Etiket: Mesnevi Şairleri

HAKANİ MEHMET BEY

(?-1606) Divan ve mesnevi şairi. İstanbul’ludur. Medrese tahsili görmüş, sancak beyliği ve dîvan muhasebeciliği yapmıştır. İstanbul’da öldü, Edirnekapı Mezarlığı’na gömüldü. Hakani’yi ebedîleştiren Hilye adındaki mesnevîsidir. Arapça Siyer ve Şemâil-i Şerif kitaplarından faydalanarak yazdığı ve Hz. Muhammed’in fizikî yapısını, beden özellikle­rini anlattığı bu mesnevi (yazılış tarihi 1598) asırlarca okunmuş eski ve yeni harflerle defalarca basılmıştır. Tasavvuf edebi­yatımızda […]...

Fuzuli

Fuzûlî’nin hayatı hakkındaki bilgilerimiz sınırlıdır. Eldeki bilgilere göre asıl adı Mehmet’tir. Bağdat yakınlarındaki Hille’de doğduğu tahmin edilmektedir. Osmanlı Devleti’nde şairlerin şöhret bulduğu İstanbul’dan uzakta, Bağdat-Kerbela çevresinde yaşamıştır. İlimsiz şiir olmayacağını söyleyen Fuzûlî, Türk edebiyatının en çok tanınan şairlerindendir. Şiirlerindeki yoğunluk, içtenlik, biçim mükemmelliği, ahenk ve coşku, aşkı etkileyici anlatması ve aşk ızdırabından mutlu olma temi […]...

FAZLİ

(?-1564) Dîvan ve mesnevi şâiri. Asıl adı Mehmet’tir. Üsküplü şâir Riyazi ile şâir Zâtî’den şiir dersleri aldı. Şehzade Mehmed’-İn sünnet düğününde (1530) yazdığı bir kasideyi huzurda okuyarak Kanunî’nin iltifatını kazandı. Dîvan kâtipliği ve rei-sülküttaplık yaptı. Kütahya’da öldü. Şiirde ve nesirde devrinin tanınmış sanatçılarından idi. Gazelleri ve mersiyeleri meşhurdur. Çok sayıda rubâî yaz­mıştır. Gül ü Bülbül […]...

KAF-ZADE FAİZİ

(?-1622) Dîvan ve mesnevi şâiri, yazar. Dîvan ve mesnevi şâiri, İstan­bul’da doğdu. Kafzâde Feyzullah Efendi’nin oğludur. Asıl adı Abdülhayy’dır.Medreseöğ renim! gördü. Kadılık, müderrislik yaptı. İstanbul’da öldü. Nesir’de, şiirden daha başarılı oldu. Şiirinde de güçlü İdi. Nefî ile karşılıklı hicivleri vardır. Devrinin tanınmış şairle­rindendir. Eserleri:  1. Dîvan (Elyazması halindedir), 2. Leylâ vü Mec­nûn (Mesnevi), 3. Şâ […]...

MUSTAFA DARİR

(XIV’üncü asır) Mesnevi şâiri, yazar. Erzurumlu’dur. Anadan doğma kör olduğu için Darîradı Metanındı. Hâfıza gücü ile öğrenip kadılığa kadar yükseldi. Mısır’a gitti (1377). El-Melikü’l-Mansur Ali’nin yanında beş yıl kadar kalarak Siyer-i Nebî’sini yazdı (1388) ve Sultan Berkûk b.Enes’e ithaf etti. Haleb’e giderek Emir Çolpan adına Fütûhü’ş-şam’ı tercüme etti. Eserleri dil tarihi açısından önemlidir. Sâde Türkçe […]...

CİNANİ

(7-1595) Dîvan ve mesnevi şâiri. Bursalı’dır. Asıl adı Mustafa’dır. Medrese Öğrenimi görmüş, devlet memurluğu, kâtiplik, ka­dılık ve müderrislik yapmıştır. Hikâye anlatması ile meşhur olduğu için Sultan III, Murad’ın musahibi olmuştur. Türkçe’­nin yanısıra Arapça ve Farsça da bilir. Âlim bir zâttır. Şiirin yanısıra hat sanatı ile de uğraşan Cinani tarih, kasî-de ve gazel türünde şiirler, mesneviler […]...

HAMİDİ-ZADE CELİLİ

(XVI’ıncı asır) Dîvan ve mesnevi şâiri. Asıl adı Abdülcelil’dir. Babası iran’dan göçerek Bursa’ya yerleşen ve Acem lakabı ile tanı­nan Hamîdî’dır. Bursa’da doğdu. Medrese tahsili gördü. Ga­rip davranışları olduğu, ömrünün son yıllarında şuurunu kaybettiği tezkirelerde kayıtlıdır. Münzevî bir hayat yaşa­mış, Sultan II. Selim devrinde ölmüştür. Kaynaklar onun hamse yazdığını, Iran edebiyatından ter­cüme yaptığını yazarlar. Eserleri:  Dîvan […]...

CAFER ÇELEBİ

Dîvan ve mesnevî şâiri, yazar. Amasya’da doğdu. I. Selim devrinde nişancı ve kazasker oldu. Şah İsmail’in esir edilen karısı Taçlı Manim ile evlendirildi. Seferden İstanbul’a dön­düklerinde, Yeniçeriler’in Amasya’daki ayaklanmasında parmağı olduğu gerekçesi İle îdam edildi. Kabri Balat’tadır. Gerek nesir ve gerekse nazımda ustadır. Dîvanı, Münşe-ât’t, Heves-nâme ve Fetih-nâme-i İstanbul isimli eserleri vardır. Heves-nâme İstanbul’un meşhur […]...

AHMET SİNAN BEHİŞTİ

Mesnevi şâiri. Doğum ve ölüm tarihleri kesinlikle bilin­mez. XV’inci yüzyılda İstanbul’da yaşadığı, Sultan II. Baye-zid’in himayesinde sarayda yetişerek, sancak beyiliğine ge­tirildiği tahmin ediliyor. Bir süre gözden düşmüş, sarayı terketmiş, Herat’a, Sultan Hüseyin Baykara’nın yanına gitmiş­tir. Burada meşhur şâir Ali Şîr Nevâi ve Molla Câmîı ile ta­nışmıştır. Hüseyin Baykara’nın ricası ile II. Bayezid affet­miş ve liva […]...

BEDR-İ DİLŞAT

(1405-?) Mesnevi şâiri. Sultan II. Murad devrinde Anadolu’da ya­şamıştır. Hayâtı hakkında bilgi yoktur. Sultan Murad’a sun­duğu Murad-nâme İsimli eserinden onun devrinin ilimlerini Öğrendiği, çeşitli güzel sanatlara aşina olduğu anlaşılmaktatadır. Murad-nâme 51 bölümden meydana gelen ansiklopedik bir mesnevîdir. Eserin elyazması bir nüshasının varlığı bilin­mektedir....

DARENDELİ BAKAYİ

(?-1785) Mesnevi şâiri. Darende’de doğduğu tahmin edilir. Hayatı hakkında geniş bilgi yoktur. Abdî Paşa’nın iç ağalarından olduğu biliniyor. XI-XII’incı asırlarda, Anadolu’nun fethi sırasında yaratıl-mtş olan dinî-destânî menkıbelerden olan ve Türkler tarafın­dan meydana getirilen Battal Gâzî Destanı, halkımız arasın­da sözlü olarak yüzyıllarca yaşadıktan sonra, Bakâyî tara­fından XVIII’inci asırda manzum olarak yazılmıştır. Bakâyî’-nin mensur eserleri de vardır. […]...

BAKAYİ

(?-1594) Dîvan ve mesnevî şâiri. İznik’te doğdu. Babasının mesle­ğinden dolayı Macuncu-zâde de derler. Medrese Öğrenimi yaptı. Müderrislik ve kadılık görevlerinde bulunmuştur. Sul­tan III. Murad’ın yakınlarından idi. Eserleri: 1. Dîvan (Yazma halindedir). 2. Gül-ü Bülbül {Mesnevî, yazılış tarihi 1565-1572?), 3. Şâh ve Şemâyil Bânu (Mesnevi)....

YENİŞEHİRLİ AVNİ

Dîvan şâiri. Bugün Yunanistan’da bulunan Yenişehir’de doğdu. Asıl adı Hüseyin’dir. Özel öğrenim gördü. Kâtiplik, mahkeme üyeliği yaptı. İstanbul’da öldü. Eyüp Bahariye Dergâhı Mezarlığı’na gömüldü. Türk edebiyatının Batt’ya açıldığı dönemde, XIX’uncu Avnî Yenişehirli asırda, Dîvan şiiri tarzını başarıyla devam ettiren büyük bir şâirdir. Ziya Paşa ve Nâmık Kemâl gibi Tanzimat şâirleri ta­rafından da üstad sayılmıştı. Şiirlerinde […]...

NEVİ-ZADE ATAYİ

NEV’Î-ZÂDE ÂTÂYΠ (1583- 10.1.1635)  40 Dîvan ve mesnevi şâiri. İstanbul’da doğdu. Babası, XVI’-ıncı asrın âlim ve şâirlerinden olan Nev’î’dir. Asıl adı Atâul-lah’tır. Başta babası olmak üzere devrinin ileri gelen bilgin­lerinden ders alarak medreseyi bitirdi (1603). Müderris oldu (1605). Rumeli illerinde kadılık yaptı. Usküp kadısı iken azle­dilince (1634) İstanbul’a döndü ve bir yıl sonra Öldü, Şeyh Vefa […]...