İzlenimci Eleştiri Kuramı Nedir Hakkında Kısaca Özet Bilgi Eseri, sanat eserine muhatap olan insanın içinde bulunduğu şartlara göre algılayabildiğim, bu şartın anlık izlenimlere dayalı olduğunu savunan görüştür. En önemli temsilcisi Anatol France’tır. Bir edebî eser ancak okuyucunun izlenimi noktasında değerlendirilir. Eser ne anlatırsa anlatsın okuyucuda kalanlar, kendi intibaları olacaktır. Bu anlayışa göre, sanat eserinin estetik […]...
Oktay Rifat Horozcu Hakkında Kısaca Özet Bilgi (1914-1988) Trabzon’da dünyaya geldi. Ankara Erkek Lisesini ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Memurluk ve serbest avukatlık yaptı. Melih Cevdet Anday ve Orhan Veli Kanık‘la birlikte “Garip” adlı şiir kitabını 1941’de yayımladılar. Oktay Rifat Horozcu, farklı anlayışlarla da şiirler yazmıştır. “Perçemli Sokak” adlı eseriyle II. Yeni akımına yaklaşarak […]...
Japon Edebiyatının Tarihi Oluşumu ve Genel Özellikleri Yaklaşık 2000 yıllık bir geçmişe sahip Japon edebiyatı, tarihsel süreçteki ilk dönemlerde, Çin kültür hayatının tesirinde kalmıştır. Budizm inancının etkisiyle de Hint kültüründen nispeten etkilenmiş, sonraki dönemlerde sanatkârların kendi özlerine dönerek yazdığı eserler vesilesiyle özgün bir edebiyat oluşmuştur. 19. yüzyıldan itibaren de sanayileşen dünyanın etkisiyle, batı kültür ve […]...
Tarihi Eleştiri Kuramı Nedir? Hakkında Kısaca Özet Bilgi Bir eseri, özellikle geçmiş yıllarda yazılmış olanları, anlayabilmek ve onu tahlil edebilmek için eserin yazıldığı dönemin bütün şartlarını; daha önceki gelişmeleri ve eserin yazılmasından sonraki, eserle ilgili her faktörü değerlendirmek esasına dayanan bir görüştür. Eserin tarihî gelişme içinde sosyal, siyasi, ekonomik, kültürel vb. platformları incelenerek bunlardan hangilerinin […]...
İdealar ve Yansımalar Edebiyat teorilerinin dayanak noktası, varlık ile ilgili ilk yorumların dayanak noktasına bağlı olarak gelişir. Ontolojik bakış açısına göre, insanoğlu evvela “Hayat ve varlık nedir, insan ve eşya nedir, aralarında nasıl bir alâka vardır? Niçin bu dünyadayız? Doğum ve ölüm nedir? Niçin vardır? İnsan ve kâinat ilişkisi nasıl kurulmuştur? Varlığı kim kurmuştur? Yaratıcı, […]...
Yeni Türk Edebiyatına Genel Bir Bakış Türk edebiyatında, batılı edebiyatlarda görülen edebî toplulukların aynısı yoktur. Türk edebiyatı bir bütündür, onu; devir, dönem veya gruplara bölerek incelemek bir eğitim mecburiyetidir. Tanzimat’ın ilanından sonraki Türk edebiyatının başlangıcı için 3 Kasım 1839 gibi bir tarih verilmesi, siyasi boğumlanmayla kronolojik edebiyat tarihi anlayışı açısından isimlendirmenin mantığına uygun görünmektedir. Bu yüzden […]...
Servet-i Fünun Dergisinin Kapanışı Servet-i Fünun dergisi, 1896 ile 1901 yılı arasında şiir, hikaye (öykü), roman, edebiyat araştırmaları, tenkit vb. türlerdeki neşriyatına beş yıl devam etti. 1901 yılının Ekim ayında Hüseyin Cahit’in Fransız İhtilali’nden bahseden bir yazısı üzerine dergi kapandı, topluluk da dağıldı. Bu tarihten sonra topluluğun üyeleri, eserlerini münferit olarak yayımladılar. Servet-i Fünun Edebiyatı’nın […]...
İsrail Edebiyatının Dönemleri Nelerdir? İsrail edebiyatının kökeni, kuruluşuna değil Avrupa ve Amerika kıtalarına yayılan ve İbrani edebiyatını sürdüren, kendilerinden önceki diasporanın oluşturduğu kültürel birikime dayanır. İsrail edebiyatında üç farklı edebi akımlar şunlardır: 1) Palmah Kuşağı Akımı İsrail edebiyatının ilk devresini oluşturur. 1940’larda Hitler ve ardından İngilizlere karşı oluşturulan birlikleri ifade eden kuşağın edebiyatıdır. Orta doğuda […]...
Geleneksel Edebiyat Afrika Edebiyatı 1) Sözlü Afrika Edebiyatı Afrika kültüründe sözlü anlaşma ve edebî yapının oldukça önemli bir yeri vardır. Toplum hayatını düzene sokan temel iletişim, sözlü yapı üzerinden sürdürülür. Bu kültür içerisinde, toplumsal fonksiyonu sözlü kültürü aktarmak ve korumak olan özel kişiler vardır. Bu özel kişiler, geleneklerden gelen kültürel birikimi ve soylarının övülecek hususiyetlerini […]...
Servet-i Fünun’da Dil ve Üslup Servet-i Fünun’daki tahkiyenin dili ve üslubu, o güne göre de bugüne göre de ağır ve terkiplidir. Arapça ve Farsça sözcükler okuyucuları hayli sıkıntıya sokmuştur. Bu manada batı edebiyatının klasik anlayışına benzeyen sağlam yapılı cümleleri ve entellektüel bir vokabüleri vardır. Bu dönemde yazarlar, dil konusunda Tanzimat edebiyatı döneminin hikaye ve roman […]...
Freud’a Göre Psikanaliz Sanatçılar eser verirken geçmişte yaşanan bazı şuuraltı rahatsızlıklarını anlatma yoluyla okuyucularına aktarırlar. Böylece sanat ve nevrotik ilişkiler arasında bir alaka başlar. Sanatçı, geçmişteki psikolojik hâllerini bir kurgu tekniği içinde anlatırken tatmin olamadığı duyguları için ya bir tatmin alanı bulur veya onları estetik kurgu içindeki çatışma ve hayal iklimine transfer eder. Edebiyat psikanalizinde […]...
Romantik Akımda Tiyatro Romantik akım, Klasik akımının etkisini yitirmesiyle 18. yüzyıl sonlarında ortaya çıkar ve 19. yüzyılın ilk yarısı boyunca tiyatroda parlak dönemini yaşar. Romantik tiyatro akımı, klasik tiyatronun akıl ve sağduyu bağlamında belirlediği kurallarına karşı çıkarak tanrısal gerçeğe ve insanın doğal özüne ışık tutmayı amaçlar. İnsanın kişiliğini bu gerçeklik içinde geliştirmeyi başlıca görev sayar. […]...
Realist Akımda Tiyatro Anlayışı Romantik akımdan sonra (19. yüzyılın ikinci yarısında) tiyatroda realist (gerçekçi) akım etkisini gösterir. Edebi akımlar genelde daha önceki sanat anlayışlarına tepki olarak ortaya çıkar. Realizm akımı da romantizm akımına tepki olarak doğar. Romantizm sanatçıları toplumsal sorunlara gerçekçi bir şekilde yaklaşmadıkları için realistler toplum gerçeklerine eğilmek ve bunları bilimsel yolla İncelemek amacındadırlar. […]...
Dünya Edebiyatında İlkler ❖ Dünya Edebiyatında Yazılmış İlk Hikâye: Boccaccio’nın “Decameron” adlı eseri ❖ İlk Deneme: Montaigne’in “Denemeler” adlı eseri ❖ İlk Modern roman: Cervantes’in “Don Kişot” adlı eseri ❖ İlk Realist roman: Gustave Flaubert’in “Mademe Bovary” adlı eseri ❖ Komedi türünün İlk temsilcisi: Aristophanes ❖ Trajedi türünün İlk temsilcisi: Aiskhylos ❖ İlk Fabl örneği: […]...
Genel Olarak Dilin Türleri ve Alt Birimleri a- Ana Dili: İnsanın başlangıçta annesinden ve doğup büyüdüğü aile ve soyca bağlı bulunduğu toplum çevresinden öğrendiği dildir. Bu dil, bir insanın bilinç altına iner ve onun, kişilerle, toplum arasındaki ilişkilerinde en güçlü bağı oluşturur. b) Ana Dil: Ses ve şekil […]...
Dilim Toplumsal Yaşamımızdaki Yeri ve Önemi Dil, tek bir insan varlığının çokluğu kadar toplum yaşayışının da ayrılmaz bir parçasıdır, insanlar tek başlarına değil de toplum halinde yaşadıklarında uzun bir zaman içinde o toplumu oluşturan fertlerin ortaklaşa katkıları ile biçimlenir. Bu niteliği ile de sosyal bir varlık durumundadır. Her toplumun kendi özünden gelen bir […]...
Amerikan Edebiyatının Oluşumu ve Genel Özellikleri Kökleri 17. yüzyıla dayanan Amerikan edebiyatı; ülkenin kurulduğu coğrafya, endüstriyelleşme ve sanayileşme, kendine özgü siyasi gelişmeler ve dünya kültürleri ile olan etkileşimler bağlamında diğer pek çok edebiyattan farklı konu ve tema gelişimi göstermiştir. Amerika kıtasının keşfi, yeni bir coğrafya, yeni dünyadaki kendine özgü gelişme imkânı, sömürge akınları kapsamında dünyanın […]...
Hayvan Mezarlığı Konusu Kitabının Özeti Louis karısı ve iki çocuğu ile Chicago’dan Ludlow’da ormanın hemen yanında bulunan bir eve taşındı. Eve yerleştiler ve daha sonra yan komşuları ile tanıştılar. Komşuları çok yaşlı bir çiftti. Jud ve Norma Crandall. Kısa süre sonra Jud ile Louis ahbab oldular. Her akşam birlikte bira içip Ludlow hakkında konuşuyorlardı. Louis […]...
Ölenin arkasından söylenen ve onun ölümden duyulan acıyı, üzüntüyü anlatan şiirlere ağıt denir.. Bu şiirde, ölen kişinin hayatta iken yaptığı iyilikleri, kahramanlıkları dile getirilir. Sel, deprem, yangın gibi doğal afetlerle ilgili ağıtların da söylendiği olur. İslamiyet’ten önce, Şamanizm inancının da etkisiyle Türklerin yaşamında cenaze merasimleri önemli bir yer tutar, ölü için düzenlenen “yuğ” adı verilen […]...
Küçük Ağa Romanının Kısaca Özeti I. Dünya Savaşı’ndan sonra Anadolu topraklan, yabancı güçlerce işgal edilmiştir. Osmanlı yönetimi, otoritesini ve gücünü kaybederek kontrolü elden kaçırmıştır. Böyle bir ortamda Türk halkı, dinini, yurdunu kurtarmak için Kuvay-ı Milliye hareketini başlatır. Mehmet Reşit Efendi, 1918’de istanbul’da Fatih medresesinde öğrenciyken coşkulu vaazlarıyla tanınır ve 1919’da Akşehir’e gönderilir. Halk arasında “İstanbullu […]...