Öyküleyici Anlatım (Öyküleme)

Öyküleyici Anlatım (Öyküleme, Hikaye Etme) Nedir Ne Demektir

Öyküleme, gerçekleşmiş veya kurgulanmış bir olayın, sözlü veya yazılı olarak başkalarına aktarılmasıdır. Bu anlatım biçimi, olayın, kişilerin, mekanın ve zamanın öğelerine dayanır. Öyküleme, konuyu veya anlatılanı, eylemler ve hareketler aracılığıyla daha etkileyici bir şekilde sunma ve gösterme yöntemidir. Öyküleyici anlatımda temel hedef, okuyucuyu olayın içine çekerek onu adeta olayın bir parçası haline getirmektir.

Öykülemede, olaylar ve gerçekler birbirini takip eden bir dizi şeklinde ilerler. Detaylı betimlemeler, diyaloglar ve olayların kronolojik sıralaması kullanılarak okuyucuya canlı bir deneyim sunulur. Bu sayede okuyucu, olayın akışına katılarak kendisini hikayenin içinde hissedebilir.

Bu anlatım biçiminin temel yapı taşı olan “olay”, öyküleme anlatısının vazgeçilmez bir unsudur. Olaylar olmadan yapılan herhangi bir anlatım, hikaye etme kategorisine dahil edilemez. Öykülemenin kendine özgü unsurları ise genellikle kişi, mekan, zaman ve gerçekleşebilen bir eylem olarak sıralanabilir. Bu unsurlar, hikaye etme anlatısının temel iskeletini oluşturur ve okuyucuya olayları daha net ve anlaşılır bir şekilde sunmayı sağlar.

Hikaye etmede, sözcükler genellikle mecaz ve yan anlamda kullanılarak daha derin bir anlatım katmanı oluşturur. Bu şekilde, okuyucuya daha zengin bir deneyim sunulur ve metin daha etkileyici hale gelir. Sanat metinleri, öyküleyici anlatımın kullanıldığı eserlerdir ve hikaye, roman, anı, fabl, masal, efsane gibi metin türleri bu kategoriye örnek olarak verilebilir. Ancak öyküleyici anlatım sadece sanat metinlerinde değil, öğretici metinlerde de kullanılır. Bu sayede bilgi ve deneyimler daha ilgi çekici bir şekilde okuyucuya aktarılır.

Özetlemek gerekirse, öyküleyici anlatım biçiminin temelini olaylar oluşturur ve kişi, mekan, zaman ve gerçekleşebilen bir eylem gibi öğelerle zenginleştirilir. Mecaz anlam ve yan anlam kullanılarak sözcüklerin derinliği artırılır. Sanat metinlerinde sıkça kullanılan öyküleyici anlatım, hikaye, roman, anı, fabl, masal, efsane gibi metin türlerinde kendini gösterirken, aynı zamanda öğretici metinlerde de okuyucunun ilgisini çekmeye yardımcı olur.

Öyküleme ve Betimleme Arasındaki Farklar Nasıl Ayırt Edilir

Öyküleme ve betimleme, anlatım teknikleri olarak iç içe geçerken aralarında bazı farklar bulunmaktadır:

* Betimleme, genellikle durağanlık ve sabitlik üzerine odaklanırken, hikaye etme ise hareketlilik ve devinim üzerine yoğunlaşır.

* Betimleme, detaylı tasvirler ve niteleyici sözcükler (sıfatlar ve zarflar) aracılığıyla anlatılan nesne, kişi veya mekanın görsel ve duyusal özelliklerini aktarmaya çalışırken, hikaye etme daha çok eylemlere odaklanır ve karakterlerin davranışlarını, duygularını ve düşüncelerini yansıtmaya çalışır.

* Betimleme, okuyucunun zihinlerinde canlı bir görsel oluşturmayı hedeflerken, öyküleme okuyucuyu olayın içine çekerek onları olayın bir parçası gibi hissettirmeyi amaçlar. Öyküleme, okuyucuyu olayın akışına dahil eder ve onları karakterlerle birlikte duygusal bir deneyim yaşatır.

* Bu şekilde, betimleme ve öyküleme arasındaki farklar, anlatılanların nasıl sunulduğu ve okuyucuya nasıl bir deneyim yaşatıldığı açısından ortaya çıkar. Betimleme daha görsel ve detay odaklıyken, hikaye etme daha dinamik ve duygu yüklü bir anlatım sunar.

Öyküleyici Anlatım Örnek Paragrafları

Örnek 1: Akşam güneşinin son ışıkları evimizin içine huzur dolu bir sıcaklık yayarken, beklenmedik bir ziyaretçinin kapımızı çalmasıyla aniden irkildik. Kapı tokmağının yankılanan sesi, hepimizin kalbini hızlandırdı ve merakla birbirimize baktık. Babam, sessizce bize odalarımıza gitmemizi işaret etti ve gizem dolu kapının önüne doğru ilerledi. Kapı yavaşça açıldığında, babamın ağlamaya yakın bir sesle “Eyvah!” dediğini duyduk ve içimizde endişeyle karışık bir ürperti hissettik. İçerden gelen inleme benzeri bir sese kulak verirken, bir an için kalbimiz duracak gibi oldu.

Örnek 2: Beşinci katın sessizliğinde asansörden indik ve ben, bana odayı gösterecek olan çocuğun peşinden ilerledim. Çocuk, beni kısa bir koridor boyunca yönlendirdi ve durduğumuz odanın önünde duraksadık. Kapıyı açtı ve birlikte içeri adım attık. Oda loş bir atmosfere sahipti, perdeler sıkı sıkıya kapalıydı. Çocuğun dışarıyı göstermek istemesiyle bir an duraksadım ve onu engelledim. İçerideki lambaları hızla yakarak odanın atmosferini değiştirdi. Ardından banyonun kapısını açtı ve benim bir isteğim olup olmadığını sordu. İstemediğimi dile getirdim ve minik çocuğa bahşişimi takdim ettim. Oda hızla terk ederken, ardından kapı kapanırken sessizliğin tekrar sarıp sarmaladığı bir atmosfer oluştu.

Öyküleme (Öyküleyici Anlatım) Test Soruları Çöz

1. Bir anda duraksadı ve gözleri çevremizi saran manzaranın ve biraz önce anlattığı öykünün içinde kaybolmuş gibi, büyük ve dalgın bir hal aldı. Şakaklarında tozlarla karışmış, ardından kalın çizgiler halinde kuruyan terlerin izleri belirgin şekilde görülüyordu. Derin derin nefes alıyordu, sanki bu anı derinlemesine yaşamaya çalışıyordu. Bu anda, onu çevreleyen doğadan ayırmak mümkün değildi. Akşamın loş ışığında, topraktan fırlayıp çiçeklerin arasından büyüyüvermiş bir yaratık gibi duruyordu, etrafına büyüleyici bir aura yayıyordu.

Yukarıdaki metinde kullanılan anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Öyküleme B) Tartışma C) Betimleme D) Benzetme (Teşbih) E) Açıklama

2. İki saat sonra, tekrar o yemyeşil bahçeden geçerek otelin kapısından içeri adım attım. Rüzgârlığın kapısını açtım ve içeri girdim, umutla dışarıda bekleyen o genç adamı görmeyi umarak. Ancak içeride beni kalın ve yoğun bir karanlık karşıladı. Gözlerimi karanlığa alışana kadar hafifçe kısarak, lobi alanının loş ışığında göz gezdirdim. Ne yazık ki, o genç adam gözüme çarpmıyordu. Resepsiyondaki esmer adama bakmadan, doğrudan merdivenlere doğru ilerledim.

Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi ağır basmaktadır?
A) Açıklama B) Öyküleme C) Betimleme D) Tartışma E) Tanımlama

3. Ayakkabıcı, küçük dükkânının köşesindeki iskemlesine rahatça oturdu. Hasan, merakla karşısına geçerek ne yapacağını heyecanla bekliyordu. Gözleri şaşkınlık ve eğlenceyle doluydu, tüm dikkati ayakkabıcıya odaklanmıştı. Ayakkabıcı, kartona benzeyen kalın deriyi iki tarafı keskin, incecik sapsız bıçağıyla ustalıkla kesmeye başladı. Kesme işleminden sonra ağzına bir avuç çivi doldurdu ve ustalıkla çıkararak ayakkabıların altını hızla mıhladı.

Bu paragrafta başvurulan anlatım tekniği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Betimleme B) Örneklendirme C) Öyküleme D) Tartışma E) Açıklama

4. Uzun zamandır Mustafa Kemal’i görmemiştim, geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımın çalışma yerinde karşılaştık. Meğerse kendisi on günlük bir yolculuğa çıkmış, doğduğu şehir olan Selanik’e gitmiş. Tam 8 yıl olmuş doğduğu yeri görmeyeli. Son gördüğü zamanlardan bu yana ve şaşkınlıkla karışık bir hayranlıkla geri dönmüş. Konuşurken yüzünde hala o şaşkınlık ve hayret ifadesi vardı, merakla anlattıklarını dinledik.

Bu metinde anlatım biçimlerinden hangisi ağır basmaktadır?
A) Açıklayıcı anlatım B) Betimleyici anlatım C) Tartışmacı anlatım D) Öyküleyici anlatım E) Kişileştirme (Teşhis)

5. İşini büyük bir titizlikle yürüten adam, dükkânını adeta bir düzen cenneti haline getirirdi. Her eşyanın, her malzemenin belirli bir yeri vardı dükkânda. Bir gün acele bir alışveriş esnasında, titrek elleriyle toz şekeri tartmaktaydı. Azar azar ekleyerek terazinin dengesini sağlamaya çalışıyor, ancak biraz fazla koyduğunda azıcık çıkarmak zorunda kalıyordu. Bu dengeyi tutturmak için büyük bir özen gösteriyordu. Merakla ona dönerek, “Neden bu kadar titizleniyorsun?” dedim. Gözlüklerinin üzerine kalkan kaşlarıyla bana şaşkın bir bakış attı ve şu yanıtı verdi: “İnsanın fazlasını veren, eksik de verir.”

Yukarıdaki metinde başvurulan anlatım biçimi aşağıdakilerinden hangisidir?
A) Tartışma B) Öyküleme C) Alıntılama D) Betimleme E) Açıklama

6. Celal Bey’in liderliğindeki askerlerin sayısı tam olarak yüz kişiydi. Bu askerler, Hisar’da bulunan zayıf, bekçi ve hasta kişilerden oluşuyordu. Toplamda yüz on üç kişi vardı aralarında. Düşmanın, diğer kalelerden çekindiği anlaşılıyordu. Aksi takdirde bu bölgeyi terk etmez, kesinlikle ele geçirmeye çalışırdı. Celal Bey hafifçe eğilerek, ince yosunlarla kaplı soğuk siperin üzerine dirseklerini dayadı. Aşağıya doğru baktı. Beyaz koyunların arasında dolaşan iki veya üç asker gördü. Birisi karşısına iri bir koyunun başına dokunarak onu sinirlendiriyor, oyun oynatıyordu. Diğer askerler ise elleri silahlarında, bu oyunu seyretmekle meşguldüler.

Yukarıdaki paragrafın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Öyküleme  B) Betimleme  C) Tanık Gösterme  D) Tartışma  E) Açıklama

Yanıtlar: 1- A        2- B          3- C          4- D        5- B      6- A

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir