Haçlı Seferleri

Haçlı Seferleri Nedir Kısaca Özet

Orta Çağ’da Asya ve Avrupa’yı sonuçları itibariyle dünyayı etkileyen en önemli olay Haçlı Seferleri’dir.
Haçlı Seferleri kaç defa yapılmıştır? Yaklaşık iki yüz yıllık bir süreçte değişik zamanlarda gerçekleştirilen sekiz seferden oluşmaktadır. XI. yüzyıl ile XIII. yüzyıl arasındaki bu seferlerden ilk dördü karadan ve Anadolu üzerinden diğer dördü ise denizden yapılmıştır.

Neden Haçlı Denilmiştir? Temel nedeni ekonomik olan bu seferler Avrupalı askerler elbiselerinde haç sembolü kullandıkları için Haçlı Seferleri olarak isimlendirilmiştir. Başka bir deyişle Batı ile Doğu’nun ya da Hristiyan Dünyası ile İslam Dünyası’nın savaşıdır.

Haçlı seferlerinin Yapılışı

Orta Çağ’ın sonunu yaklaştıran vaka ise Haçlı seferleridir. Fransa’da ortaya çıkan Cluny tarikatının çalışmaları sonucu Papa, görünürde dinî ama arka planında siyasi ve ekonomik nedenleri olan bir sefer düzenlenmesinde organize eden kurum olmaya karar verdi. Böylece, Hristiyanlığın doğduğu topraklar olan Orta Doğu, Kudüs, Filistin, Antakya Müslümanların elinden alınmalı tekrar Hristiyanların eline geçmeliydi. İslamiyet’in yayılışı durdurulmalı ve Anadolu’da zor durumda kalan Bizans’a yardım edilmeli, Ortodoks kilisesine edilen bu yardım ile Katolik kilisesi de manevi bir üstünlük kurabilmeliydi.

Dinî nedenlerin arkasında bir de siyasi ve ekonomik nedenler olduğunu vurgulamıştık. Doğu’da İpek ve Baharat Yollarının son duraklarının olması, toprakların tarıma çok elverişli ve yılda birden fazla ürün alınan tarlaların bulunması, Avrupa’ya sevkiyat yapılan noktaların İslam dünyasının elinde olması, daha çok zenginlik elde etmek isteyen lordlar ile kendi derebeyliklerini kurmak isteyen şövalyelerin iştahını kabartıyordu. Katılımın fazla olduğu seferlerden sadece birinci sefer sonunda hedeflenen topraklara ulaşan Haçlılar, diğer seferlerde amaçlarına ulaşamadılar. Bu arada gönüllü katılımlar olması için halkın büyük kısmına esas dinî telkinler ile ordu oluşturulmuştu ve seferlerin başarısızlığa ulaşması da kiliseye olan güveni azaltmıştı.

  Soyluların İslam dünyasıyla tanışıp kendilerine aktarıldığı gibi, bir canilik ve zulüm ile karşılaşmamaları, burada bulunan klasik eserleri Batı’ya götürmeleri ise kilisenin otoritesini biraz daha zayıflattı. IV. Haçlı Seferi’nin de İslam dünyasına yönelmeyip doğrudan İstanbul’u yağmalayan bir akına dönüşmesi, Katolik ve Ortodoks kiliseleri arasındaki düşmanlığı artırdı.

Haçlı Seferlerinin Nedenleri

Dinî Nedenler:
Hristiyanların Kudüs-Urfa ve Antakya gibi kutsal yerleri Müslümanlardan almak istemesi, Katolik Kilisesi’nin ve Fransa’da faaliyet gösteren Kluni Tarikatı’nın halkı Müslümanlara karşı kışkırtması, Papalığın Hristiyanlığı yaymak istemesi

Siyasi Nedenler
Türklerin ilerleyişini durduramayan Bizans’ın Avrupa’dan yardım istemesi, Papanın nüfuz-etki alanını genişletmek istemesi.

Ekonomik Nedenler:
Avrupalıların doğunun zenginliklerini ele geçirmek istemesi, Avrupalıların, çoğunluğu Müslüman devletlerin elinde bulunan ticaret yollarını ele geçirmek istemeleri.

I. Haçlı Seferi (1096 – 1099)

İlk olarak yaklaşık yüz bin kişiden oluşan düzensiz Haçlı birlikleri Anadolu’ya girmişlerdir. Bu ilk birlikleri Türkiye Selçukluları etkisiz hâle getirmiştir. Kısa bir süre sonra Papa II. Urban ve Keşiş Pier Lermit’in organize ettiği yaklaşık altı yüz bin kişilik ordu ile Anadolu’ya giren Haçlı ordusunu, Anadolu Selçuklu hükümdarlarından I. Kılıç Arslan karşılamıştır.

Kalabalık Haçlı ordusu karşısında vurkaç taktiği ile savaşan I. Kılıç Arslan Haçlılara büyük kayıplar verdirmiştir. Buna rağmen İznik ve çevresi elden çıkmış ve Selçuklular Konya’ya kadar geri çekilmişlerdir. Haçlılar, İznik başta olmak üzere Anadolu’da aldıkları yerleri anlaşma gereği Bizans’a bırakarak Kudüs’e yöneldiler ve Fatimilerin elinde olan Kudüs’ü alarak amaçlarına ulaştılar. Kudüs’te Latin Krallığı kuran Haçlılar Antakya, Urfa, Trablusşam gibi şehirlerde de derebeylik rejimine ait olan kontluk yönetimleri kurdular.

II. Haçlı Seferi (1147- 1149)

Musul Atabeyi Nurettin Mahmut Zengi Haçlıların elinde olan Urfa, Halep ve Şam’ı geri almıştır. Müslümanların başarıları karşısında Kudüs Krallığı Avrupa’dan yardım istemiştir. Yardım çağrısı üzerine Alman İmparatoru ve Fransa Kralının katılımlarıyla Avrupalılar II. Haçlı Seferi’ni düzenlemişlerdir. Haçlıları Anadolu topraklarında karşılayan Türkiye Selçuklu hükümdarlarından I. Mesut Haçlı ordusunu yenilgiye uğratmıştır. Dağılan Haçlıların bir kısmı Suriye’ye ulaşmış diğerleri Anadolu’da etkisiz hâle getirilmişlerdir.

III. Haçlı Seferi (1189 – 1192)

Selahaddin Eyyubi’nin 1187 yılında Hıttin Savaşı ile Kudüs’ü alarak Latin Krallığı’na son vermesi üzerine düzenlenen seferdir. III. Haçlı Seferi’ne İngiltere Kralı Aslan Yürekli Richard, Alman İmparatoru Friedrich Barborassa ve Fransa Kralı Philippe Augusto katılmışlardır. Haçlı askerlerinin bir kısmının karadan, bir kısmının ise denizden giderek Kudüs’e ulaşmaları planlanmıştır.

Anadolu’dan giden Haçlı askerleri II. Kılıç Arslan’ın saldırısı üzerine büyük kayıplar vererek Anadolu’dan geçebilmişlerdir. Anadolu’yu geçerek Kudüs’e ulaşan Haçlıları Eyyubiler devleti durdurmuştur. Başarısız olan Haçlılardan sağ kalabilenler ülkelerine geri dönmüşlerdir.

IV. Haçlı Seferi (1201 – 1204)

Eyyubilerin, Haçlılara ait Yafa Kontluğu’nu alması üzerine Avrupa’da yeni bir Haçlı Seferi hazırlıkları başlamıştır. Hazırlıklarını tamamlayan Haçlılar Venedik’ten deniz yoluyla Suriye’ye oradan da Kudüs’e ulaşacaklardı. Bu esnada Bizans’ta taht kavgası mücadelesinde bulunan Aleksios Haçlılardan yardım istemiştir. Aleksios, Haçlılara kendisine yapılan yardım karşısında bazı vaatlerde bulunmuştur.

İstanbul’a gelen Haçlılar Aleksios’a yardım etmişlerdir. Kutsal yerleri almak amacıyla yola çıkan Haçlılar, Aleksios’un vaatlerini yerine getirmemesi ve İstanbul’un zenginliği karşısında Kudüs’e gitmekten vazgeçip 1204 tarihinde İstanbul’u yağmalamışlar ve bölgede Latin Krallığı kurmuşlardır. Bu Latin Krallığı İstanbul’da 57 yıl hâkimiyetini sürdürmüştür. Bizans’tan kaçan hanedan üyeleri İznik ve Trabzon Rum Devletlerini kurmuşlardır. İznik Rum Devleti bir müddet sonra İstanbul’daki Latin Krallığı’na son vererek şehri geri almıştır. (1261)

Haçlı Seferlerinin Sonuçları ve Avrupaya Etkileri

Dinî Sonuçlar
Kiliseye ve din adamlarına duyulan güven sarsılmıştır. Skolastik felsefe zarar görmüştür. Kutsal yerler Müslümanların egemenliğinde kalmıştır. „ Katolik ve Ortodoks kiliseleri arasındaki ayrılık ve sorunlar artarak devam etmiştir. Kısmen de olsa Hristiyanlık yayılmıştır.

Siyasi Sonuçlar
Sefere katılan birçok derebeyi geri dönemeyince Avrupa’da krallar, derebeylerin topraklarını ele geçirerek güçlenmiş ve feodalite rejimi zayıflamaya başlamıştır. Türklerin batıya doğru ilerleyişi kısa bir süre durmuştur.

Ekonomik Sonuçlar
Akdeniz’e kıyısı olan limanlar önem kazanmış, Akdeniz ticareti canlanmıştır. Doğu- batı ticareti gelişmiştir. Avrupa’da seferlere maddi kaynak arama çalışmaları sonrasında bankerler ön plana çıkmaya başlamış ve bankacılık gelişme göstermiştir. Ticaretle uğraşan burjuva sınıfı zenginleşmeye başlamıştır. (Bu sınıfın zenginleşmesi ileride siyasi ve sosyal hayatta etkin rol oynamasını sağlayacaktır.) Seferlerin gerçekleştiği Anadolu, Suriye ve Orta Doğu toprakları tahrip edilmiştir.

Kültürel Sonuçlar
Avrupalılar kağıt, matbaa, barut, pusula gibi teknolojik ürünleri seferler sırasında Müslümanlardan öğrenerek kendi ülkelerine götürmüşlerdir. (Bu gelişmeler ilerleyen yüzyıllarda yaşanacak Coğrafi Keşifler, Rönesans, Reform gibi olaylara zemin hazırlayacaklardır.) Avrupalılar, İslam medeniyetini ve Müslümanları yakından tanıma fırsatı bulmuş ve medeniyetler arası etkileşim artmıştır. Kültür ve sanat alanında doğu üslubu Avrupa’da kullanılmaya başlanmıştır.

Avrupanın Matbaayla Tanışması

    Orta Çağ’ı sonlandıran faktörler arasında matbaa da yer almaktadır. Talas Savaşı ile Çinlilerden ve Uygurlardan matbaayı öğrenen Araplar, Haçlı seferleri sırasında matbaayı Hristiyanlara öğrettiler. Almanya’da matbaanın kurulması ile daha önce elle çoğaltma olduğu için son derece yetersiz olan kitap basımı birden gelişti. Dahası İncil’in basılması; kilisenin cahil insanlar üzerindeki etkisini sarsan, yok eden bir gelişme oldu.

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir