İslamiyet Etkisindeki Türk Edebiyatı

Türkler İslam diniyle ilk kez 8. yüzyılda tanıştılar. 10.yüzyılda da İslamiyeti kabul ettiler. 8.yüzyıldan 10.yüzyıla kadar yaşanan süreçte göçebe yaşam tarzı yerini giderek yerleşik yaşam biçimi bırakmaya başladı. 10.yüzyılla birlikte Türkler Asya’nın batısına kaydılar ve bu yeni coğrafyada yeni bir ekonomik yapıyla, toplumsal düzenle ve dinsel dünya görü­şüyle karşılaştılar. Geniş halk kitleler İslam dinini kabul […]...

İslamiyet Öncesi Yazılı Türk Edebiyatı ve Özellikleri

Yazılı Türk Edebiyatı: VIII. yüzyılda başlayıp X. yüzyıla kadar sürer. Türk edebiyatına ait en eski yazılı belge, Yenisey Yazıtları’dır. Yazılı belge olmaktan öte edebi bir değeri yoktur. Asıl önemli belgeler VIII. yüzyılda yazılan Göktürk Yazıtları’dır. İslamiyet Öncesi Yazılı Edebiyat Özellikleri > Orhun Yazıtları, Göktürk alfabesiyle yazılmıştır. Göktürk alfabesi 38 harftir. > Bu dönemde hem dini […]...

İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı

İslamiyet öncesi Türk edebiyatı, milattan önceki yıllardan başlayarak Türklerin İslamiyet’i kabul ettiği XI. yüzyıla kadar süren bir edebiyattır. Bu uzun dönemin, Göktürkler’e ait anıtların (Orhun Abideleri) ortaya konduğu MS VIII. yüzyıla kadar olan bölümü sözlü edebiyat dönemi olarak adlandırılır. Ayrıca islam tarihi kategorimizi de inceleyebilirsiniz. Başlangıcı bilinmeyen bu dönem, II. yüzyıla ka­dar sürmüştür. Bu dönemdeki […]...

Osman Cemal Kaygılı

(1890-9.1.1945) Hikâye ve roman yazarı. İstanbul’da doğdu. Bakkal Mus­tafa Aga’nın okludur. İlköğrenimini Cezrî Kasım Paşa ilkokulu’nda yaptı Eğrikapı Rüştiyesi İle Askerî Kâtip Okulu’nu bitirdi. Askerî birliklerde kâtiplik yaptı. Bir ara Sinop’a sürüldü (1913). Dönüşte kâtipliğe devam etti. 1917’de emekli ‘oldu. Osman Cemal Kaygılı çiftçilik ve ziraat ile uğraştı (1917-1920). 1925-1932 yıl­ları arasında da öğretmenlik yaptı. […]...

Katibi

(XVII’inci asır) Saz şâiri. XVII’nci asrın İlk yarısında yaşamıştır. Sultan IV. Murad’ın Bağdat Seferi’ne (1638) katıldığı bir şiirinden anlaşılıyor. Evliya Çelebi, onun koyun ticâreti ile geçinen bir âşık olduğunu yazar. Katibi, hem hece vezni, hem de aruz vezni ile başarılı şiirler söylemiş, her iki edebiyatın nazım şekillerini de kullanmıştır. Koşma, semai ve destan türündeki eserlerinin temasını […]...

Kaşgarlı Mahmut

(XI’inci asır) Türk dil bilgini. Kaşgar’da doğdu. Hayâtı hakkında fazla bilgi yok. Karahanlı sülâlesine mensup. İyi bir eğitim gör­müş, Farsça’yı, bilhassa Arapça’yı mükemmel derecede Öğ­renmiştir. Büyük Türk milliyetçisidir. Türk illerini gezerek folklor malzemesi topladı ve lügatinde bunları kullandı. Kaşgarlı Mahmut, Araplara Türkçe’yi öğretmek maksadı İle Arapça olarak Divan-ı Lügatit-Türk adlı sözlüğünü yazdı. Bu eserde 7500 […]...

