Mesnevi

Mesnevi Nedir ? Kısaca Özet Bilgi

Divan şiiri denildiğinde akla gelen önemli nazım şekillerinden biri de mesnevilerdir. Mesnevi nazım biçiminde her beyit, kendisinden önceki beyitle uyaklı ve aruz ölçüsünün kısa kalıplarından biriyle yazılır. Mesnevi oluşturan beyit sayısı birkaç taneyle başlayıp, birkaç bine kadar çıkabilir. Bu nedenle, mesneviler divan edebiyatının hikaye veya roman türü olarak kabul edilir.

Mesnevinin Özellikleri Nelerdir Maddeler Halinde

    • Her beyit kendi arasında uyaklıdır “aa / bb / cc / dd…” uyak düzenindedir.
    • Divan şiirinin en uzun nazım biçimidir. Hikâye ve romanın işlevini görür.
    • Aruzun kısa kalıplarıyla yazılır.
    • Aşk, tasavvuf, kahramanlık, savaş gibi konuları işler.
    • Beyitler arasında anlamca bir bütünlük vardır.
    • Bir şairin beş mesneviden oluşan eserler bütününe hamsedenir. Edebiyatımızda “Ali Şir Nevai, Taşlıcalı Yahya, Nevizade Atayi” hamse sahibi şairlerdir.
    • Edebiyatımızda ilk mesnevi Yusuf Has Hacip’in “Kutadgu Bilig” adlı eseridir. Eser, aruzun kullanıldığı ilk edebi türdür.

Mesnevi Detaylı Bilgi

    Mesnevi, sözlük anlamı ikişer, ikişerli demektir. Nazım terimi olarak mesnevi, her beytinin mısraları kendi arasında kafiyeli olan uzun nazım şeklidir. Bazı mesneviler, divanın içinde yer alırlarsa da genellikle mesnevilerin ayrı kitaplar halinde yazılması söz konusudur. Mesnevilerin beyit sayısı, sınırsızdır.

Bu tür, edebiyatta kullanılan bir nazım biçimidir. Bu biçimde her beyit kendi arasında bağımsız bir şekilde kafiyelidir ve her beyitte aynı vezin kullanılır. Mesnevî adı, her beytin kendi içinde ikişer ikişer kafiyeli olmasından kaynaklanır. Bu türde beyit sayısı sınırlaması yoktur, diğer nazım biçimlerinde olduğu gibi belirli bir sayıda beyit kullanımı zorunluluğu yoktur.

Mesnevî nazım biçimi, diğer nazım biçimlerinde olduğu gibi kafiye bulma ve belirli bir beyit sayısı sınırı olmadığı için şairlere daha fazla özgürlük sağlamıştır. Bu özgürlük sayesinde, uzun manzumeler binlerce beyite kadar yazılabilmiştir. Bu da şairlere, düşüncelerini daha detaylı bir şekilde ifade etme ve okuyuculara daha kapsamlı bir anlatım sunma imkanı vermiştir. Ayrıca, mesnevî nazım şekli, her beytin kendi içinde kafiyeli olması nedeniyle, okuyuculara dinlemesi ve okuması daha keyifli bir ritim sunar.

Mesnevinin Kökeni ve Doğuşu

El yazması şiirlerde sıkça kullanılan bir edebi tür olan mesnevi, Arap edebiyatında daha çok Farsça çevirilerde görülmüştür. Bunun yanı sıra, özellikle öğrenilmesi ve ezberlenmesi istenen konuların anlatımında da mesnevi tercih edilmiştir. Ancak, Arap şairleri bu şiir türüne mesnevi adını vermemişlerdir.

Başlangıçta, Kaside-i Müzdevice veya yalnızca Müzdevice adını kullanmışlardır. Mesnevi tarzındaki eserler, aruzun reces bahriyle yazıldığı için Recez adıyla da anılmıştır. Daha sonraları ise Urcuze adı verilmiştir. Ayrıca, bu şiirlerin her mısrasına Satar adı verilir ve özellikle İslami edebiyatta sıkça kullanılan bir türdür.

Türk Edebiyatındaki Mesnevi Örnekleri

Türk edebiyatının ilk mesnevisi, on birinci asırda yaşamış olan Yusuf Has Hacip’in “Kutadgu Bilig” adlı eseridir. Bu eser, “Kutlu olma bilgisi” anlamına gelmektedir ve aruz ölçüsünün “Fa’ulün fa’ulün fa’ulün fa’ul” kalıbıyla 1069 senesinde kaleme alınmıştır. Kutadgu Bilig’de uygun yerlere dörtlükler sıkıştırılmış ve sonuna kaside şeklinde parçalar eklenmiştir.

Bu büyük eser tam 6645 beyitten oluşmaktadır ve başında bir münacat, na’t vardır. Bu mesnevi Tabgaç Buğra Han’a sunulmuştur ve hükümdara övgü ile giriş yapar. Eser, Küntogdı adlı bir hükümdarın Aytoldı ismindeki yardımcısı ve onun ölümünden sonra oğlunun, bu bilge kişiyle değişik konulardaki konuşmalarından meydana gelmiştir. Bu özellikleriyle Kutadgu Bilig, tam bir ilk mesnevi örneği olarak kabul edilir. Diğer mesnevi örnekleri:

Nabi – Hayrabat
Ahmedi – İskendername
Süleyman Çelebi – Mevlid
Fuzuli – Leyla ile Mecnun, Beng ü Bade
Aşık Paşa – Garipname
Şeyh Galip – Hüsn ü Aşk
Şeyhi – Harname, Hüsrev ü Şirin

Konularına göre mesnevi türleri

Ahlaki, Didaktik (öğretici) mesnevi
Yiğitlik ve savaş mesnevi
Kenti anlatan mesnevi
Aşk, sevgi konulu mesnevi
Dini ve tasavvufi mesnevi
Mizahi mesnevi

Mesnevinin Bölümleri

Ayrı kitap halinde yazılmış mesneviler, genellikle üç bölümden meydana gelirler:

A. Giriş bölümü
B. Konunun işlendiği bölüm
C. Sonuç bölümü

A. Mesnevinin Giriş Bölümü:

Mesnevi, toplumda önde gelen bir kişi veya devlet büyüğü için yazılmışsa, eserin övgü kısmında bu kişinin cömertliği, cesareti ve erdemleri dile getirilir. Bu övgü kısmını takiben, eserin yazılış nedeni anlatılan “sebeb-i te’lif” ya da “sebeb-i nazm-ı kitap” başlıklı bir bölüm yer alır.

Şairler genellikle eseri rüyalarında duydukları bir sesle ya da samimi bir dostlarının isteği üzerine kaleme aldıklarını ifade ederler. Bu bölümde, daha önce aynı konuda eser yazmış mesnevi şairleri ve eserleri hakkında da bilgiler yer alabilir, bu da edebiyat tarihimiz açısından önemli bir kaynak olabilir.

1. Besmele: Sadece “Bismillahirrahmanirahim” ibaresinden ibaret olabileceği gibi başlı başına bir şiir de olabilir. Besmele, işleri kolaylaştıran ve işe uğur, bereket kazandıran bir anahtardır.

2. Tevhid Bölümü: Allah’ın birliğini ve yüceliğini konu edinen bölümdür. Esmâ’ü’l-hüsnâyı meydana getiren ilâhî sıfatlar sayılır. Kainatın düzeni, O’nun birliğine şahit tutulur.

3. Münacaat: Allah’a yakarış bölümüdür. Şair, kendi zayıflığını ve Allâh’ın azametini anlatır. Günaha batmışlığından, Allah’ın affından bahseder. Yazmakta olduğu eserin tamamlanması için Alla’a sığınır ve yanlışlardan, eksikliklerden uzak olması için Allah’ın yardımını niyaz eder.

4. Naat: Hz. Muhammed’e övgüde bulunulan bölümdür.. Hz. Muhammed’in en büyük peygamber olduğu, kainatın, onun nurundan yaratıldığı söylenir. Şefaati dilenir.

5. Mirac: Mesnevilerin girişlerinde, sık sık mirac olayı anlatılır.

6. Mucizât : Mucizât, mucize kelimesinin çokluk şeklidir. Hz. Muhammed’in mucizeleri anlatılır.

7. Medh-i Çihâr-Yâr: Dört halîfe olan Hz. Ebûbekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali’nin övüldükleri bölümdür.

8. Padişah Övgüsü: Devrin padişahı övülür.

9. Devlet Büyüğü Övgüsü: Mesnevi, bir vezir, bey veya paşaya sunulacaksa, o şahıs bu bölümde övülür.

10. Sebeb-i Te’lîf: Mesnevinin hangi sebeple yazıldığının anlatıldığı bölümdür.

B. Mesnevide Konunun İşlendiği Bölüm:

Bu kısım, mesnevilerin içeriğine bağlı olarak değişmektedir. Bu türde ana konu ele alınırken, ara sıra ana konuyla ilgili diğer konular da kısaca anlatılır ve daha sonra tekrar ana konuya dönülür. Mesnevilerin tekdüzeliğini kırmak için şairler, kahramanların ağzından gazel, musammat gibi nazım şekilleriyle şiirler de söylemişlerdir.

Şairler bu manzumelerde genellikle mahlas kullanmamışlardır. Bu, mesnevilerdeki diğer nazım biçimleriyle yazılmış manzumelerin bağımsız şiirler olmaktan ziyade, o eserin bir parçası olarak kabul edilmesinden kaynaklanmaktadır. Mesnevilerde ara sıra kullanılan bu manzumelerin bir kısmı, mesnevinin bir parçası oldukları unutularak tek başlarına ünlü olmuştur. Fuzulî’nin Leylâ vü Mecnun’undaki belirli gazeller de bu tür şiirlerdir.

Bu bölüm, “âgâz-ı dâstân” diye anılır. Bu bölümde, şu konular işlenir:

1. Okuyucuyu her hangi bir konuda bilgilendirmek ve onu eğitmek için yazılan mesnevîler:
a. Dînî mesneviler:
b. Tasavvufi mesneviler
c. Ahlaki mesneviler
d. Ansiklopedi mahiyetindeki mesneviler

2. Okuyucunun kahramanlık duygusuna hitap eden, konusunu menkabelerden ve tarihten alan mesneviler:
a. Menkabevî mesneviler
b. Tarihi mesneviler

3. San’at yönü ağır basan, okuyucunun edebi zevkine hitab eden, aşk ve macera mesnevileri:
4. Şairlerin gezip gördükleri yerlerde yaşadıklarını anlatan, hayatından kesitler veren; kişileri, meslekleri, düğünleri ve bazı yöreleri tasvir eden mesneviler.

C: Mesnevinin Sonuç Bölümü:

Uzun şiirler arasında Mesnevî gibi eserler, çoğu zaman hâtime başlığı altında bir bitiş bölümüyle sona erer. Bu bölümde, genellikle tevhid, münacat ve fahriye gibi dini konulara ait beyitler yer alır. Ayrıca, şairin eserle ilgili görüşleri de bu bölümde kendine yer bulabilir. Mesnevî’nin adı, kaç beyit içerdiği, nerede ve ne zaman yazıldığı gibi önemli bilgiler de hâtime bölümünde okuyucularla paylaşılır.

Hâtime bölümü, eserin tamamını özetleyen ve bir sonuca varan önemli bir parçadır. Bu bölüm, şairin eserle ilgili son sözlerini de içerir ve eserin anlaşılması ve yorumlanmasında önemli bir rol oynar. Ayrıca, edebi bir değer taşıyan hâtime bölümü, okuyuculara eserin tamamını daha iyi kavramaları için bir fırsat sunar.

Bu bölümde ister tek, ister birden çok başlık bulunsun, Divan şâirlerinin söyledikleri, şu şekilde sıralanabilir:

1. Allah’a hamd ü senâ
2. Sultana övgü ve saltanatının devamı için du’â
3. Şairin eseriyle ve şairliğiyle övünmesi
4. Tanınmış mesnevi şairlerini ve eserlerini anma
5. Şairin eserine verdiği ad
6. Hasetçilere, dikkatsiz müstensih ve okurlara yergi
7. Mesnevinin beyit sayısı
8. Mesnevinin yazılış tarihi
9. Okuyucudan hayır du’â isteme
10. Mesnevinin vezninin belirtilmesi.

Mesnevi Örneği

mesnevi ornegi harname seyhi

Diğer Mesnevi Örnekleri

Mesnevi mesnevi 3 Mesnevi mesnevi 2

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir