Yunan Uygarlığı: Ege Denizindeki adalar, Yunanistan, Trakya, Makedonya, Batı Anadolu’da yaşayan toplulukların meydana getirdiği uygarlığa verilen isimdir. Ege uygarlıklarının son dönemidir. Polis adını verdikleri şehir (site) devletleri kurmuşlardır. Atina, İsparta, Korint, Tebaî önemlileridir. o Her şehir bir devlet olup Tiran denilen krallar tarafından yönetilmişlerdir. Şehir devletleri Akdeniz, Marmara ve Karadeniz’de koloniler kurarak zenginleşmişlerdir. Kolonicilik faaliyetlerine yönelmelerinde coğrafi olanaklarının tarıma elverişli olmaması etkili olmuştur. Tanrılar (ki en büyüğü Zeus) için olimpiyat oyunları düzenlemişlerdir. Çok tanrılı inanışları olup tanrılarını insan gibi düşünen Yunanlılar tanrılarını ölümsüzleştirmek için heykeller yapmışlardır. Fenike alfabesini geliştirmişlerdir. İlkel demokrasi girişimleri ilk kez burada görülmüştür.
Yunanlılar şehir devletleri halinde örgütlenmişler ve bu şehir devletlerine polis adını vermişlerdir. Şehir devletlerinde zamanla güçlenen asiller yönetimi ele geçirerek aristokratik yönetimler kurmuşlardır. Zamanla tüccarlar, gemiciler, sanatkarlar ve köylüler birleşerek aristokrat sınıfa karşı mücadele etmişler ve yönetimde söz sahibi olmuşlardır. Yunan kanunları, Mezopotamya kanunlarından etkilenmiş ve ağır cezalar içermiştir. Atina’da; Drakon asiller ve soyluların haklarını koruyan, Solon, doğuştan gelen sınıf farklılığını ortadan kaldırarak sınıfları zenginlik derecelerine göre belirleyen, Klistenes, sınıf farklılıklarını ortadan kaldırarak eşitlik anlayışına dayanan kanunlar yapmıştır. Çok tanrılı dinlere inanan Yunanlılar, tanrılarını insan şeklinde düşünmüşler ve heykellerini yapmışlardır. Tanrıların yardımını sağlamak ve öfkelerini dindirmek amacıyla Yunanlılar; spor, müzik ve şiir yarışmaları düzenlemişlerdir.
Yunan Uygarlığının Özellikleri
- Polis adı verilen şehir devletleri halinde yaşamışlardır. Şehir devletlerinin başında Tiran adı verilen krallar bulunmaktaydı. En önemli şehir devletleri Atina, Sparta, Korint, Larissa’dır.
- Yunan şehir devletlerinde halkın özgürlüklerine düşkün olmasına bağlı olarak siyasi birlik kurulamamıştır.
- Tarıma elverişli topraklarının azlığından dolayı deniz ticareti ile uğraşarak deniz aşırı ülkelerde koloniler kurmuşlardır.
- Yunanlar, diğer medeniyetlerden farklı olarak kolonilerini vatan olarak benimsemişler ve gerektiğinde koloniler için savaşmışlardır.
- Sosyal sınıflaşmanın görüldüğü Yunan şehir devletlerinde zamanla yönetim mücadelesine bağlı olarak demokrasi gelişmiş ve tarihteki ilk demokratik yönetimlerin örneği bu medeniyette görülmüştür. Bu demokraside sadece soylular yönetime katılabilmekteydi.
- Sınıf mücadelesine bağlı olarak kanunlar yapılmıştır. Drakon, Solon ve Klistenes yasaları bunlar içerisinde en önemli olanlarıdır.
- Çok tanrılı inanışın hakim olduğu Yunanlar Tanrılarını insan gibi düşünmüşler, onların insanlardan farklı olarak ölümsüz olduklarına inanmışlardır.
- Yunanlar ticaret sayesinde Fenike alfabesini ve Miladi takvimi öğrenmişler ve bunların geliştirilmesine katkıda bulunmuşlardır.
- Bilimsel olarak çalışmalar yapmışlar. Tarih, tıp, geometri, astronomi, felsefe alanlarında önemli gelişmelere imza atmışlardır.
- Yunanlar Tanrılarının Olimpos Dağı’nda yaşadıklarına inanmışlar ve onları eğlendirebilmek amacıyla belli zamanlarda eğlence ve spor müsabakaları düzenlemişlerdir. Bu müsabakalar günümüzde düzenlenen olimpiyatların temeli ve başlangıcı sayılmaktadır.
Ege Medeniyeti ve Yunan Uygarlıklarının Adları
a- Bronz Çağı:
Ege ve Yunan dünyasında Bronz Çağı’nda Kylad, Minos ve Miken Uygarlıkları olmak üzere üç önemli uygarlık vardı.
1- Kyklad Uygarlığı: Orta Ege’de Kyklad takımadalarında gelişmiş bir uygarlıktır. Sadece geride bıraktıkları sıra dışı heykelcikleri ile tanınırlar.
Girit Uygarlığı: MÖ. 3500’lerde başlar ve Ege adalarının en eski uygarlığıdır. Ege uygarlıklarının ilk izleri bu adada görülmektedir. Balıkçılık, avcılık, tarım ve deniz ticareti gelişmiştir. En önemli yerleşim merkezi Knossos’tur. Güçlü bir donanmaya sahip olup ticaret yapmışlar, Mısır ve Ön Asya’dan etkilenmişlerdir. Olimpiyatların ilk örnekleri olan spor oyunları Girit’te görülür. 20.000 m2 alana büyük saraylar yapmışlardır (Knossos). MÖ. 12. yüzyıldan önce Girit’i Akalar sonra ise Dorlar istila etmişlerdir.
2- Minos Uygarlığı: MÖ 3000 civarında Girit’te ortaya çıkmış fakat en parlak çağını 2000-1400 yılları arasında yaşamıştır. Minos Uygarlığı, bu dönemde adanın farklı yerleşim yerlerinde (Knossos, Phaistos, Mallia), etrafı surlarla çevirili olmayan, çok katlı, yüzlerce odadan meydana gelen büyük saraylarıyla dikkati çeker. Saray duvarla-rında, daha çok deniz yaşamı ve boğa güreşi ile ilgili resimler yer almaktaydı. Saray merkezli bir toplum olan Minoslar, Suriye ve Mısır ile ticari ilişkiler içindeydi. Minos kültürü, Mikenleri etkilemiştir. Minoslar, Mikenlerin 1450 yılı civarında Girit’i istila etmesiyle bağımsızlıklarını kaybetmişlerdir.
3- Miken (Aka) Uygarlığı:
Mora Yarımadasının (Poleponnes) doğusundaki Miken şehrinde MÖ 2000’lerde Akalar tarafından kurulmuştur. Bölgede Miken şehrini kurmuşlardır. Ticaretle (denizcilikle) uğraşmış olup bıraktıkları kubbeli kuyu mezarları ile dikkati çekmişlerdir. Yunanistan’daki ilk medeniyettir. Girit ve Anadolu uygarlıkları etkisinde kalmış olan Akalar; Dorlar tarafından yıkılmışlardır.
Truvalılar ile Çanakkale Boğazı hâkimiyeti için savaşmışlardır. Truva Savaşı Boğazlar için yapılan ilk savaş olarak bilinmektedir. Miken Kuyu Mezarları önemli eserler arasındadır.
MÖ 2000 civarında kuzeyden Yunanistan’a göç eden ve Hint-Avrupa dili konuşan gruplar, burada ki yerli halklarla kaynaşmış ve 1650 yılı civarında Miken Uygarlığı ortaya çıkmıştır. En parlak çağını MÖ 1400-1200 yılları arasında yaşayan Mikenler, Ege ve Akdeniz’deki bölgelerle yoğun ticari ilişkiler kurmuş ve . bu sırada Batı Anadolu’ya yerleşmişlerdir.
Not: Hitit kaynaklan Mikenlerin Batı Anadolu’da hâkim oldukları bölgeden Ahhiyawa olarak bahseder.
Mikenler birbirinden bağımsız şehirlerde (Mikenai, Tryns, Pylos, Atina) yaşamaktaydılar. Miken kralları, duvarlarında av ve savaş sahnelerinin betimlendiği, etrafı kalın surlarla çevrili saraylarda ikamet ederlerdi. Bu uygarlık 1200 civarında Doğu Akdeniz dünyasında yaşanan kargaşa zamanında yıkılmıştır.
b- Karanlık Çağ: (MÖ 1200-800)
Miken Uygarlığın’ın yıkılışını takip eden yüzyıllarda yazı kullanılmadığından ve anıtsal mimari ortadan kalktığından, bu dönem “Karanlık Çağ” olarak adlandırılmaktadır. Yine de az da Olsa arkeolojik buluntular ve karanlık çağ boyunca söylenegelen ve nesilden nesile aktarılan destanlar (Homeros’a atfedilen İlyada ve Odysseia) bu dönemle ilgili önemli bilgiler sunar.
c- Arkaik Çağ ( ÖM 750-478)
MÖ VIII. yüzyılın başlarından itibaren Yunanlar tekrar dış dünya ile ilişkiye girerek Karanlık Çağ’dan çıktılar. Bu ilişkiler sonucunda Fenikelilerden alfabeyi, Mısırlılardan heykelcilik ve anıtsal taş mimariyi aldılar ve diğer Doğu uygarlıklarından madencilik, tekstil işlemeciliği, edebiyat, din alanlarında etkilendiler.
d- Klasik Dönem ( MÖ 478-323)
Not: MÖ IV. yüzyılda yaşayan Aristoteles, hem doğa hem de etik, erdem ve siyaset konularında önemli eserler kaleme almışlardır.
Aristoteles Büyük İskender’e dersler vermiştir.
e- Helenistik Dönem: ( MÖ 323- 30) Helen Medeniyeti, Helen Uygarlığı, Helenizm
NOT: Yunanistan’daki üst düzey yöneticilere “Arhon” denir.
Felsefede Sokrat, Eflatun ve Aristo; Eski Yunan Edebiyatında Homeros (ilyada ve Odissa), Tarihte Tukidides gibi bilim ve düşünce adamları yetişmiştir. En güzel sanat eserleri tapınak ve heykellerdir.
Drakon: MÖ 7. yüzyılda asillerin haklarını koruyan şiddetli ceza kanunları hazırlamış, kan davalarını önlemeye çalışmıştır.
Solon: Borç yüzünden doğan köleliği kaldırmış; fakat halkı kazançlarına göre sınıflandırmıştır.
Klistenes: asillik ve zenginlikten doğan sınıf ayrıcalığını ortadan kaldırmıştır. Asillerin seçtiği 400’ler Meclisinin yerine halkın seçtiği 500’ler Meclisi’ni kurmuştur. Böylece halkın yönetime katılmasını sağlamıştır.