Cinaslı Uyak (Kafiye)

Türk edebiyatının her alanında sıkça kullanılan bu kafiye türü zengin uyak benzeri bir uyak çeşitidir. Cinaslı uyak, anlamları tamamen farklı ama aynı sesleri içeren sözcüklerin dize sonlarında uyak olarak kullanıldığı bir kafiye türüdür Türk edebiyatında önemli bir yeri olan cinaslı uyak, özellikle halk şiirimizde sıkça kullanılır. Yer yer divan edebiyatında da karşımıza çıkmaktadır. Cinaslı kelime, kafiye uyumunu arttırdığı için şiirin akıcılığına ve estetiğine katkı sağlar.

Dize sonlarında an­lamları farklı, sesleri aynı ( sesteş sözcükler ya da eşsesli sözcükler ) sözcükler, cinaslı uyak (cinaslı kafiye) oluşturur. Aynı zamanda söz sanatlarında cinas sanatı diye bir edebi sanat vardır. Bu teknikte, kafiye kelimeleri arasına cinaslı bir kelime yerleştirilir ve bu kelimenin son hecesindeki ses, kafiye kelimelerinin son hecesindeki sese uyarlanır. Böylece, cinaslı kelime ve kafiye kelimesi arasındaki benzerlik, kafiye uyumunu arttırır ve şiirin sesi daha hoş bir hale gelir.

Nazlı yâre selâm saldım almamış
Almazsa gam değil
almayıversin
Sevdiği Kemter’den vazgeçti ise
Bergüzâr verdiğim almayı versin.

Son dizedeki alma, meyve olan elmadır. “almayıversin” diyerek cinas sanatı oluşturmuştur. Aynı zamanda da cinaslı uyak vardır. Cinaslı olan sözcüklerden bir tanesi “iki sözcüğün” birleşmesiyle oluştuğu için bu tür cinaslara “ayrık cinas” adı verilir.

Bak şu garip bülbüle
Zemheride yaz arar
Cihanda bir yar sevdim
Ya faydadır ya zarar

Bu dörtlükte ikinci ve dördüncü dizedeki “yaz arar” ve “ya zarar” sözcükleri farklı yazılsa da sesleri birebir aynı ancak anlamları farklı olduğu için cinaslı uyak örneği oluşturmuştur.

Gayet çoktur değil benim yaram az
Bana yardan gayrı cerrah yaramaz

Gevheri‘nin şiirinden alınmış bu dizelerde “yaram az” ve “yaramaz” sözcükleri, şiiri seslendirirken birebir aynı seslerden oluşmasına rağmen anlamları farklı olduğu için cinaslı kafiye olarak kabul edilmektedir. Yine aynı şiirden şu dizelerle devam edelim:

Ben âşıkım el göğüste yüz yerde
Gel efendim del sînemi yüz yerde

Bu dizelerde ilk dizedeki “yüz yerde” surat anlamında kullanılmış, ikinci dizede ise “deri yüzmek” anlamında kullanıldığı için cinaslı uyak meydana gelmiştir. Sözcüklerin ayrı bitişik yazılması bakımından her ikisi de birebir aynı olduğu için bu tür cinaslara da “tam cinas” denilmektedir.

Şiirin devamında şair şöyle bir cinaslı uyağa yer vermiştir:

Gevherî der benim yârim sanemdir
İki gözüm çaylar kurusa nemdir

Birinci dizede “sandemdir” yani puttur anlamında kullanılmış iken ikinci dizede önceki sözcükteki “-sa” koşul eki ile sonraki sözcük birleşerek “-sa nemdir” unsuru oluşturularak önceki dize ile cinaslı uyak yapılmıştır.

Her nefeste işledim ben bir günah
Bir günah için demedim ben bir gün ah

Yukarıdaki dizelerde ise “günah” sözcüğü ile “gün ah” sözcükleri cinas oluşturmuş ve şiire ahenk katılmıştır.

Bülbül konar bu dala
Olmuşum yâr delisi
Bana derler budala

Bu dizelerde ise aptal anlamındaki budala sözcüğü ve bu dala sözcükleri kullanılarak daha etkili bir söyleyiş yartılmıştır.

Diğer cinas örnekleri aşağıda altı çizili ve kalın olarak işaretlenmiştir. 

Niçin kondun a bülbül
Kapımdaki asmaya
Ben yârimden ayrılmam
Götürseler asmaya

Bülbül evler güle naz
Girdim bir dost bağına
Ağlayan çok gülen az

Bürümüş ter sinemi
Felek çarkın kırılsın
Her işin tersine mi

Madem çoban değildin
Arkandaki sürü ne
Beni yârdan ayıran
Sürüm sürüm sürüne

Bilmem ki yaz mı gelmiş
Niçin açmış gül erken
Aklımı kayıp ettim
Nazlı yarim gülerken

Haylıca vakit oldu
Ben bu derde yanalı
Binme namert atına
Ya mıh düşer ya nalı

Yatma a kız yüz üstü
Ak gerdanlar nem alır
Ben felek soygunuyum
Hırsız gelse nem alır

6 Comments

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir