Divan Edebiyatı Şiiri Nazım Biçimleri

Divan Edebiyatı Nazım Biçimleri

Divan şiirinin nazım şekilleri ve türleri, yeni dönemin başlangıcında daha sık olmak üzere bazı değişikliklerle kullanılmıştır. Müesseselerde ve zihniyette meydana gelen değişiklik, sanatta ve edebiyatta kendini gösterince önce muhtevada sonra şekilde değişiklikler görülür. Eski şekiller ve türler, yeni kavramlar ile muhtevada değişiklik gösterirken ne doğrudan doğruya şekle ne de anlama katabileceğimiz bir yenilik yaşanır. Bu noktada ilk çözülmesi gereken şey, şiirin yapısında teşekkül eden değişimdir.Beyit düzeni bozulmuştur.

Tanzimat şiirinde, eserin adı kasidedir, gazeldir ama beyitler arasındaki ilişki, eski gazel ve kasidenin dışında bir yapı arz eder. Divan şiirinde iki mısralık bir yapı taşı hüviyetinde olan beyit, bir evvelki veya bir sonraki beyit ile irtibatsızmış gibi görünür. Divan edebiyatı şairleri, iki beyit arasındaki geçişi, muhatabının zevk ve bilgi derecesine bırakır. Böylece bir gazel veya kaside ile binlerce gazel veya kasidenin çağrışım sistemi, muhataplara taşınmış olur. Sanat eseri de, şairi ve okuyucusu ile birlikte tesis olunur. Sistem, vazgeçilmez değildir ama orijinaldir.

Divan Edebiyatının edebî şekil ve türlerinin değişmesi, edebiyatın kaynakları ile de izah olunabilir. Eski edebiyatımız, Arap, Fars, Hint gibi doğu kültürlerinin etkisinde kalarak aynı zamanda Anadolu’da karşılaştığı yerli halkın yaşayışından müteessir olarak gelişmiştir. Bir bakıma, gelişen ve değişen, zenginleşen Türk kültürüdür. Millî kültürümüz, bu manada batı kültürünün etkisi ile birlikte bozulmuştur ama gelişmiştir de. Bütün bu etki kaynakları bir terkip hüviyetiyle ele alınıp incelendiğinde hem eskinin hem de yeninin, millî kültürümüzü beslediği gerçeği ortaya çıkacaktır.

Tanzimat’tan sonra batı kültürüne yanaşan değerlerimiz, doğunun etkisinden çıkıp batının etkisine girmek isteyişle zamanımıza kadar çalkalanıp durmaktadır. Eskiye nazaran batı motifleri, bizi daha çok sarmış görünmektedir ama asla doğunun kültür değerleri silinip gitmemiştir.

Beyit yapısındaki değişmeler, şiirin hacmi, geri plandaki çağrışım sistemi, kafiye örgüsü, vezni ve ona bağlı ritim unsurları ve kavramları bakımından da değişikliğe uğramıştır.

Yeni gelişen şiirimizde şekiller ve şekillerin getirdiği kafiye örgüleri üzerinde bir takım aksamalar veya şuurlu tasarruflar kendisini gösterir. Beyit veya bentlerin, sayı bakımından arttığına ve eksildiğine; bazı şekillerde fazladan, farklı yapıda mısra veya beyitler eklendiğine, şekillere tahsis edilen konular bakımından bir genişlemeye, kafiye şemalarında gerçekleşen bir takım değişikliklere şahit oluruz. Klasik şekillerde rastladığımız  bu değişikliklerin yanı sıra, batı edebiyatına ait nazım şekilleri de şiirimizde kendisini göstermeye başlar

Önce mürettep divan ve divan-ı natamam anlayışı değişir. Bu değişiklik, mürettep  divanın klasik sırasını bozmakla kalmaz, aynı zamanda divanların sosyal hayattaki etkilerini de değiştirir.

BAŞKA BİR KAYNAK:

Divan edebiyatı, Türklerin İslamiyet’i kabul etmesinden sonra 13. yüzyıldan itibaren Anadolu’da İslam etkisinde gelişen ve 19. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren yerini Batı etkisinde gelişen Türk edebiyatına bırakan edebiyattır. Bu edebiyatın ortaya çıkmasında Arap ve İran edebiyatının etkisi büyüktür. “Divan” başlangıçta belli bir konu üzerine düzenlenmiş şiirlerin toplandığı eserlerin adı olmuş, sonraları bir şairin şiirlerini topladığı eserlere divan denmiştir.

Divan kelimesi zamanla bu dönem edebiyatının isimlendirilmesinde kullanılmıştır. Divan edebiyatında şiir yegâne sanat dalı olarak görülmüştür. Hatta nesirler bile şiire yaklaştırılmış, manzum hâlde ifade edilmiştir. Arapça ve Farsça sözcüklerin yoğun olarak kullanıldığı şiirlerin anlaşılması zordur ve kültürel birikim ister. Sanatçılar şiirlerinde edebi sanatlara oldukça fazla yer vermişlerdir. Divan şiirinde dil süslü ve sanatlıdır. Şairler aynı konuları benzer mazmunlarla (kavram) anlatmak zorunda olduklarından farklı hayallerden, imgelerden yararlanma yoluna gitmişler, bu durum da dilin ağırlaşmasına yol açmıştır.

Divan edebiyatı, şiir ve nesir alanında dini, sosyal, kültürel ve tarihî birçok kaynaktan beslenmiştir. Bunlar Kur’an, hadisler, Kısas-ı Enbiya (Peygamber hikâyeleri), Evliya Menkıbeleri, Tasavvuf, Şehname, tarihî olaylar, kişiler ve günlük hayata dair kaynaklardır. Divan edebiyatında soyut anlatım ön plandadır. Duygu ve düşünceler mazmun adı verilen kalıplaşmış benzetmelerle ifade edilmiştir. Bu, divan edebiyatını basmakalıp ifadelere sürüklemiştir. Divan şiirinde en çok kullanılan nazım birimi beyittir. Beyitler kendi içinde anlam bütünlüğüne sahiptir. Bütünde değil parçada anlam bütünlüğü sağlanmaya çalışılmıştır.

Büyük çoğunluğunu aruz ölçüsüyle kaleme alınan divan şiirlerinde, Arap ve İran edebiyatından alınan nazım biçimleri kullanılmıştır. Genellikle tam kafiye ve zengin kafiye ile yazılmış, redif de kullanılmıştır. Sözcükler ses ve şekil güzelliği sağlamak amacıyla birbiriyle uyumludur. Şiirlerin son beytinde şairler genellikle mahlas adı verilen takma isimler kullanmıştır.

Divan şiirinde nazire geleneği yaygındır. Nazire, bir şairin başka bir şairden etkilenerek aynı ölçü ve uyak ile yazdığı şiirlerdir. Bu anlayış özgün şiir yazmayı olumsuz yönde etkilemiştir.
Divan edebiyatımızda genellikle bent, dörtlük ve beyit nazım birimi olarak kullanılmıştır. Divan şiirinde tuyuğ ve şarkı hariç diğerleri Arap ve Fars edebiyatlarından alınmıştır.

Beyit: Anlamca birbirine bağlı ve aynı ölçüde iki dizeden oluşan nazım birimine verilen addır. Divan edebiyatında en çok kullanılan nazım birimidir. Bu nazım birimiyle yazılan şiirlerde her beyit kendi başına anlam bütünlüğü gösterir. Beyitte dizeler birbiriyle kafiyeli olabildiği gibi kafiyesiz de olabilir. Bu durum, beytin, şiirin hangi bölümünde kullanıldığına ve bulunduğu şiirin türüne göre değişir.

Mısra: Sözlükte “çift kanatlı bir kapının kanatlarının her biri” anlamı verilmiştir. Şiirlerde ise , “ölçülü ve anlamlı, bir satırlık nazım parçası” anlamına gelir. Divan edebiyatında ise herhangi bir şiire bağlı olmayan, kendi başına bir anlamı olan mısralara “azade mısra” adı verilir. Vecize olarak kullanılan mısralara “mısra-ı berceste” adı verilir.
Divan şiiri nazım şekilleri bentlerle, dörtlüklerle ve beyitlerle kurulanlar olmak üzere üç ana bölümde incelenir.

I. BENTLERLE KURULAN NAZIM BİÇİMLERİ:

1. Murabba
2. Şarkı
3. Terkib-i Bend
4. Terci-i Bend

II. DÖRTLÜKLERLE KURULAN NAZIM BİÇİMLERİ:

1. Rubai
2. Tuyuğ

III. BEYİTLERLE KURULAN NAZIM BİÇİMLERİ

1. Gazel
2. Kaside
3. Mesnevi
4. Kıta
5. Müstezat

Bunları maddeler halinde ayrıntılı olarak inceleyelim:

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir