Yaşar Kemal Kimdir Hayatı Eserleri Romanları Edebi Kişiliği Hakkında Bilgi
(1923-2015), Cumhuriyet Dönemi yazarlarındandır. Yaşar Kemal'in asıl adı Kemal Sadık Göğçeli'dir. Yaşar Kemal, edebiyata şiirle başlamış, röportaj türünde önemli eserler vermiş, asıl başarısını da romanlarıyla sağlamıştır. Gözlem gücüne dayalı, toplumsal sorunları ve insan ilişkilerini konu edinen romanlar yazmıştır. Toplumcu gerçekçi edebiyatın roman türünde önde gelen yazarlarındandır. Eserlerinde folklorik öğelere, Anadolu halkının yaşam biçimine, kırsal yaşamdaki sosyal gerçekliğe değinmiş; içten ve doğal bir anlatımla toplumu yansıtmıştır. Halk dilinin anlatım olanaklarından, masal, halk ......
Ahmet Rasim Kimdir Biyografisi Hayatı Kişiliği Hakkında Kısaca Bilgi
Fıkra türünün edebiyatımızdaki ilk önemli ustasıdır. Ahmet Rasim, 50 yılı bulan yazı hayatında farklı edebi türlerde ve çok sayıda eser verdi. Roman, öykü, tarih, gezi yazısı, fıkra, hatıra gibi türlerde eser vermiştir. Özellikle fıkra, anı ve makalelerinde başarılıdır. Dönemin İstanbul hayatının ayrıntılarını anlattığı fıkraları ile tanındı.
Konuşma dilini ve İstanbul Türkçesini bütün incelikleriyle ustaca kullanmıştır. Kısa, canlı cümlelere, yaygın ve güncel deyimlere dayanan sade Türkçe ile yazdı. Romanları teknik açıdan pek başarılı değildir, ......
Ahmet Haşim Hayatı Biyografisi Edebi Kişiliği ve Eserleri Hakkında Kısaca Özet Bilgi (1884-1933):
Bağdat’ta doğdu. Babasının Arabistan vilayetlerindeki görevi nedeniyle düzensiz bir ilköğrenim gördü. Annesinin ölümü üzerine babasıyla İstanbul’a geldi. Mekteb-i Sultanide (Galatasaray Lisesi) okudu. Reji İdaresinde çalıştı. Bir süre hukuk okudu. Fransızca, edebiyat, estetik ve mitoloji öğretmenliği; çevirmenlik yaptı. Düyun-u Umumiye İdaresinde çalıştı. Dönemin gazetelerinde yazıları yayımlandı.
Sembolist Sanatçı Ahmet Haşim
1901’de ilk şiirini yayımlayan şair Muallim Naci, Abdülhak Hamit Tarhan, T. Fikret ve C. Şehabettin gibi bu dönemin önemli isimlerinin tesirinde ......
Aruz'un Gücü Muallim Naci (1850-1893)
Türk edebiyatının Tanzimat Edebiyatı Dönemi başlarında Şinasi’nin giderek halkın kolaylıkla anlayabileceği bir dil ile yazma gayreti, denilebilir ki Muallim Naci ile devam etmiştir. Naci’nin, divan edebiyatının gerektirdiği birtakım mazmunların yanında tabii Türkçeye yakın söyleyişleri unutulamaz. Âfeş-pâre’deki tabiat tasvirleri ve özellikle küçük olayları hikaye ederken gösterdiği bu konudaki başarısı, göz ardı edilemez. Tahkiyede ve diyalogda Tevfik Fikret gibi güçlü bir şair üzerindeki etkileri sürekli olmuştur.
“Muallim Naci’nin dil ve üsluptaki titizliği ve başarısına aruz ölçüsünü de eklemek gerekir. ......
Yusuf Ziya Ortaç Hayatı Eserleri ve Edebi Kişiliği Hakkında Kısaca Özet Bilgi (1895-1967):
İstanbul’da doğdu. İstanbul Vefa İdadisini bitirdi. Darülfünun-ı Osmaninin (İstanbul Üniversitesi) açtığı sınavı kazanarak edebiyat öğretmeni oldu. İzmit ve Galatasaray Liselerinde edebiyat öğretmenliği yaptı. Bir dönem milletvekilliği görevinde bulundu.
Edebiyat hayatına aruzla yazdığı şiirlerle başlayan sanatçı, Ziya Gökalp’ın etkisinde kalarak şiirlerini heceyle yazmaya başladı. Beş Hececiler adıyla anılan edebî topluluğa katıldı. Sanat yaşamını bu topluluğun anlayışı doğrultusunda Anadolu’yu ve Anadolu insanını ele alan eserler vererek sürdürdü. Topluluğun bir diğer üyesi ......
Sezai Karakoç Hayatı Hakkında Kısaca Özet Bilgi (1933-...)
Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde doğan Sezai Karakoç Gaziantep Lisesi ve Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesinde okudu. 1965’te Maliye Bakanlığındaki görevinden ayrılarak edebiyat çalışmalarına yöneldi.
Sezai Karakoç; 1952 yılında yazdığı, Türk edebiyatının unutulmaz aşk şiirlerinden biri olan “Mona Rosa şiiri” ile geniş kitleler tarafından tanınmıştır. Sezai Karakoç edebî hayatı boyunca şiir, deneme ve eleştirilerini çeşitli dergilerde yayımlamıştır. Şiirlerinde anne, sevgi, çocuk, ölüm gibi temaları işler.
Eserleri: Hızır’la Kırk Saat, Sesler, Taha’nın Kitabı, Gül Muştusu, Leyla ile Mecnun (şiir); ......
Şâir ve yazar. İstanbul'da doğdu. Albay Emin Bey'ln oğludur. Mercan İdâdîsi'ni (1909) ve Hukuk Mektebi'nl bitirdi. Memurluk, gazetecilik, öğretmenlik yaptı. 1946'da Zonguldak, 1965'de İstanbul milletvekili oldu. Milliyet, Ulus, Zafer ve Son Havadis gazetelerinde fıkra yazarlığı yaptı. İstanbul'da öldü. Zincirlikuyu Mezarlığı'na gömüldü.
Önceleri aruz ölçüsü ile yazıyordu. Millî Edebiyat hareketine katılınca hece vezni ve konuşulan Türkçe ile şiirler yazmaya başladı. Edebiyatımızda manzum masalın en güzel örneğini verdi. Akbaba, Papağan, Aydabir, Çınaraltı gibi dergileri çıkaran şâirin roman denemesi ve öyküleri de vardır.
Şiir kitapları: ......
Nükteci. Belgelerin yetersizliği, hakkındaki rivayetlerin de çelişkili olması sebebiyle yaşadığı devir ile tarihi şahsiyetini tesbit etmek mümkün olamamıştır. Lâmii-zâde Abdullah Çelebi'nin Letâif'inde Nasreddin Hoca ile Şeyyad Hamza çağdaş olarak gösterilir. Bu ve benzeri bilgilere göre Nasrettin Hoca'nın XIV'üncü asırda yaşamış olduğu tahmin edilmektedir. Türbesindekİ XVIII veya XiX'uncu asırda konduğu tahmin olunan kitabedeki hicrî 368 tarihinin tersinden okunması ile onun 1284'te öldüğünü ileri sürenler vardır. İ.H. Dânişmend, Hoca'yı Çobanoğulları'ndan Nasreddin Mahmud olduğunu savunur. Rivayetlere göre "Hoca, Sivrihisar'ın Hortu köyünde doğmuştur. Babası ......
Necip Fazıl Kısakürek Hayatı Biyografisi Edebi Kişiliği ve Eserleri Hakkında Kısaca Özet Bilgi
İstanbul’da doğdu. Askerî Deniz Lisesini bitirdi. İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümünde okurken Millî Eğitim Bakanlığınca Paris’e, Sorbonne (Sorbon) Üniversitesine gönderildi. Dönüşünde bir süre memurluk, müfettişlik ve öğretim üyeliği yaptı.
Necip Fazıl çeşitli dergilerde çıkan şiirleriyle Cumhuriyet Dönemi’nin ilk yıllarında tanınmaya başlamıştır. Şiirlerinde halk edebiyatının şekil ve içerik özelliklerini Fransız sembolistlerinin duyuş tarzıyla birleştirerek yeni bir yoruma ulaşmıştır.
Şiirlerinde insan, kâinat, madde ve ruh problemlerini; insanın iç âlemindeki çatışmaları, gizli tutku ve ......
(1612-1640?)
Fıkracı. Sultan IV. Murad devrinde yaşamış, içki yasağına karşı koymuş meşhur bir ayyaştır. Adına ve tipine pek çok fıkra bağlanmıştır. Bu fıkralarda Bekri'nin çok katı kurallara karşı çıkıp müsahamanın gereğini savunduğu görülür. Bazı fıkraları bektâşî fıkraları ile karıştırılmıştır. Fıkraları ağızdan ağıza nakledilerek günümüze kadar gelmiştir. Bu fıkralara XVII'inci asırdan itibaren yazılan lâtîfe mecmualarında rastlanır.
İlk defa Himmet-zâde, Bekri Mustafa adlı kitabında bu tür fıkraları topladı (1922). [S. Münir Yurdatap, Bekri Mustafa'nın Latifeleri, (1942); A. Cemâl Erksan, Resimli Bekri Mustafa Fıkraları (1947). ......