Türkü

Ezgiyle söylenen anonim halk edebiyatı nazım şeklidir. Âşık şiirleri gibi, düzenleyicisi bilinen türküler varsa da çoğu zaman halkın sözlü geleneğinden doğup gelişir. Anadolu’da bu nazım şeklinin “yır” adıyla da anıldığı görülmektedir.
Türkülerin büyük bölümü “aşk, hasret, ölüm, gurbet, üzüntü” üstüne söylenmiştir. Türkülerin başlıca temaları arasında “muradına erememiş sevgililerin acıları, ölen sevgiliye, eşe dosta yakılan ağıtlar, kocası gurbete gidip de geriye dönmemiş kadınların acıları ve özlemleri” sayılabilir. Türkülerin acılı ve dokunaklı olması, bu nazım şeklinin en önemli özelliklerinden biridir. “Türkü yakmak” deyimi de türkülerin bu özelliğini yansıtmaktadır. Türkü 15. yüzyılda ilk olarak Horasan’da ortaya çıkmış, Anadolu’daki ilk örnekleri ise 16. yüzyılda görülmeye başlanmıştır. Türküler, herkesin anlayabileceği yalın bir dille ve hece ölçüsüyle söylenir.
Ya ben ağlamayım kimler ağlasın Şu mahzun gönlümü kimler eğlesin
Bu türküde ilk üç dize “bent” adı verilen bölümü, son iki dize de “nakarat” adı verilen bölümü oluşturmuştur.

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir