Kıpçak Türkçesi

Kıpçak Türkçesi Hakkında Geniş Detaylı Bilgi

Kıpçak Türkçesi, Türk dili ailesinin Kıpçak koluna ait bir Türk lehçesidir. Bu lehçe, eski Türk lehçeleri arasında yer alır ve günümüzde Kıpçak Türkleri tarafından kullanılmaktadır. Kıpçak Türkçesi, Orta Asya ve Kafkasya bölgesinde konuşulan bir dildir. Bu makalede, Kıpçak Türkçesi hakkında detaylı bilgi verilecektir.

Kıpçak Türkçesi, Türk dilinin birçok özelliğini taşımaktadır. Bu özellikler arasında ünlü uyumu, ekler, fiil çekimleri ve sözcük yapısı yer almaktadır. Kıpçak Türkçesi, Türk dili tarihinde önemli bir yere sahip olan Kıpçaklar tarafından konuşulmaktadır. Kıpçaklar, Orta Asya ve Kafkasya bölgesinde yaşayan Türk boylarından biridir.

Kıpçak Türkçesi, Türkçenin diğer lehçeleriyle karşılaştırıldığında farklı bir yapıya sahiptir. Örneğin, ünlü uyumu kuralları farklıdır ve bazı ünlülerin yerleri diğer Türk lehçelerine göre değişebilir. Ayrıca, Kıpçak Türkçesi’nde “q” ve “g” sesleri arasında bir fark yoktur, bunun yerine “k” ve “g” sesleri arasındaki fark belirgindir.

Kıpçak Türkçesi, Türk dili üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Türkçenin diğer lehçelerine göre farklı bir yapıya sahip olduğu için, Türk dilinin gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Ayrıca, Kıpçak Türkçesi, Türk edebiyatı üzerinde de etkili olmuştur. Örneğin, Kıpçak Türkçesi, Azerbaycan Türk edebiyatı ve Kırım Türk edebiyatı gibi Türk edebiyatlarının da bir parçasıdır.

Bugün, Kıpçak Türkçesi, Kıpçak Türkleri tarafından kullanılmaktadır. Kıpçak Türkleri, Rusya, Kazakistan, Ukrayna ve Türkiye gibi ülkelerde yaşamaktadır. Bu dillere ait sözlükler, gramatik kurallar ve örnek cümleler mevcuttur.

Sonuç olarak, Kıpçak Türkçesi, Türk dili ailesinin Kıpçak koluna ait bir lehçedir. Bu lehçe, Türk dili tarihi ve Türk edebiyatı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.

Kıpçak Türkçesinin Dil Özellikleri

Kıpçak Türkçesi, diğer Türk dilleriyle benzerlik gösterir ancak bazı özellikleriyle de farklılaşır. Bu özelliklerden bazıları şunlardır:

  1. Ünlüler: Kıpçak Türkçesi, aynı zamanda İran-Türk dilleri grubunda yer alan Oğuz Türkçesi ile karşılaştırıldığında, ünlü harfleri açısından daha zengindir. Beş adet ünlü harfi vardır: /a/, /e/, /i/, /o/, ve /u/. Ayrıca, uzun ve kısa ünlüler arasında ayrım yapılır.
  2. Ünsüzler: Kıpçak Türkçesi, Oğuz Türkçesi gibi, birçok ünsüz harfine sahiptir. Ancak, /v/ ve /f/ ünsüzleri Oğuz Türkçesi’nde yoktur. Ayrıca, diğer Türk dillerinde olduğu gibi, ünsüz harfleri kelimelerin önünde, ortasında ve sonunda farklı şekillerde kullanılır.
  3. Kelime yapısı: Kıpçak Türkçesi, diğer Türk dilleriyle benzer şekilde, ekler kullanarak kelime yapısını oluşturur. Ancak, kelime yapısı açısından Oğuz Türkçesi’nden farklıdır. Örneğin, Kıpçak Türkçesi’nde bazı ekler, Oğuz Türkçesi’ndeki gibi değil, kendilerine özgü kullanımlara sahiptir.
  4. Cümle yapısı: Kıpçak Türkçesi, Oğuz Türkçesi‘nden farklı bir cümle yapısına sahiptir. Özellikle, kelime sırası açısından farklılıklar vardır. Kıpçak Türkçesi’nde, nesne özne yüklem sırası daha yaygındır.
  5. Sözcük dağarcığı: Kıpçak Türkçesi, diğer Türk dilleri gibi, kendine özgü bir sözcük dağarcığına sahiptir. Özellikle, Orta Asya ve Doğu Avrupa kültüründen etkilenen birçok kelime vardır. Örneğin, “köse” kelimesi, “kul” anlamına gelir

Kıpçak Türkçesi Eserleri Kısaca

  1. Kıpçak destanları: Kıpçak destanları, Kıpçak Türkçesiyle yazılmış ve sözlü olarak aktarılmıştır. Bu destanlar, Türk edebiyatı açısından önemli bir yere sahiptir. Destanlar arasında “Kıyant” ve “Bozkurt” gibi örnekler vardır.
  2. İlk Kıpçakça sözlük: Kıpçak Türkçesi hakkında ilk bilimsel çalışma olan “Kıpçak Türkçesi Sözlüğü”, Osman Fikri Sertkaya tarafından yazılmıştır. Sözlük, Kıpçak Türkçesi’nin dil yapısı, kelime dağarcığı ve gramer kurallarını içerir.
  3. Codex Cumanicus: Codex Cumanicus, 13. yüzyılda yazılmış bir Kıpçak Türkçesi kitabıdır. Kitap, Kıpçak Türkleri’nin yaşamı, tarihi ve gelenekleri hakkında bilgi verir.
  4. Kıpçakça sözlükler: Kıpçak Türkçesi hakkında birçok sözlük yazılmıştır. Bu sözlükler arasında “Kıpçakça-İngilizce Sözlük”, “Kıpçakça-Rusça Sözlük” ve “Kıpçakça-Osmanlıca Sözlük” gibi örnekler vardır.

Kıpçak Türkçesi Döneminde Verilen Eserler

Hem Karadeniz’in kuzeyinde hem de Mısır’da yaşamış oldukları için Kıpçak Türkçesiyle yazılmış olan eserler bu bölgelerde bulunmaktadır.

(a) Kıpçakça Sözlük ve Gramer Kitapları

1) Codex Cumanicus

      Kıpçak kitabı anlamındaki eser, Karadeniz’in kuzeyindeki Deşt-i Kıpçak bölgesinde yaşayan Kıpçak Türklerinden, Italyan ve Almanlar tarafından derlenmiş malzemelerden oluşan iki defterin birleştirilmesiyle oluşan bir eserdir. Italyanlar tarafından derlenen birinci defter 55 yaprak, Almanlar tarafından derlenen ikinci defter 27 yapraktır. Pratik bir sözlük görünümünde olan eserde Kıpçakça-Latince-Farsça ve Almancaya ait karışık sözcükler, metinler ile bilmeceler bulunmaktadır. Eserin ek nüshası İtalya’dadır.

2) Kltabü ’l-ldrak li-lisanü ‘l-Etrâk

Endülüs Emevi Devleti‘nden Ebu Hayyan’a ait olan eser, Araplara Türkçeyi öğretmek amacıyla 1312 senesinde yazılmıştır. Türkçe Dilbilgisi, cümle bilgisi ve sözlük olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Günümüze ulaşan üç nüshası vardır.

3) Kitab-ı Mecmu-ı Tercüman-ı Türkiye Acemiye Mugalî

      1345 senesinde Halil bin Muhammed tarafından yazılmıştır. Kitabın bir bölümü Arapça-Türkçe sözlük ve dil bilgisi bir bölümü ise Moğolca-Farsça sözlüktür.

4) Et-Tuhfetü’z-Zekiyye fi’l-Lügati’t-Türkiyye

Eser Arapça-Türkçe sözlüktür. Eserin kim tarafından ve ne zaman yazıldığı bilinmemektedir. Eser Memlûk Kıpçakçasının dil özelliklerini göstermektedir.

5) Kitabu Bülgatü’l-Müştak fi Liigat’it-Türk ve’l-Kıpçak

     Eser, Ebu Muhammed Abdullah tarafından yazılmıştır. Arapça-Türkçe sözlüktür. Eserin 14. yüzyılın ikinci yarısında yazıldığı tahmin edilmektedir.

(6) Ei-Ka varı i nü ’¡-Külliye ll-Zabti’l-Lügati’t-Türkiyye

     Arapça olarak yazılmış bir Türkçe gramer kitabıdır. Eserin yazarı bilinmemektedir. Eserde sözlük kısmı bulunmamaktadır.

(7) Ed-Dürretü’l-Mudiyye fi’l-Lügati’t-Türkiyye

Yazarı ve yazılış tarihi bilinmemektedir. Araplara Türkçeyi öğretmek amacıyla yazılmış sözlük ve konuşma kılavuzudur.

(b) Kıpçakça Dinî, Edebî ve İlmî eserler

1) Kitab-ı Gülistan-ı bi’t-Türk

     İranlı şair Sadi’nin Gülistan adlı eserinin Türk edebiyatındaki ilk tercümesidir. Seyf-i Serayi tarafından Kıpçak Türkçesi ile yazılmıştır.

2) İrşadü’l-Müluk ve’s-Selâtin  

  Hanefi mezhebine göre fıkıh konularının ele alındığı bir eserdir. Arapça-Türkçe satır altı tercüme kitabıdır.

3) Kitab-ı Fıkh bl-LIsani’t-Türkl

Yazarı ve yazılış tarihi bilinmeyen eser çeşitli fıkıh kitaplarından derlenen fetvalardan ibarettir.

4) Minyetü’l-Guzat

      Ata binmek, ok atmak, kılıç kullanmak gibi askerlik konularının ele alındığı eserin yazarı bilinememektedir.

5) Kitabü’l-Hayl

      Atçılık ve veterinerlik konusu üzerine tertip edilmiş bir eserdir, yazarı bilinmemektedir. Eserde, atların terbiyesi, at hastalıkları ve tedavi yöntemleri anlatılır.

6) Baytaratü’l-Vazıh

Yine atçılık, at hastalıkları ve tedavileri üzerine tertip edilmiş bir eserdir, eserin yazarı bilmemektedir.

  • Bu eserler dışında yine Memlûk Kıpçakçasıyla kaleme alınmış Kitab fi Hmi’n-Nüşşab, Kitab-ı Mukaddime-İ Ebu Leysi’s-Semerkandi, Kitab fı’l-Fıkıh isimli eserler günümüze ulaşmıştır. Ayrıca, 11. yüzyıldan itibaren Deşt-i Kıpçak bölgesinde Kıpçak Türkleri ile birlikte yaşayan Ermenilerin, kendi dinlerini muhafaza etmekle birlikte, 1521-1669 yılları arasında Kıpçak Türkçesiyle yazılmış 32 ciltlik evrak ve 28 el yazma eser günümüze ulaşmıştır.

Kıpçaklar Kimlerdir Tarihi Hakkında Kısaca Özet Bilgi

Kıpçaklar, Türk boylarından biridir ve tarih boyunca Orta Asya’dan Doğu Avrupa’ya kadar geniş bir coğrafyada yaşamışlardır. Kıpçaklar, tarih boyunca Moğol İmparatorluğu, Altın Orda Hanlığı, Timur İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu gibi büyük imparatorlukların bir parçası olmuşlardır. İşte Kıpçaklar hakkında detaylı bilgi:

Tarihçe Kıpçaklar, tarihi kaynaklarda “Kuman” olarak da adlandırılır ve Türk dillerinde “bozkır” anlamına gelir. Kıpçakların kökeni, Orta Asya’da yaşayan Kırgız, Karluk ve Oguz Türkleri ile bağlantılıdır. 10. yüzyılda İtil Nehri’nin doğusunda ve Hazar Denizi’nin kuzeyinde yaşayan Kıpçaklar, 11. yüzyılda Moğolların baskısıyla batıya doğru göç ettiler.

Kıpçaklar, 11. yüzyılda Batı Türkistan’da kurulan Karahanlı Devleti’ne katıldılar ve 13. yüzyılda Moğol İmparatorluğu’nun egemenliği altına girdiler. Moğol İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra, Kıpçaklar Altın Orda Hanlığı adı verilen büyük bir Türk hanlığı kurdu.

Altın Orda Hanlığı, 13. yüzyılın sonlarından 15. yüzyılın ortalarına kadar varlığını sürdürdü. Kıpçaklar, bu hanlığın yönetiminde önemli bir rol oynadılar ve Batı Türkistan, Rusya ve Doğu Avrupa’ya yayılmışlardır. 15. yüzyılda Altın Orda Hanlığı’nın yıkılmasından sonra, Kırım Hanlığı ve Kazan Hanlığı gibi küçük hanlıklar ortaya çıktı.

Kıpçaklar, Osmanlı İmparatorluğu ile de yakın ilişkiler içindeydiler. 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu, Kırım Hanlığı’nı koruması altına aldı ve Kıpçaklar Osmanlı ordusunda önemli bir rol oynadılar. Kırım Hanlığı, 1783 yılına kadar Rus İmparatorluğu’nun egemenliği altında kaldı.

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir