Ünlü ve Ünsüz Harflerle Sağlanan Ahenk Aliterasyon ve Asonans
Mısra içinde ve komşu mısralar arasında bir ahenkle tekrarlanan ünlüler asonans, ünsüzler aliterasyon oluşturur. Asonans ve aliterasyonun iç kafiye, yarım kafiye, ünlü- ünsüz kafiyesi, seci, cinas gibi farklı terimlerle de ifade edilmesi yanlıştır.
Asonans ve aliterasyonun harf sayısında da ölçüt adına bir müşkil (problem) vardır. Acaba bir harfin kaç defa tekrar edilmesi gerekir (3, 4, 5, 7) ki asonans ve aliterasyon meydana gelsin? Bir mısrada en az üç harf benzerliği, böyle bir ahenk ......
Ölenin arkasından söylenen ve onun ölümden duyulan acıyı, üzüntüyü anlatan şiirlere ağıt denir.. Bu şiirde, ölen kişinin hayatta iken yaptığı iyilikleri, kahramanlıkları dile getirilir. Sel, deprem, yangın gibi doğal afetlerle ilgili ağıtların da söylendiği olur.
İslamiyet’ten önce, Şamanizm inancının da etkisiyle Türklerin yaşamında cenaze merasimleri önemli bir yer tutar, ölü için düzenlenen “yuğ” adı verilen törenlerde “sagu” ismiyle anılan matem şiirleri okunurdu. Orhun Kitabelerinde geçen “yuğ” sözü ile de bu törenler kastedilmiştir. Bunun yanında “yuğçı, sığıtçı” sözleri de ağıtçı (cenazenin çıktığı ......
Çocukları uyutmak ya da onların ağlamasını engellemek sebebiyle ezgiyle söylenen ve çoğunlukla bir dörtlükten oluşan şiirlerdir. Öğretici bir niteliği olan ninniler sayesinde çocuklar anadillerini kolayca öğrenirler. Bundan dolayı edebiyatımızda ninni geleneği geçmişten günümüze devam etmiştir. Ninniler çoğunlukla tek bir dörtlükten meydana gelir. Kaşgarlı Mahmut, Divanü Lügati’t Türk’te bu nazım şeklini “balubalu” olarak isimlendirmiştir.
Tilki duymasın ninni
Tilki duyarsa yavrum
Hem seni yer hem beni
Ninni yavrum ninni
NİNNİ
Asmaya kurdum salıncak
Eline de verdim oyuncak
Yine de uyumadı gitti
Şu küçücük yumurcak.
BEBEĞİM
Bebeğim kocaman, onu tutamam.
Ninniler söylerim, hiç uyutamam.
Oynayıp gülüyor, bizi süzüyor.
Mamasını yemiyor, beni ......
Hece Vezniyle Meydana Getirilen Nazım Şekilleri
Mâni
• Halk şiirimizin en küçük ölçekli şekildir.
• Ağırlıklı olarak bir tek kıtadan oluşur.
• Genellikle birinci ve üçüncü mısralar serbest, ikinci ve dördünce mısralar kafiyelidir, fakat koşma tipinde olduğu gibi üçüncü mısra serbest, diğerleri de aynı kafiye¬de olan tarzda da vardır.
• İlk mısrası 3 veya 4 heceden ibaret olanlar da vardır kİ bunlara kesik mani adı verilir. Mısra adedi 4'ten fazla olan (5 ile 14 arası) ve yine ilk mısrası eksik tutulan maniler de söylenmiştir. Bunlara ......
Anonim Halk Edebiyatı Detaylı Bilgi
Anonim Halk Edebiyatı ürünlerinin temel özelliği yaratıcılarının belli olmamasıdır. Bunlar, sözlü gelenekte yaşar ve ağızdan ağıza yayılır. Bu ürünlerin en önemlileri: Halk Masalları, Halk Hikayeleri'dır diğer ürünler aşağıda kısaca açıklanmıştır:
Efsaneler:
İçlerinde olağanüstü kişi ve olaylar bulunan, tarihsel olaylarla Örülmüş halk masallarıdır. Destan ve masala benzer ancak masal gibi iyi sonla bitmez.
Karagöz ile Hacivat:
Seyirlik halk oyunlarındandır. Bir gölge oyunu olan türün başlıca kahramanı olan Karagöz cahil halk tipini; Hacivat ise aydın ya da yan aydın tipi temsil eder. Deriden ......
İslamiyet öncesi Türk edebiyatının bir devamı niteliğinde olan halk şiiri; ozanların, âşıkların ya da adı bilinmeyen halk sanatçılarının millî ölçümüz olan hece ölçüsü ile ortaya koydukları manzum ürünleri kapsar. Geçmişi Orta Asya’ya kadar uzanan bu gelenek Türklerin Anadolu’ya yerleşmesiyle bu coğrafyada da devam etmiştir. Sözlü geleneğe dayanan halk şiiri, kuşaktan kuşağa aktarılarak bugünlere kadar gelmiştir.
Millî Edebiyat Dönemi’nde başlayan halk kültürüne yöneliş Cumhuriyet Dönemi’nde giderek artmıştır. Bu yöneliş hem halk şiirinin gelişmesine katkıda bulunmuş hem de halk şiiri geleneği içerisinde birçok ......
Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonra 12. yüzyılda Türkistan’da Ahmet Yesevi ile başlayan halk edebiyatı koludur. 13. yüzyılda Moğol istilasından sonra Yesevi erenleri Anadolu’ya gelmiş, Anadolu’nun Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında önemli rol oynamışlardır. Bu dönemde şeyhler tekkelerini kurmuş, Mevlevilik ve Bektaşilik gibi tarikat çevreleri oluşmuştur. Mevlana’nın tasavvuf anlayışı etrafında şekillenen Mevlevilik, daha çok aydın kesimde ve şehir, kasaba merkezlerinde yayılmıştır. Hacı Bektaş-ı Veli’nin tasavvuf anlayışı etrafında şekillenen Bektaşilik, daha çok halk tabakası arasında yayılmıştır
Anadolu'da 13.yüzyıldan sonra yayılmaya başlamıştır. Kurucusu 12.yüzyılda Türkistan'da yaşayan Ahmet ......
Tekke edebiyatı ürünlerinden ilahi, nutuk, sathiye ve devriye, nazım biçimi özelliğinin değil; nazım türünün adıdır. Dinsel konulu bu ürünler, biçim özellikleri yönünden koşmadır. Bu ürünler hece ölçüsünün yedi, sekiz ve on birli kalıbıyla söylenir. Dörtlük sayısı üçle yedi arasında değişir. Bu ürünlerin kendilerine özgü ezgileri vardır. Tekkelerde düzenlenen dinsel törenlerde saz eşliğinde söylenmiştir.
1. NUTUK:
Nutuk, “söz, lakırdı, söylev, konuşma, bir topluluğa karşı söylenen ikna edici söz söyleme” demektir.Tarikata yeni girecek olan kişilere tarikat kurallarını öğretmek, onları irşat etmek amacıyla mürşitlerin söylediği ......