Divan Edebiyatında Kullanılan Nazım Türleri ve Nazım Biçimleri

Divan Edebiyatında Kullanılan Nazım Türleri ve Nazım Biçimleri

XII. yüzyıldan başlayarak Orta Asya’da ve XIII. Yüzyıldan sonra da Anadolu’da ve bütün Osmanlı topraklarında gelişen İslami-Türk edebiyatı olan divan edebiyatı, nesir ve nazım olarak ikiye ayrılır. Bu edebiyatın, nazım ağırlıklı olduğu, kolayca görülür. Divan şairlerinin mesnevi dışındaki şiirlerini topladıkları kitapları, “divan” adını taşır ve bu sebeple bu edebiyat “divan edebiyatı” adını almıştır.

Dîvânların Tertibi: Bir divanın içinde, sırasıyla şu tip şiirler bulunur.

l. Tevhîd: Allâh’ın birliğini, yüceliğini anlatan kasîde.
2. Münâcât: Allâh’ın yüceliğini, onun karşısında kulun aczini ve bu yüce kudret sâhibine yakarışını işleyen şiirler.
3. Na’t: Hz. Muhammed’i öven kasîdeler.

Bir divânda çâr-yâr-ı güzîn’i, Mevlânâ’yı, devlet büyüklerini öven kasîdeler de bulunur.

a. Gazeller: Gazeliyyât, dîvânın en geniş ve önemli kısmıdır. Bunlar, kâfiye rediflerinin son harflerine göre sıralanırlar. Buna elifbâ sırası denir.

b. Musammatlar:

c. Kıt’alar.

d. Rübâ’îler

e. Tuyuglar

f. Târîhler

g. Lûgazlar

h. Mu’ammâlar

i. Müfredler

Divan şiiri nazım şekilleri bentlerle, dörtlüklerle ve beyitlerle kurulanlar olmak üzere üç ana bölümde incelenir.
I. BEYİTLERLE KURULAN NAZIM BİÇİMLERİ
1. Gazel
2. Kaside
3. Mesnevi
4. Kıta
5. Müstezat
II. BENTLERLE KURULAN NAZIM BİÇİMLERİ:
1. Murabba
2. Şarkı
3. Terkib-i Bend
4. Terci-i Bend
III. DÖRTLÜKLERLE KURULAN NAZIM BİÇİMLERİ:
1. Rubai
2. Tuyuğ

Bunları maddeler halinde ayrıntılı olarak inceleyelim:

Divan Edebiyatında Üçlükler-Beşlikler ve Diğerleri

III. Musammat:

Üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on ……… mısralı bentlerden oluşan nazım şekilleridir. Her bend bir bütündür. Musammatlar müzdevic veya mütekerrir olur. Müzdeviç musammatların bedlerinde, sondan birer veya ikişer mısra aynı kâfiyede olur. Mütekerrir musammatlarda, bendlerin sondan birer veya ikişer mısrası tekrarlanır. Musammatların Türk edebiyatında en çok kullanılan şekilleri aşağıdadır:

Dörtlüler (Murabba) (Gazellerin her beytinin önüne ikişer mısra eklemeye terbî’ denir)
Beşliler (Muhammes)
Altılılar (Müseddes)
Yedililer (Müsebba’)
Sekizliler (Müsemmen)
Dokuzlular (Mütes’a)
Onlular (Mu’aşşer)

Terkîb-i Bendler :

Aynı vezinde 5-l0 beyitlik bentlerden kuruludur. Son beyite vasıta, öndeki bir grup bende hane denir. Hanelerin bütün mısraları kafiyeli olabilir (müselsel), ya da gazel gibi kafiyelenebilir. Vasıta beyitlerinin kâfiyeleri, kendi içlerindedir.

Tercî’-i Bendler:

Bir terkîb-i bendin vâsıta beyti tekse ve her hâne sonunda tekrarlanıyorsa, buna tercî-i bend denir.

Terkîb-i Bend ve Tercî-i Bendlerin bend sayıları da 5-l0 arasında değişir. 7 rakamı tercîh edilir.

Tahmîs:

Bir şairin bir gazelini alıp da her beyit önüne aynı vezin ve kafiyede üçer mısra eklenerek yapılır.

Taştîr:

Bir şairin bir gazelinin her beytini meydana getiren mısraların aralarına üçer mısra ilavesiyle yapılır.

Saydığımız şekiller dışında şu iki şekil, özellik arz eder:

l. Şarkı:

Murabba’dan geliştirilmiştir. abab, cccb, dddb, ……………….
aaaa , bbba, ccca, ……………….

Yahut/ a-nakarat-a-nakarat , bbb-nakarat, ccc-nakarat …….. olur.

2. Tardiyye:

Muhammes’in özel bir şeklidir. bbbba, cccca, dddda, …………………..

IV. Müstezad:

Her mısranın altına, bir kısa mısra ilave edilmiş gazel gibidirler. Zaten adı, ziyadelenmiş (arttırılmış) anlamına gelir. Kısa mısralara ziyade denir.
Müstezâdın özel vezni “Mef’ûlü mefâ’ilü mefâ’îlü fe’ûlün” + Mef’ûlü fe’ûlün” dür.

V. Rübâ’î:

Divan edebiyatına, İran edebiyatından geçmiştir. Dört mısra’dan ibâret bir nazım şeklidir. Felsefi ve sofîyane muhtevalı şiirlerdir. 24 özel vezinle yazılır. Kafiye düzeni :aa, xa’dır. Rübâ’îlerde, mahlas kullanılmaz.

VI. Tuyug:

XVI yüzyıla kadar daha çok Âzerî ve Çağatay edebiyatlarında rastlanırdı. Halk edebiyâtımızdaki mâninin dîvân edebiyâtındaki karşılığıdır. Genel olarak
Fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün vezniyle yazılır ve cinaslı kâfiyelere çok yer verilir.

VII. Kıt’a:

Kıt’a, 2, 4 veya daha çok beyitten kurulmuş matla’sız gazeldir. Bir fikri, bir nükteyi yahut bir yergiyi konu olarak alır. Bazen ilk beytin kafiyeli olduğu da görülür. Kıtalarda, genellikle konu bütünlüğü görülür. 30-40 beyitlik kıt’alara, “kıt’a-i kebîre” denir.

VIII. Târîh:

Savaş, barış, tahta çıkma (cülûs), cülûs yıldönümü, evlenme, sakal bırakma, ölüm vb. gibi olayları veya saray, yalı, çeşme, hastane, medrese, kışla vb. yaptırma veya tamir ettirme gibi önemli olayları ebced hesâbı denilen usulle tespit eden bir nazım türüdür.

Ebced: elif. 1 be: 2 cim: 3 dal: 4 he: 5 vav: 6 ze: 7 ha: 8 tı. 9 ye: l0

Kef: 20 lâm: 30 mim: 40 nun: 50 sin: 60 ayn: 70 fe: 80 sad: 90 kaf: l00

Rı: 200 şın: 300 te: 400 peltek se: 500 hı: 600 zel: 700 dat: 800 zı: 900 gayn: l000

a. Târîh-i tâm: Târih mısraının bütün harfleri, tarihi bulmak için toplanır.
b. Tâmiyeli târîh: Tarih beytinden katılmalar veya çıkarmalar yapılarak elde edilir. Şâir, neyin çıkarılıp katılacağını espriyle bildirir.
c. Târîh-i mücevher: (cevherîn târîh): Sadece noktalı harfler toplanarak hesaplanan tarih.
d. Târîh-i mühmel (bî-nukât, sâde): Yalnız noktasız harflerin toplanmasıyla bulunan tarih.
e. Târîh-i dü-tâ: Târih mısraında aynı târihin iki def’a düşürülmesidir.
f. Lâfzen ve ma’nen Târîh: Tarih hem harf değerleriyle ve hem de rakam olarak söylenir.

IX. Mu’ammâ: Bir insan isminin, îmâ yoluyla buldurulması üzerine kurulmuş şiirlerdir.

X. Lûgaz: Manzum bilmece. Herhangi bir nesne veya hayvan adının bilmece olarak manzum biçimde sorulmasıdır.

XI. Müfred: Bir divanın sonundaki tek tek beyitlere ve mısralara denir.

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir