Mektup

Mektup; kişiler, kurumlar ve kuruluşlar arasında haberleşme amacıyla yazılan yazılardır. Mektup, yazının bulunmasıyla birlikte kullanılmaya başlanan en eski iletişim araçlarındandır. Bulunabilen en eski mektup örnekleri Mısır firavunlarına ve Hititlere aittir. İslamiyet’i yaymak amacıyla Hz. Muhammed’in Mısır, Habeşistan ve Bizans hükümdarlarına gönderdiği mektuplar türün bilinen örneklerindendir. Rönesans’tan sonra Avrupa’da mektup türü büyük gelişme göstermiş; Jean Jacques Rousseau (Jan Jak Ruso), Voltaire (Volter) gibi yazarlar bu türde eserler vermişlerdir. Mektubun Türk tarihinde ne zaman ortaya çıktığı kesin olarak bilinmemektedir. Türkler, Anadolu’ya gelmeden önce mektup türünü kullanmışlardır. Uygur prenslerinin yazdığı mektuplar bu türün Türk tarihindeki ilk örneklerindendir. XVI. yüzyıl divan şairi Fuzûlî’nin Şikâyetnâme adlı eseri mektup türünün tanınmış örneklerindendir. Tanzimat’la birlikte Batı’dan mektup çevirileri yapılmıştır. Cumhuriyet Dönemi’nde edebî mektup türünde örnekler çoğalmıştır. Sabahattin Eyüboğlu, ismini “Sabah” olarak kısaltıp yazdığı bu mektubu Fransa’da öğrenci olduğu dönemde, babasına göndermiştir. Sabahattin Eyüboğlu’nun kardeşi Bedri Rahmi Eyüboğlu bu mektuba Kardeş Mektupları adlı kitabında yer vermiştir. Mektupta yazar, eğitim amacıyla gittiği yurt dışındaki yaşamından bazı kesitleri anlatmış; isteklerini, duygu ve düşüncelerini dile getirmiştir. Mektubun, dönemine göre yalın bir dili vardır.

Kişilerin ayrılık dönemlerinde birbirleriyle belirli duygu ve düşünceleri paylaştıkları, yaşamlarındaki olayları dile getirdikleri yazılardır. Konuşma ya da yazılış amaçlarına göre; iş mektupları, özel mektuplar gibi türleri vardır. Sanatsal açıdan önem taşıyan, edebi yazınsal mektuplardır. Yazar, ozan ve eleştirmen ya da diğer sanatçılar birbirlerine yazdıkları mektuplarda sanat-edebiyat tartışmalarına girişirler. Bunlar da sanat-edebiyat dünyası için önemli birer belge niteliği taşır.
Mektup, kimi öykü ve romanlarda bir anlatım bi­çimi olarak da kullanılmıştır.

Mektup Türleri

Yazılış amaçlarına göre mektuplar dörde ayrılır:
1. Özel Mektup: Kişinin yakınlarına ve tanıdıklarına yazdığı mektuptur. Özel mektupta anlatılanlar sadece gönderici ile alıcıyı ilgilendirir. Duygu ve düşünceler, içten bir anlatımla dile getirilir. Giriş bölümünde mektubun yazılış amacı belirtilir. Mektupta asıl anlatılmak istenenler gelişme bölümünde yer alır. Sonuç bölümünde sevgi, saygı ve iyi dilekler bildiren ifadelere yer verilir. Kâğıdın sağ üst köşesine yer ve tarih yazılır. Mektup bir hitap sözüyle başlar. Mektubun sağ alt köşesinde yazan kişinin adı ve imzası, sol alt köşesinde adresi yer alır.
2. Edebî Mektup: Sanatçıların, düşünürlerin yazdıkları, sanat ve düşünce derinliği taşıyan mektuplardır. Dil ve anlatım yönünden sanatsal değer taşıyan edebî mektuplar, yazıldıkları dönemin sanat ve düşünce hayatına ışık tutar. Bu mektuplarda dönemin edebî, sanatsal ve düşünsel tartışmaları yer alır. Bu yönüyle edebî
mektuplar yazıldıkları dönem için belge niteliğine de sahiptir.
3. Resmî Mektup: Kamu kurum ve kuruluşları arasında ya da bireylerle bu kurum ve kuruluşlar arasında yazılan mektuplardır.
4. İş Mektubu: Ticaret, sanayi alanlarında veya bireylerle iş yerleri arasında yazılan mektuplardır.

Mektup Yazma Aşamaları

1. Amaç ve Muhatabı Belirleme: Öncelikle mektubun yazılma amacı ve yazılacağı kişi, kurum vb. belirlenir. Mektupta kullanılacak dil ve üslup, mektubun amacına ve muhatabına göre belirlenir.
2. İçeriği Belirleme: Bu aşamada mektubun konusu yani mektupta nelerin anlatılacağı belirlenir. Anlatılacak konular taslak hâlinde uygun bir sıraya konur.
3. Hitap İfadesini Yazma: Mektup; yazıldığı kişi veya kurumun niteliğine, yazan kişiyle muhatabın ilişkisine uygun bir hitapla başlatılır. Hitap ifadesinden sonra virgül (,) konur.
4. Kendini Tanıtma: Mektubu yazan kişi adını, soyadını, mesleğini vb. belirterek kendini kısaca tanıtır.
5. İçeriği Yazma: Bu aşamada ikinci aşamada belirlenen ve belirli bir sıraya konulan içerik yani konu yazılır. Mektubun en geniş ve ayrıntılı bölümüdür. Mektubun yazılma nedenine, konunun çeşitli yönlerine, konuyla ve muhatapla ilgili duygu ve düşüncelere yer verilir. Varsa muhataptan istenenler dile getirilir. Mektubun asıl bölümüdür. İçerik yazılırken mektubun türüne, muhatapla mektup yazarı arasındaki ilişkinin düzeyine uygun bir dil ve üslup kullanılır.
6. Selam, Sevgi, Saygı İfadesi Kullanma: Mektubun türüne, mektup yazan kişiyle muhatap arasındaki ilişkinin düzeyine ve niteliğine uygun bir selam, sevgi veya saygı ifadesi kullanılarak mektuba son verilir.
7. Ad-Soyad, Tarih, İmza, Adres Yazma: Mektubun sağ üst köşesine tarih, sol alt köşesine adres yazılır. Sağ alt köşeye ad, soyad yazılır ve imza atılır.
8. Dil, Yazım ve Noktalama Hatalarını Düzeltme: Mektup baştan sona incelenerek, varsa, mektup metnindeki dil, yazım ve noktalama hataları düzeltilir.
9. Mektubu Gönderme: Mektup metninin yazıldığı kâğıt, düzgün bir şekilde katlanıp bir zarfın içine konur, zarfın arka yüzünün sol üst köşesine gönderenin adı ve adresi yazılır. Zarfın sağ alt köşesine alıcının adı ve adresi yazılır, sağ üst köşesine ise pul yapıştırılır ve mektup postaya verilir.

Özel Mektup ile Edebî Mektup Arasındaki Benzerlikler ve Farklılıklar

Özel mektupla edebî mektup arasında bazı benzerlikler vardır. Örneğin, Sabahattin Eyüboğlu’nun özel mektubu gibi Attilâ İlhan’ın edebî mektubu da gönderici ile alıcı arasındaki yakınlığa göre değişen bir hitapla başlar. Her ikisinde de giriş, gelişme ve sonuç bölümleri bulunur. Her ikisi de yazılı birer iletişim aracıdır. Her ikisinde de sağ üst köşeye tarih, sağ alt köşeye isim yazılır. Özel mektupla edebî mektup arasında benzerliklerin yanı sıra farklılıklar da vardır. Örneğin, Sabahattin Eyüboğlu’nun mektubunda olduğu gibi özel mektuplar arkadaş, dost ve akrabalar arasında yazılırken Attilâ İlhan’ın mektubunda olduğu gibi edebî mektuplar ise tanınmış sanatçılar, düşünürler vb. kişiler arasında yazılır. Özel mektuplarda -Sabahattin Eyüboğlu’nun mektubunda olduğu gibi- kişilerin birbirlerine yönelik
samimi duygu ve düşüncelerinin, edebî mektupta ise Attilâ İlhan’ın mektubunda olduğu gibi daha ciddi bir üslupla sanat ve düşünce konularının paylaşılması amaçlanır. Özel mektupta Sabahattin Eyüboğlu’nun mektubunda olduğu gibi daha çok günlük konuşma dili kullanılırken edebî mektupta Attilâ İlhan’ın mektubunda olduğu gibi sanat değeri taşıyan bir dil kullanılır.

Edebi Mektup Örneği

Nur-i Aynım Efendim (22 Rebiyülevvel 1280/6 Eylül 1863)
Bu hafta dahi bir kıta mektubunuzu aldım, sıhhat ve afiyet haberinizden memnun oldum. Ali Sedat’ın ve Fatma Aliye’nin gözlerini öperim. Sairlere selam ederim. Tahririnizden anlaşıldığına göre, Ali Sedat Bosna esvabı giymeyecektir. Binaenaleyh nafile yaptırıp götürmeyelim. Bu surette ona nasıl hediye hazır edelim, kendisinden sorunuz, ne ister? Nasıl araba alalım deyu sual etmişsiniz, efendim. İnşallah el-kerim İstanbul’a gidildikte zannederim ki bizim için herhalde bir A’la kupa araba iktiza edecektir. Lakin şimdi A’la araba alındığı halde ona bir çift araba bâr-gîri dahi lazım olur. Şimdiki bâr-gîrinize göre pek de pahalı araba yakışmaz zannederim. Fakat herhalde rey sizindir. Nasıl ister iseniz öylece yapınız. Asla bir şey diyemem. Şu kadar nasihat ederim ki çocukça düşünmeden iş tutmayınız. Güzelce düşünüp danışıp da öylece bir işe başlayınız. Kâr ve zarar sana aittir. Elhâsıl; sonra bana baş ağrısı vermeyiniz de nasıl ister iseniz öylece hareket ediniz. Bana hiç sormayınız. Şimdi bir tek hayvanınız var, ona göre rahat edecek ve gönlünüz hoş olacak surette bir araba alınız.
… İnşallah Osman Paşa’nın hareminden doğru haber alırsınız. Bana ettirmediğiniz yemin kalmadı. Hala yemin lakırdısı ediyorsunuz. Allah akıllar versin. Ben, burada
çektiğim zahmet ve gönül azabını size yazmıyorum, rahatsız olmayasız deyu. İnşallah el-kerim buradan bir gün akdem çıkmağı Cenab-ı Haktan temenni ediyorum. Cümleniz sağ ve var olasız efendim. Fi 22 Rebiyülevvel, sene (12)80
Ahmet Cevdet
Ahmet Cihan-Ahmet Cevdet Paşa’nın Aile Mektupları

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir