Akadlar

Akadlar Hakkında Kısaca Özet Bilgi

M. Ö. 2500’lerle birlikte Arap Yarımadası’ndan Mezopotamya içlerine göç eden Sami kökenli Akadlar, başlangıçta Sümer şehir devletlerine yerleşmiş; M. Ö. 2350’de ise başlarında I. Sargon olmak üzere başlattıkları mücadele sonucu Sümer şehir devletlerini hâkimiyetleri altına alarak “Agade” (Akad) başkent olmak üzere devletlerini kurmuşlardır.

Devlet adını kurulduğu bu merkezden almıştır. Akadlar Sümerler gibi şehir devletleri halinde teşkilatlanmayıp; tek bir merkezden idare edildikleri için dünyada bilinen ilk merkezi krallık – imparatorluk kabul edilmektedirler. Düzenli bir ordu sistemine sahip olan Akadlar bu sayede kısa sürede bölgeyi kontrolleri altına almayı başarmışlardır. Dünyada bilinen ilk düzenli ordu Akadlar tarafından kurulmuştur. Devlet en güçlü dönemini Naram-Sin döneminde yaşamıştır.

Akadlar, Sümerlerde görülen “Rahip-Kral” anlayışını daha da sertleştirerek “Tanrı Kral” anlayışını doğurmuşlardır. Bu anlamda Tanrı Kral unvanını ilk kullanan isim Akad Kralı Naram-Sin olmuştur. Akadlar “Dört iklimin kralı” unvanını da taşıyan Naram-Sin döneminde sadece Mezopotamya’da değil Anadolu içlerinde de hâkimiyet kurmuşlardır.

Bu anlamda Naram-Sin dönemine ait olduğu kabul edilen ve “Mücadele Kralı” anlamına gelen “Şartamhari Metinleri’nde” Akadların Anadolu’daki eylemleri ayrıntılı olarak anlatılmaktadır. Bu metinlerde Akad Kralı Naram-Sin Amanos’ları ve Toros Dağları’nı aşıp Anadolu’ya girdiğini; burada Hatti Kralı Pampa önderliğinde birleşen 17 krallıkla savaştığını ve yenilgiye uğrattığını anlatmaktadır.

Çok tanrılı inancın görüldüğü Akadlar’da en önemli tanrıları Güneş tanrısı Şamaş, Ay tanrısı Sin ve Venüs Tanrıçası İştar oluşturmuştur. Mimari anlamda gelişmiş olan Akadlar’ın en önemli eserleri arasında Zafer Anıtı ve Agade Tapınakları yer almaktadır. İki asır varlık gösteren Akadlar “Dağların Ejderhaları” olarak bilinen Guttiler tarafından tarihten silinmişlerdir.

Akadların Özellikleri Nelerdir (MÖ 2350 – 2150)

*Başkenti Akad olan bu medeniyet; tarihte bilinen ilk büyük İmparatorluk olup ilk düzenli ve sürekli orduları kurmuşlar ve sonucunda Sümer uygarlık birikimlerini Ön Asya’ya yaymışlardır. Sami kökenlidirler. En parlak dönemini Kral Sargon Dönemi’nde yaşamışlardır. Akadların başkenti Agade şehridir.
* Kerpiç ve tuğladan yapılmış Agade denilen tapınakları en önemli mimari eserleridir.
* Tarımla uğraşmışlardır.
* Tarihteki ilk imparatorluğu kurmuşlardır.
* Çok tanrılı inanışları vardır.
* Tarihteki ilk düzenli orduyu kurmuşlardır.
* Dünyada bilinen ilk haritayı çizmişlerdir. Bu harita Mezopotamya bölgesine aittir.

2350 civarında Sümerlerin kuzeyindeki Akad ülkesinin kralı Sargon, Umma kralını yenerek Sümer ülkesine hâkim oldu. Sargon, torunu Naram Sin ve diğer ardılları, krallığın sınırlarını Suriye, İran ve Anadolu içlerine kadar genişleterek tarihteki ilk imparatorluğu kurdular. Akadların egemenliğine Gutiler son vermiştir.

Sümer kültürünün etkisi ve yönetimi altında yaşayan Samiler, Akadlar olarak bilinir ve yüzyıllar boyunca bölgede önemli bir rol oynamışlardır. Akadlar, Sümer kültürünü benimsemekle birlikte kendi kültürel unsurlarını da sentezleyerek yeni bir kültür birikimi oluşturmuşlardır. Bu nedenle, Akadlar, bölgeye gelen diğer toplumlar arasında en yenilikçi kavimlerden biri olarak öne çıkmıştır.

Akad uygarlığı, zaman içinde belirli bir olgunluğa ulaşmış ve Sargon liderliğinde Mezopotamya’nın sınırlarını birleştirerek tek bir hanedanın yönettiği siyasi otorite altında bir krallık kurmuşlardır. Sargon, tarihteki ilk imparatorluklardan birini kurarak, Mezopotamya’nın farklı bölgelerindeki şehirleri ve krallıkları tek bir egemenlik altında birleştirmiştir. Bu, bölgede birleşik bir siyasi güç oluşturulmasını sağlamış ve Akkadlar, Mezopotamya’nın ilk imparatorluğunu kurarak tarih sahnesinde önemli bir yer edinmişlerdir.

Akadlar, imparatorluklarının yönetimi altında büyük bir gelişme ve ilerleme kaydetmişlerdir. Sargon’un liderliğindeki krallık, yönetim merkezlerinin inşası, idari reformlar, ticaretin teşviki ve altyapı projeleri gibi bir dizi önemli girişimde bulunmuştur. Bu sayede, Mezopotamya’nın farklı bölgelerinde yaşayan halklar arasında ekonomik ve kültürel alışverişin artması sağlanmıştır. Akadlar, bu dönemde sanat, edebiyat ve bilimde de önemli ilerlemeler kaydetmişlerdir.

Akadlar, kurdukları imparatorluk ve kültürel sentez ile Mezopotamya tarihinde önemli bir dönüm noktası oluşturmuşlardır. Sargon liderliğindeki birleşik hanedanlık, bölgenin siyasi ve sosyal yapısında köklü değişikliklere neden olmuş ve bu değişimler ilerleyen dönemlerdeki medeniyetlere de etkisini göstermiştir. Akadlar, Mezopotamya’nın siyasi birliğini ve kültürel çeşitliliğini temsil etmiş ve bölgenin tarihinde unutulmaz bir iz bırakmışlardır.

Akadların hâkimiyetinin sağlamlaşmasıyla birlikte sınırları Mezopotamya’nın dışındaki önemli ülkeler olan Anadolu, Elam ve Ebla gibi bölgelere de yayılmıştır. Bu seferler, Anadolu ile Mezopotamya arasındaki ekonomik, siyasi ve kültürel etkileşimleri başlatmış ve Anadolu’nun tarih çağlarına girmesini sağlamıştır. Akadlar, genişlemeleri ve etkileriyle bölgenin tarihini dönüştürmüş ve Mezopotamya uygarlığının yanı sıra Anadolu ve İran gibi bölgelerin gelişimini belirleyen bir unsur olmuşlardır.

İran’da Akad kültürü, uzun yıllar boyunca ülkenin gelişiminde büyük bir etkiye sahip olmuştur. Sümerler döneminde başlayan gelişmeler, Akad döneminde de devam etmiş ve sonuç olarak oldukça gelişmiş bir uygarlık ortaya çıkmıştır. Bu dönemde Naram-Sin liderliğindeki Akadlar, uygarlıklarının doruk noktasına ulaşmışlardır. Zenginlikleri ve başarıları, Mezopotamya’yı cazip bir yer haline getirerek pek çok başka halkın da bu bölgeye yönelmesine neden olmuştur.

Akad medeniyeti, Mezopotamya’yı güçlü bir ülke yapma konusunda büyük bir başarı elde etmişlerdir. Ancak bu başarı, aynı zamanda diğer halkların da Mezopotamya’ya yönelmesine yol açmıştır. Bölgenin zenginliği ve refahı, çeşitli toplulukları buraya çekmiş ve bu da Mezopotamya’nın etnik ve kültürel çeşitliliğini artırmıştır. Bu dönemde Mezopotamya, farklı dilleri konuşan, farklı kültürel geleneklere sahip birçok halkın bir araya geldiği bir mozaik gibi olmuştur.

Akadlar, ekonomik güçleri ve siyasi başarılarıyla Mezopotamya’yı zenginleştirmiş ve bölgenin tarihinde unutulmaz bir iz bırakmışlardır. Bu dönemde gerçekleşen büyük uygarlık ve kültürel ilerleme, Mezopotamya’nın tarih sahnesindeki önemini artırmış ve bölgenin dikkat çekici bir merkez haline gelmesini sağlamıştır.

III. Ur Hanedanı ( 2112-2000)
2112 yılında Ur Nammu, günümüz tarihçilerin III. Ür Hanedanı olarak isimlendirdikleri yeni bir krallık ailesinin egemenliğini kurdu. Bu ailenin en önemli yöneticilerinden Şulgi, imparatorluğun sınırlarını oldukça fazla genişletmiş ve politik, idari ve ekonomik olmak üzere pek çok farklı alanda reformlar yaparak merkezî devlet yönetimini güçlendirmiştir. III. Ur Hanedanı; iç çatışmalar, Elamlıların saldırıları ve Amurru göçleri nihayetinde M.Ö 2000’li yıllarda varlıklarını yitirmişlerdir.
Not: Ur Hanedanı Dönemi “Yeni Sümer Dönemi”ya da “Sümer Rönesans Çağı”olarak da bilinir.

Akad Krallığının Yıkılması

Sargon’dan itibaren krallığın sağlam temeller üzerine kurulması, Akad krallığının uzun bir süre boyunca iç ve dış tehditlere karşı mücadele edebilmesini sağlayan önemli bir etkidir. Bu güçlü temeller, krallığın topraklarını genişletmesine, siyasi birliği sağlamasına ve ekonomik refahı artırmasına imkan tanımıştır. Ancak zamanla krallık, eski gücünü kaybetmiş ve çeşitli isyanlarla karşı karşıya kalmıştır. Bunun yanı sıra, dış güçlerin baskısı ve ekonomik zayıflama, Akad krallığının direncini azaltmıştır.

Tüm bu gelişmeler sonucunda, Akad krallığı bölgesel bir egemenlik seviyesinden bir kent devleti seviyesine düşmüş ve nihayetinde tarih sahnesinden çekilmiştir. Krallığın çöküşü, çeşitli faktörlerin birleşimiyle gerçekleşmiştir. İsyanlar ve iç karışıklıklar, yönetimin zayıflamasına ve halkın güvenini kaybetmesine yol açmıştır. Aynı zamanda, dış güçlerin saldırıları ve baskısı, krallığın savunmasız kalmasına ve toprak kaybetmesine sebep olmuştur. Ekonomik sıkıntılar, kaynakların azalması ve ticaretin zayıflamasıyla birlikte krallığın varlığını sürdürmesi zorlaşmıştır.

Ancak Akad krallığının sonlanmasına rağmen, onların yarattığı yüksek uygarlık seviyesi ve Sümer kültürünün etkisi, tarih boyunca devam etmiştir. III. Ur Hanedanlığı döneminde gerçekleşen Sümer Rönesans’ı, Akadların mirası üzerine inşa edilmiştir. Akadların sağladığı kültürel ve siyasi temel, Babil ve Asur gibi sonraki büyük medeniyetlerin gelişimine bir ön koşul oluşturmuştur. Akadlar, Sümer kültürünün günümüze kadar ulaşmasını sağlamışlar ve Mezopotamya’nın tarihinde unutulmaz bir etki bırakmışlardır.

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir