirilen ve zamanla anonimleşen (ilk söyleyeni belli olmayıp halkın ortak ürünü olan) […]...

Halk Masalları

Masal kişileri olağanüstü özellikler taşıyan, hayal öğesi ağır basan hikayelerdir. Masal kişileri gerçek yaşamda rastlanan kişilerin dışında cin, peri, cadı, dev, ejderha gibi olağanüstü varlıklardır. Masallarda olayın geçtiği yer ve zaman belirsizdir. Masallar dini özellikler taşımaz. Eğitici yanı olan masalların anlatımında iç kafiye sanatına (seci) yer verilir tekerlemeler önemli yer tutar. Genellikle “Bir varmış bir […]...

Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatında Tenkit

Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatında Tenkit Batılı anlamda eleştiri, Tanzimat’la birlikte edebiyatımıza kazandırılmıştır. Yeni edebiyatımızı modernleştirmeyi amaçlayan sanatçılar, eski edebiyatı yıkmaya ve yerine yenisini yerleştirmeye çalışarak çalışmalarını bu yönde yoğunlaştırmışlardır. Bu türün öncüsü Namık Kemal’dir. İlk eleştiri yazısı: Lisan-ı Osmani’nin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazat-ı Şamil’dir. (Namık Kemal) İlk eleştiri eseri: Tahrib-i Harabat (Namık Kemal) Tanzimat döneminde […]...

Halk Edebiyatı

Halk Edebiyatının Geniş Detaylı Tanımı         Vücuda getirenleri belli olmayan, aslında sözlü olduğundan ve halk arasında dilden dile intikal ettiğinden değişliklere uğrayabilen edebî mahsuller bütünüdür.       Türkiye’de “Halk Edebiyatı” kavramı, terminoloji açısından hem yenidir hem de üzerinde görüş birliği sağlanma bakımından tartışmaları bünyesinde barındırır. Halk Edebiyatı, halkiyat (folkloristik) biliminin edebî […]...

Sergüzeşt Özeti

Sergüzeşt Romanın Özeti Kısaca Dilber Kafkasya’dan alınıp getirilmiş ve İstanbul’da esir olarak satılmış dokuz yaşında bir kızdır. Eski Harput Mal Müdürlüğü’nden azledilmiş Mustafa Efendi adında birine kırk liraya satılır. Taş yürekli bir kadın olan evin hanımı ile Arap cariye Terafet, kızı çok hırpalarlar ve kıza gücünün üstünde iş yaptırırlar. Dilber bir gün bu evdeki hayata […]...

Kaygusuz Abdal

Kaygusuz Abdal Kimdir Hayatı Eserleri Kişiliği Şiirleri (1341?- ) Zamanının bütün ilimlerini öğrenen Kaygusuz Abdal, genç yaşında Elmalı’daki Abdal Musa’ya bağlanarak Kaygusuz adını almış ve uzun süre Abdal Musa’nın hizmetinde bulunmuştur. 1397-98 yıllarında Mısır’a giderek orada bir tekke kurmuş, Mısır’da tarikatını yerleştirdikten sonra hacca gitmiş; Hicaz, Suriye ve Irak’ı dolaşarak Anadolu’ya dönmüştür. Güney ve Batı […]...

Karacaoğlan

Doğum ve ölüm tarihleri kesin olarak bilinmeyen Karacaoğlan’ın Toroslarda yaşayan Türkmenler arasında yetişmiş olduğu düşünülmektedir. Âşık edebiyatının en güzel lirik şiirlerini söyleyen sanatçı, din ve tekke şiirinden, doğa konularını üstün bir başarıyla, yalın bir dille işlemiştir. Şiirlerinden Anadolu’nun birçok yerini gezdiği anlaşılan Karacaoğlan’ın Mısır, Trablus, Rumeli gibi yerlerde bulunduğu uzun yıllar gurbette yaşadığı biliniyor. Aşık […]...

Kadı Burhaneddin

Uzun yıllar kadılık görevinde bulunan ve asıl adı Ahmed olan sanatçı, 1381 yılında Sivas’ta tahta çıkmış ve on sekiz yıl Sivas sultanlığı yapmıştır. Komşularıyla mücadele etmiş, sonunda Sivas surları önünde başı kestirilerek öldürülmüştür. Aşk, yiğitlik, tasavvuf edebiyatı temalarını kendine özgü bir üslupla ele alan sanatçının şiirlerindeki yiğitçe tavır onu diğer şairlerden ayırır. Eserlerinde aruz ölçüsünün […]...

Dadaloğlu

Asıl adı Veli olan şair, Toroslarda yaşayan Türkmenlerin Avşar boyundandır. Şehir yaşamından uzak kaldığı için divan edebiyatından hiç etkilenmemiştir. Toroslarda yaşayan göçebe insanları zorla köylere yerleştirmeye çalışan Derviş Paşa komutasındaki Fırka-i İslahiye ordusuna karşı ayaklanmış, Türkmenleri mücadeleye çağıran şiirler yazmıştır. “Hakkımızda devlet vermiş fermanı Ferman padişahınsa dağlar bizimdir” dizeleri onun karakter yapısını ortaya serer. Türkmenler […]...

Nefi

Dîvan şâiri. Hasankale’de doğdu. Asıl adı Ömer. Memle­ketinde Medrese öğrenimi gördükten sonra I. Ahmed zamanında istanbul’a geldi. Sultan IV. Murad tarafından korundu. Bâzı memurluklarda bulundu, vergi kâtipliği yaptı. Sultan IV. Murad’a bir daha hiciv yazmayacağına dâir söz vermiş, sözünde durmayarak Bayram Paşa’yı hicvetmiş ve bu yüzden boğdurularak Sarayburnu’ndan denize attırılmıştır. Divan şiirinin en büyük övgü […]...

Necati Bey

15. yüzyıl edebiyatçısıdır. Asıl adı İsa olan sanatçı aşıkane, sade ve samimi gazelleri ve II. Beyazıd’ın şehzadeleri olan Abdullah ve Mahmud için yazdığı mersiyeleriyle tanınmıştır. Atasözleri, deyimler ve halk tabirlerine olan düşkünlüğü; onları şiirlerde kullanmada gösterdiği başarı Necati’nin edebi kişiliğinin en önemli yönlerinden biridir. Lirik bir anlayışla şiir yazan sanatçı, daha çok Türkçe yazmış, çağdaşlarına […]...

Batı lehçesi (Oğuzca)

Anadolu Türkler tarafından fethedildikten sonra bir bilim merkezi haline gelmeye başlamıştır. Moğol istilasından kaçan şeyh ve dervişlerin Anadolu’ya gelmeleri de tasavvuf akımının burada kökleşmesini sağlamıştır. Bu dönemde Türk dili sadece hakin ve ordunun dili olmaktan çıkmış, resmi dil ve edebi dil konumuna yükselmiş, 1453 yılında İstanbul’un fethedilmesiyle birlikte XV. yüzyılın ikinci yarısından itibaren gelişmeye başlayan […]...

Muhammes

Beş dizeden oluşan nazım biçimidir. Bent sayısı 4-8 arasında değişir. Aruz ölçüsüyle yazılır. Muhammes her konuda yazılabilir. En çok Muhibbi (Kanuni Sultan Süleyman) eser vermiştir. Tahmis ve tardiye de muhammesin özel biçimleridir ve beş dizelik bentlerden oluşur....

Sözlü Türk Edebiyatı ve Özellikleri

Tarihin ilk devirlerinden MS VI. yüzyıla kadar olan bölümü sözlü edebiyat dönemini kapsar. Sözlü edebiyat ürünleri dini törenlerden doğmuştur. İslamiyet öncesi Türk şiiri hece ölçüsüyle yazılmıştır. Daha çok yedili, sekizli, on ikili ölçüler kullanılmıştır. Şiirlerde kullanılan dil öz Türkçedir. Kafiye ve redif önemsenmiş daha çok yarım kafiye kullanılmıştır. Şiirlerde nazım birimi dörtlüktür. Şiirler düz uyak […]...

Anı (Hatıra)

Bir edebî tür olarak hatıra (anı), toplumca tanınmış ve alanlarında isimleri duyulmuş kişilerin geçmişte yaşadıkları ya da şahit oldukları olayları, durumları anlattıkları yazı türüdür. Anılar yaşanabilecek olanı değil, yaşanmış olanı anlatan yazı türleri olduğundan gerçeğe dayalıdır. Bu yönüyle anılar yaşandığı dönemin ekonomik, toplumsal, siyasal, kültürel ve tarihî yapısını yansıtan birer belge niteliği taşır. Anı, insanın […]...

Aşık Paşa

Aşık Paşa kimdir hayatı eserleri şiirleri kişiliği Mutasavvıf bir şairdir. Yapıtlarında sade bir dil kullanmış ve Türkçenin Anadolu’da bir edebiyat dili olarak yerleşmesinde önemli katkılarda bulunmuştur. Asıl adı Ali olan sanatçının mahlası Âşık’tır. Türkiye Türkçesini ilk kullanan tasavvuf şairlerinden biridir. Halka tasavvufu öğretmek amacıyla hem aruz hem heceyle şiirler yazan sanatçı, özellikle didaktik tarzda eserler […]...