ESAT M. KARAKURT

(1902-1977) Roman yazarı. İstanbul’da doğdu. Mahmud Nedim Paşa’nın oğludur,Kadıköy Sultanîsi, Diş Hekimliği Okulu (1924) ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni (1930) bitirdi. Tercüman-ı Hakikat ve İleri gazetesinde çalıştı. Edebiyat öğretmeniliği ve avukatlık yaptı. Urfa Milletvekili, ve Urfa Senatörü oldu (1961-1966). İstanbul’da öldü. Zincirli kuyu Mezarlığı’na gömüldü. XX’nci asır romancılarındandır. Yazı hayatına gazetecini ve hikayecilikle başladı. Romanları […]...

Ertuğrul Karakoç

Şâir, yazar. Elbistan’ın Ekinözü (Celâ) köyünde doğdu. Abdurrahim Karakoç‘un kardeşi. il- köğrenimini köyünde, ortaöğrenimini Elbistan Ortaokulu İle Gaziantep Öğretmen Okulu’nda, yükseköğrenimini de Necati Eğitim Enstitüsü Türkçe Bötümü’nde yaptı. Ertuğrul Karakoç, Anado­lu’nun çeşitli ortaokullarında öğretmenlik ve idarecilik yap­tı. Millî Eğitim Bakanlığı Merkez Teşkilâtı’nda çalıştı. Günümüz şairlerindendir. Hikaye, makale ve denemeleri de vardır. Şiirleri ve yazıları Ocak, […]...

Arthur Rimbaud

(1854-1891 ) Adı Verlaine gibi empresyonizm sanatçıları arasında da geçmektedir. Arthur Rimbaud‘a göre şiir ileri doğru akan bu ırmak gibi canlı olmalıdır. Duyguların düzenini değiştirme­li, eski ve geleneksel sanat anlayışların yıkmalıdır. İnsanı olanca karmaşasıyla yansıtmalıdır, “Sarhoş Gemi” ve “Cehennemde Bir Mevsim”, başlıca ya­pıtlarıdır....

Paul Verlaine

(1844-1896 )Şiirlerindeki müziksellik ve kapalı üslubu, ön plandadır. Duygunun derinliği, görüntünün bütün inceliği şiirlerinde yansımıştır. Eski sözcüklere yeni anlamlar veren Paul Verlaine, Fransız edebiyatı şiirine canlılık kazan­dırmıştır. “Aşıkların Bayramı” ve “Sözsüz Romanlar” başlıca yapıtlardır. Verlaine, Sembolizm akımının öncülerindendir....

Stephane Mallarme

( 1862-1898) Sözcükleri, bilinen anlamlarının dışında kullan­mıştır. Stephane Mallarme her sözcüğün bir sembol olduğunu düşüne­rek, yorum ve anlam kişiden kişiye değişebilecek şiir oluşturmayı düşünmüştür. Fransız edebiyatı şairi Mallarme, nesneleri değil de  nesnelerin insan üzerindeki İzlenimlerini anlatmıştır. Sembolizmin en önemli temsilcilerindendir. Kendine özgü bir şiir dili ve sözlüğü vardır. “Antik Tanrılar” ve Seçmeler başlıca yapıtlarıdır....

François Rabelais

Fransız romanının kurucusu sayılır. Gargantua ve Pantagruel adlı romanlarında güçlü gülmece yeteneğinin yansımaları vardır. Papaz olmasına karşın kilisenin sansürüne uğramıştır. Rabelais, çoğunlukla vahşi fiziksel komedilerin anlık değişimlerle birleştirildiği bir şekilde eserlerini yazdı. Bu tür yazıları, dönemin yasal, politik, toplumsal ve dini kurumlarını eleştirmekteydi....

BAHATTİN KARAKOÇ

Şair. Elbistan’ın Ekinözü (Celâ) köyünde doğdu. Abdurra­him Karakoç’un ağabeyi, Babası ve dedesi de şâirdir. İlko­kulu köyünde okudu. Hasanoğlan Köy Enstitüsü Sağlık Bölümü’nü bitirdi (1949). Çeşitli köylerde sağlık memuru ola­rak çalıştı. Kahramanmaraş Verem Savaş Oispanserl’nde memur iken emekli oldu. Günümüz şairlerindendir. Önce âşık tarzında şiirler yaz­dı. Sonra serbest nazma yönelip hacimce küçük tasavvufi şiirler yazmıştır. Şiirlerini […]...

Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç Hayatı Edebi Kişiliği ve Eserleri Hakkında Kısaca Özet Bilgi (1932-2012) Kahramanmaraş’ta doğmuştur. İlkokulu bitirince bir süre marangozluk yapmış, 1958-1981 yılları arasında belediyede memur olarak çalışmıştır. Sanatçı bir ailede yetişen Abdurrahim Karakoç, şiire çok küçük yaşlarda ilgi duymaya başlamıştır. Dedesinden ve babasından dinlediği Yunus Emre, Dadaloğlu gibi usta halk sanatçılarının şiirlerinden etkilenmiştir. Halk şiiri […]...

MUSTAFA NECATİ KARAER

Şair. Kayseri’de doğdu. Konya Askerî Lisesi (1947) İle Ka­ra Harp Okulu’nu bitirdi (1949). Yurdun çeşitli yerlerinde İs­tihkâm subayı olarak görev yaptı. “ı961’de Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1969’da kendi isteği ile ordudan ayrılıp sivil hayâta geçti. Basın-İlân Kurumu Genel Müdürlüğü’nde memur olarak çalıştı. 1978’de aynı kurumun Genel Müdür Yardımcılığını yürüttü. Günümüz edebiyatçı ve şairlerindendir. 1938 yılından beri […]...

Sarmal Uyak

Şiirlerdeki bir dörtlükte birinci dize ile dördüncü dizenin, ikinci dize ile üçüncü dizenin uyaklı olmasına sarma uyak (sarmal kafiye) adı verilir. Sarmal Uyak (Kafiye) Örnekleri : Biliyorum gölgede senin uyuduğunu a Bir deniz mağarası kadar kuytu ve serin b Nazların aleminde yumulmuş kirpiklerin b Yüzünde bir tebessüm bu ağır öğle sonu a Biraz düşündüm de derinden […]...

Düz Uyak

Bu uyak türüne  mesnevi kafiyesi de denir. Dizelerin ikişerli olarak, art arda kendi aralarında uyaklanışına düz uyak (düz kafiye) adı verilir. Düz Uyak (Kafiye) Örnekleri: Gâh odunda vü gâh suda idi a Dün ü gün kahrile kısuda idi a Ol kadar çeker idi yükler ağır b Ki teninde tü komamıştı yağır b Nice tü kalmamıştı et ü deri […]...

Uyak (Kafiye) Türleri

Dize sonlarındaki ses benzerliğine uyak ( kafiye) denir. Uyak, dize sonlarında anlam ve görev yönün­den farklı sözcük, eklerden ya da seslerden oluşur. Kafiyenin Şiirdeki Yeri Bir şiirde kafiyenin yeri hakkında üç çeşit yorum yapılır. Kafiye; başta, sonda veya ortada bulunabilir. Başta kafiyeleniş için İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı‘nın bazı eserleri örnek gösterilebilir. Sonda kafiyeleniş, günümüzdeki en […]...

Triyole

10 dizeli bir nazım biçimidir. Önce iki dizeli bölüm, sonra dörder dizeli iki bölüm yazılarak oluşturulur. Birinci bölüm ilk dizesi birinci dörtlüğün sonunda, yine birinci bölümin ikinci dizesi ikinci dörtlüğün sonunda tekrar edilir. Dört dizeli bölümlerde, eklenen dizelerin ilk üç dize ile anlam bütünlüğü sağlaması gerekir. Uyak şeması şu şekildedir: Ab aaaa bbbb....

Kıta

Yalnız ikinci ve dördüncü dizeleri birbiriyle uyaklı iki beyitlik nazım biçimine denir. En az iki en çok on iki beyitten oluşur. Dört beyite kadar olanları kıt’a, dörttten çok olanlarına kıt’a-ı kebire (büyük kıta) adı verilir. Genellikle matla beyiti olmayan gazel biçimindedir. xa/xa şeklinde uyaklanır. Genellikle iki beyitten oluşur. Aruzun her kalı­bıyla yazılabilir. Kıt’a da şairin […]...