Nizamiye Medresesi – Büyük Selçuklu Medreseleri

Büyük Selçuklu Devletinin Kurduğu Medreseler Hakkında Kısaca Özet

Büyük Selçuklu Devletinin ortaya koyduğu sistemli eğitim politikasını medreselerde uygulayarak insanlığın geleceğini inşa eden ilmi koruma altına almış, yükseltmiş ve yaymıştır. Nizamiye medresesi sayesinde yüksek nitelikte bilginler yetiştirilmiş ve büyük bir ilim ordusu oluşturulmuştur. Şii Fâtımiler ve Bâtınilerin yıkıcı faaliyetlerine karşı, kurulan ilim ordusu sayesinde devletin yapısı ve İslam dünyası kuvvetlenmiştir.

Selçuklular Dönemi’nde açılan medreselerin programlarında İslami bilimlerle birlikte matematik, astronomi, felsefe, fizik, tıp, tarih, edebiyat gibi akli bilimler de yer almıştır. İslami bilimlerde Eş-Şirazî, Cüveynî, Gazzalî ve Er-Razî gibi âlimlerle birlikte diğer bilimlerde de önemli islam alimleri yetişmiştir.
XIV. yüzyıl tarihçilerinden Hafız Abru’nun anlattıklarına göre Alp Arslan Nişabur’u ziyareti sırasında camide toplanmış bir grup görünce Nizamülmülk’e bunların kim olduğunu sorar. Vezir de onların dünya zevklerini terk etmiş, kendilerini erdemli olmaya ve mükemmelleştirmeye adamış ilim insanları olduklarını söyler. Bunun üzerine Sultan onlardan ülkesinin bekası için dua etmelerini ister.

Nizamiye Medresesi Nerede Kurulmuştur

Ayrıca ilimle uğraşanların rahatlıkla toplanıp özgürce tahsil yapabilmeleri için her şehirde eğitim kurumları inşa edilmesi talimatını verir. Böylece vezir Nizâmülmülk’ün adıyla anılacak ilk Nizamiye medresesi Nişabur’da kurulur. Nizamiye Medreseleri’nin en tanınmışı ise 1064-1066 yılları arasında Bağdat’ta inşa edilir.

Nizamiye Medresesi Özellikleri Nelerdir Maddeler Halinde

  • Dönemine göre üniversite karakteri taşıyan Nizamiye Medreseleri’nde belli bir programa ve yönteme bağlı kalınarak öğretim yapılırdı.
  • Bu eğitim kurumlarında fıkıh, kelam, hadis, tefsir gibi dinî ilimlerin yanı sıra tıp, matematik, astronomi, geometri, fizik, kimya ilimleri de okutulurdu.
  • Müderrislerin ve talebelerin beslenme, giyinme, barınma, ısınma, aydınlatma ve eğitimle ilgili ihtiyaçları medrese tarafından karşılanırdı.
  • Nizamiye Medreseleri’nde daha önceki medreselerden farklı olarak müderrislere düzenli ücret ödenir, talebelere de burs verilirdi. Bu uygulamayla müderrislerin ve talebelerin geçim kaygısından kurtularak kendilerini ilme vermeleri amaçlanmıştı.
  • Nizamiye Medreseleri bu özellikleriyle daha sonra kurulacak medreselere model olmuştur. Diğer yandan toplumun her kesiminden insana açık olan bu kurumlar eğitimde fırsat ve imkân eşitliğini sağlayıcı bir rol oynamıştır.
  • Nizamiye Medresesi dünyanın ilk üniversitesi sayılmış ve sonraki dönemlere de örnek teşkil etmiştir.

Nizamiye Medreseleri batıdaki benzerlerinin aksine devlet tarafından kurulup geliştirilen eğitim kurumlarıydı. Buralarda müderrislik yapacak kişiler ilmî yeterliliği kabul edilen âlimler arasından özel olarak seçildikten sonra vezir veya bizzat hükümdar tarafından atanırdı. Müderrisler genellikle bir seccade veya post üzerinde oturarak ders anlatır, öğrenciler halka hâlinde onu dinlerdi.

Nizamiye Medreselerinin Kuruluş Amaçları Nelerdir

  • Şiilikle mücadele etmek
  • Fakir ve zeki öğrencilerin okumalarına imkân sunmak
  • Din ve devlet adamı yetiştirmek
  • Oğuzların dinsel inançlarını pekiştirmek
  • Dini bilimlerle birlikte pozitif bilimler okutmak ve ülkenin bilim ve teknik olarak gelişmesini sağlamak.
  • Bilginleri maaşla medreselere bağlayıp denetimde tutmak ve devlete karşı gizli hareketlere katılmalarını önlemek

Medreseler gibi kütüphanelere de önem veren Selçuklular her medreseye bir de kütüphane kurmuşlardı. Bunlardan başka ülkenin çeşitli yerlerinde faaliyet gösteren bağımsız kütüphaneler de mevcuttu. Örneğin, Kirman Selçukluları Hükümdarı Melik Muhammed’in beş bin ciltlik bir kütüphanesi vardı.

Büyük Selçuklu Devleti’nde kültür ve medeniyet alanında gösterilen çabalar sonucunda önemli ilim insanları yetişti. Devrin en önemli matematik ve astronomi âlimleri; Ömer Hayyam, Îsfizârî, El-Vâsıtî’dir. Ömer Hayyam mantık, matematik ve astronomi alanlarında yaptığı çalışmalarıyla tanınmıştır. Sultan Melikşah’ın isteğiyle İsfirâzî ve Vâsıtî gibi önemli bilim insanlarıyla birlikte güneş yılı esasına dayanan Celali takvimini düzenlemiş, El Cebr” (Cebir) adlı eserinde ikinci ve üçüncü dereceden denklemlerin çözümlerini göstermiştir.

Selçuklu matematik ve astronomi âlimlerinden olan Hazini “Zicü’l Muteber” adlı eserinde başta Merv olmak üzere çeşitli şehirlerin enlem ve boylam derecelerini ölçmüştür. Selçuklu Dönemi âlimlerince de üstünlüğü kabul edilen felsefe biliminde Muhammed bin Ahmed Beyhakî, matematik ve astronomi bilimiyle ilgili de çalışmalar yapmıştır.

Fizik biliminde El Savi önemli eserler yazmıştır. Tıp eğitimi sadece medreselerle sınırlandırılmamış devrin hastanelerinde de verilmiştir. Tıp alanında Sabur B. Sehl, İbnü’t Tilmiz ve Ebu Said Muhammed bin Ali gibi ünlü hekimler yetişmiştir. Daha önceki Türk hükümdarları gibi Selçuklu sultanları da tarih bilimini sevmiş ve gelişmesi için teşvik edici olmuştur.

Selçukluların ailesini ve kökenini anlatan anonim eser “Meliknâme” ve “Ebu Tahir-i Hatuni’nin Tarih-i Al-i Selçuk” dönemin önemli eserlerdir. Matematikçi Beyhakî, tarihçi İsfahanî ve dil bilimci Curcanî de Selçuklu Dönemi’nde yetişen önemli âlimleridir.

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir