Yedi Meşaleciler

Yedi Meşalecilerin Ortaya Çıkışı – Doğuşu

Muammer Lütfi ‘Bahşi’, Sabri Esat Siyavuşgil, Yaşar Nabi Nayır, Vasfi Mahir Kocatürk, Cevdet Kudret Solok ve Ziya Osman Saba, 1928 senesinde hep birlikte Yedi Meşale adlı kitabı yayımlayarak yeni bir edebi topluluk yaratmayı amaçladılar. Bu heyecan verici girişimleriyle, “Cumhuriyet döneminin ilk edebiyat topluluğunu” kurdular. Bu nedenle Yedi Meşaleciler, Türk edebiyatında önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Bahşi ve diğer yazarlar, bu kitapla birlikte yeni bir edebi hareketin temellerini atmış oldular. Kitap, genç yazarların yaratıcılıklarını sergileyerek edebiyata çağdaş bir soluk getirerek büyük bir etki yarattı. Yedi Meşale, o dönemdeki sosyal ve kültürel değişimlere cevap olarak ortaya çıktı.

Bahşi ve diğer yazarlar, Yedi Meşale ile birlikte birlikte hareket eden bir edebi topluluk oluşturmanın yanı sıra, yeni fikirlerin yayılmasına da katkıda bulundular. Kitap, farklı bakış açılarına, deneyimlere ve duygulara yer vererek edebiyatın çeşitliliğini vurguladı. Yazarlar, okurlara yeni düşünce ve duygu dünyaları sunarken aynı zamanda Türk edebiyatının gelişimine de katkı sağladılar. Bu yazarlar, farklı edebi tarzlara ve tekniklere sahip olsalar da bu farklılıkları bir araya getiren ve ortak bir dil oluşturan bir edebi miras olarak kabul edilir.

Yedi Meşale’nin çıkışı, Ayşe ve Fatma edebiyatının monotonluğundan sıkılan genç şairlerin bir çığlık gibi yankılandığı bir an olarak değerlendirilebilir. Onlar, sadece bir gençlik hevesi olarak kalmasa da, zaman içinde farklı yollar seçerek edebiyat dünyasında farklı projelere yönelmişlerdir. Bu topluluk, edebiyatımızın çeşitliliğini ve yenilikçiliğini vurgulayan önemli bir dönemeci temsil etmektedir.

Bu genç şairler, Fransız edebiyatında sembolizm akımı ve parnasizm akımını benimsemiş şairlerin estetik anlayışından etkilenerek yeni bir edebi dili benimsemişlerdir. Dizelerindeki incelik ve hassasiyet, okuyucuya derin duygusal deneyimler yaşatmayı amaçlamıştır. Dış dünyayı gözlemleyen bir ressam gibi, detaylara dikkatlice odaklanarak şiirlerini oluşturmuşlardır.

Kendilerine özgü imgeler kullanarak, şairler bu gençlik dönemlerinde edebiyat dünyasında ses getirmiştir. Bu imgeler, şiirlerine ayrı bir zarafet katmış ve okuyuculara derin duygusal etkiler bırakmıştır. Şiirlerindeki estetik anlayış, zaman içinde anonimleşme duygusunu tetiklemiştir.

Bu özgün ve ince dil kullanımı, zamanla Memleketçi şiirin yıpranmasına ve II. Hece Kuşağı’nın duyarlılık tarzının dönemin ruhuna uygun hale gelmesine katkıda bulunmuştur. Genç şairler, bu dönemde edebiyat dünyasında önemli bir rol oynamış ve yeni bir şiir akımının oluşumuna zemin hazırlamıştır. İnce bir duyarlılık ve özgün imgelerle beslenen bu akım, edebiyatımızın evriminde önemli bir adımdır.

Yedi Meşalecilerin Temsilcileri Kodlaması (Şifresi)

CeViZ SaYMaK

Cevdet Kudret Solok
Vasfi Mahir Kocatürk
Ziya Osman Saba
Sabri Esat Siyavuşgil
Yaşar Nabi Nayır
Muammer Lütfi
Kenan Hulusi Koray

Yedi Meşalecilerin Özellikleri Nelerdir Maddeler Halinde

Sanatı, özünde kendi başına anlamlı ve değerli olan bir varlık olarak görmüşlerdir. Sanatın bir amacı veya dışsal bir işlevi olmadığını savunmuşlardır.

Şiirlerinde canlılık, tazelik ve içten bir anlatımı ön planda tutmuşlardır. Geleneksel kalıplardan ve klişelerden uzaklaşarak, okuyucuya samimi bir duygu aktarımı yapmayı hedeflemişlerdir.

Sınırlı kalmayarak, memleket edebiyatının sınırlarını aşmışlardır. Şiirlerinde farklı konulara ve temalara yer vererek şiirin içeriğini zenginleştirmiştir.

Hece ölçüsünü, Türk şiir geleneğine bağlı kalarak kullanmaya devam etmişlerdir. Geleneksel ölçülerin gücüne inanmış ve şairane bir ifade aracı olarak aruz ölçüsü yerine hece ölçüsü kullanmışlardır.

Kendi dönemlerindeki şiir anlayışına göre gerçekçi bir yaklaşım sergilemişlerdir. Şiirlerinde yaşanan gerçeklikleri yansıtmak, toplumsal sorunlara değinmek ve duygusal içerikleri doğal bir şekilde ifade etmek amacıyla yazmışlardır.

Kısa bir süre de olsa edebiyat dünyasında büyük bir heyecan yaratmışlardır. Yeni bir soluk getirerek, dönemlerinin sıkıcı şiir anlayışına karşı çıkarak okuyucularda ilgi ve merak uyandırmayı başarmışlardır.

Biçimsel anlamda önemli bir yenilik yapmamışlardır. Şiirin biçimini, geleneksel kalıplar içinde devam ettirmişlerdir. Ancak, içerik ve anlatım tarzlarında yenilikçi bir yaklaşım sergilemişlerdir.

Cumhuriyet dönemindeki ilk edebi topluluklardan biri olmalarıyla önemli bir yere sahiptirler. Edebiyat dünyasında yeni bir dönemin başlangıcını simgelerler ve Cumhuriyet’in getirdiği değişimlere sanatlarıyla katkıda bulunmuşlardır.

Beş hececiler topluluğunun şiir anlayışına karşı çıkmışlardır. Onların sadeleşme ve soyutlama eğilimine karşı, daha dolu ve duygusal bir şiir anlayışını benimsemişlerdir.

Ahmet Haşim ile birlikte Saf (Öz) şiir anlayışının temsilcileri olarak kabul edilirler. Saf şiir, sözlerin yalınlaştırıldığı, dilin sade ve saf bir şekilde kullanıldığı şiir anlayışıdır. Yedi Meşaleciler, Ahmet Haşim‘in öncülüğünde bu anlayışı benimsemiş ve şiirlerinde dilin doğallığına vurgu yapmışlardır. İfade edilen duyguların ve düşüncelerin saf ve içten bir şekilde aktarılmasını önemsemişlerdir. Böylece şiirlerinde derin bir içsel yolculuğa çıkarak okuyucuya samimi bir bağ kurmayı amaçlamışlardır.

Sanat Anlayışları ve Şiire Bakışları

Yayımladıkları kitabın ön sözünde, genç şairler kendilerini dev aynasında görmeyen bireyler olarak tanımlayarak, sanat görüşlerini uzun bir şekilde açıklarlar. Şiirdeki amacın, gerçeklikten uzaklaşan ve hececi şairlerin tekdüzeleştiği Türk şiirine yeni ufuklar kazandırmak olduğunu vurgularlar. Ayrıca şiiri taklitten kurtarmayı, sanatı öne çıkarmayı ve canlı bir şiir ortaya koymayı hedeflediklerini belirtirler.

Bu şairler, edebiyat dünyasında yeni bir soluk getirmek amacıyla yola çıkmışlardır. Kitaplarında ifade ettikleri sanat görüşleri, çağdaş şiir anlayışını desteklemektedir. Gerçekliğin sınırlarını aşarak farklı perspektifler sunmak, Türk şiirinin monotonlaşmasını engellemek ve sıradanlıktan sıyrılan canlı bir şiir ortaya çıkarmak istemektedirler.

Yedi Meşalecilere göre şiir, bir düşünce veya ideolojiye hizmet edemezdi. Onlar için gerçek anlamdaki şiir, içtenlikle yazılan, sanatın özüne odaklanan ve yenilikçi bir niteliğe sahip olan şiirdir. Yedi Meşale’nin ön sözünde, “Bu eser, her türlü zorluğa rağmen yalnızca sanat sevgisiyle çalışan birkaç genç yazarın bir yıllık edebi ürününü sunmaktadır.” şeklinde başlar. Bu ön söz, topluluğun edebi amacını ve bağımsızlığını vurgular.

Bu gençler, edebiyatımızın geleneksel kalıplarından sıyrılarak, özgün bir şiir dilini benimsemişlerdir. Sanatın önde olması gerektiğine inanan şairler, taklitçiliği reddeder ve kendi seslerini duyurmanın önemine vurgu yaparlar. Yaratıcı bir anlatım biçimiyle, duygu ve düşüncelerini ifade etmek için şiirin olanaklarını sonuna kadar kullanmayı hedeflerler.

Bu genç şairlerin amacı, Türk şiirine yeni ufuklar açmak ve okuyucuyu farklı duygu deneyimlerine sürüklemektir. Sanatın gücüne inanan bu gençler, şiirin canlılığını ve etkileyiciliğini koruyarak edebiyat dünyasına katkıda bulunmayı hedeflemektedirler.

Yedi Meşale topluluğu, edebiyat dünyasında kısa süreli bir çıkış yapmış ve dönemlerinin etkileyici bir heyecanını yaratmıştır. Ancak, Meşale dergisinin kapanmasıyla beraber bu heyecan son bulmuş ve grup üyeleri kendi sanatsal çalışmalarına farklı türlerde devam etmişlerdir. Şairler arasında yalnızca Ziya Osman Saba, şiir yazmaya devam etmiş ve kendi özgün tarzını geliştirmiştir.

Yedi Meşalecilerin ortak kitap çıkarma girişimi, daha çok yakın arkadaşların samimi bir şekilde bir araya gelerek eserlerini paylaşma isteğiyle gerçekleşmiştir. Bu nedenle, tam anlamıyla bir edebi topluluk oluşturduklarından ziyade, birbirlerine olan yakınlıklarının ve ortak sanatsal heyecanlarının bir ürünü olarak değerlendirilebilir. Bu durumda, Yedi Meşale topluluğu daha çok bir dostluk ve dayanışma örneği olarak değerlendirilebilir.

Yedi Meşalecilerin çabaları, edebiyat dünyasında kısa bir dönem heyecan yaratmış olmasına rağmen, uzun vadeli bir etki yaratamamıştır. Ancak, bu topluluk döneminin edebi atmosferinde önemli bir iz bırakmış ve edebiyat tarihinde anılır hale gelmiştir. Yedi Meşalecilerin eserleri, dönemlerinin ruhunu yansıtan önemli bir belge niteliği taşımaktadır.

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir