Klasik Akımda Tiyatro

Klasik Akımda Tiyatro Anlayışı

17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa tiyatrosunda, klasisizm akımı (klasik akım) egemen olur. Klasisizm, 17. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkar. Bu dönemde tiyatro, Hristiyan dünya görüşünü benimser ve bu dünya görüşü ile krallık değer yargılarını sanatsal bütünlük içinde bir araya getirir. Antik Yunan ve Latin eserlerine dönen, onlardan esinlenen ve örnekler alan klasisizm sanatçıları, aynı zamanda tiyatroya dair düşüncelerini de ortaya koyarlar. Klasik tiyatro anlayışında iki ana kaynak, Aristoteles Poetika ve Descartes’tır.

Klasisizm akımı, akıl ve sağduyuya dayanır. Akla ve mantığa uyan kuralları benimser, bu kurallara uyulmasını zorunlu kılar. 17. yüzyıla baktığımızda o dönemde bilimin gelişmesi, büyük bilim ve düşün adamlarının yetişmiş olması klasik akımın akılcılığı temelinde barındırmasının nedeni olmuştur. Bilime ve insan aklına duyulan güven, aklın her alanda yetkin olacağı inancını pekiştirir. Aklın insanı erdem ve dolayısıyla mutluluğa götüren yolu göstereceği şeklindeki düşünce sanatta da geçerli otur.

Klasik Tiyatronun en başarılı eserleri

17. yüzyıl Fransız edebiyatı tiyatrosunda verir. Pierre Corneille (1606-1684), Jean Baptiste Racine (1639-1699), Moliere (1622-1673) gibi büyük oyun yazarlarının yetiştiği klasik dönem, Fransız tiyatrosunun en parlak dönemidir.

Klasik tiyatronun temel ilkeleri

  • Ahlak açısından eğitici olmalıdır.
  • Biçim kurallarına uyulmalıdır.
  • Yalınlık içinde inceliğe özen gösterilmelidir.

Klasik kuramcılar bu ilkelere dayanan biçim kurallarını tutarlı bir bütün olarak savunurlar. Bu kurallar kesin ve evrensel olarak kabul edilir.

Klasik akım tiyatro kuralları

  • Antik Yunan ve Latin kuramcılarının tiyatroya dair önerileri doğrudur. (Klasik sanatçıların eski Yunan edebiyatını ve Latin edebiyatını örnek aldıkları, onlardan esinlendikleri unutulmamalıdır.)

Trajedi ve komedi, kendilerine özgü özellikleri olan iki ayrı tiyatro türüdür.

  • Gerçeğe benzetme esas alınmalıdır.
  • Akla ve sağduyuya uyulmalıdır. Sanat yapıtında yansıtılan bütün öğelerin akıl ve sağduyu süzgecinden geçmiş olması inandırıcılığın koşuludur.
  • Tiyatro, estetik haz verirken fayda sağlar, eğitir.
  • Anlatım incelikli olmalıdır.
  • Biçimlemede kurallara uyulmalıdır.
  • Akıl ve sağduyu kurallara uymayı gerektirir.

Klasik Tiyatronun Biçimsel (Şekilsel) Kuralları

Arılık-yalınlık: Oyun açıkça anlaşılmalı ve gereksiz uzatmalarla şişirilmemelidir.

Belli uzunluk, tamamlanmışlık: Aristoteles’in belirtmiş olduğu gibi oyunun giriş, gelişme ve sonuç bölümlerini içermesi, “baş-orta-son” düzeninde olmasıdır.

Organik bütünlük: Olayların bir düzen içerisinde bütünlük oluşturmasıdır.

İnandırıcılık, tutarlılık: Aristoteles’in Poetika‘sında ileri sürmüş olduğu görüşler bütünü ile benimsenir. Oyunun bütün öğeleri inandırıcı ve tutarlı olmalıdır.

Üç birlik Kuralı: Klasik akım olayda, zamanda ve yerde (mekânda) birlik olmasını ister.

Beş perde: Oyunlar beş perdeden oluşmalıdır.

Kanlı olayların sahnede gösterilmemesi: Latin kuramcıların izinden gidilir. Vurma, kırma, dövme, adam öldürme gibi olaylar sahnede gösterilmez.

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir