Müstezad

Müstezat, Arapça “ziyâde” kökünden “artırılmış, eklenmiş” anlamlarındandır. Nazım şekli olarak müstezat, gazelden türetilmiş bir şekildedir. Bir uzun bir kısa ile kurulu beyitlerden oluşan nazım biçimidir.
Bu biçim gazelin özel bir şeklidir. Bir uzun dize bir de kısa di­zeyle kurulur. Kısa dizeye ziyâde denir. Ziyadeler dizeden kabul edilmediği için iki uzun iki kısa dizeden oluşan dört dize bir beyit olarak görülür. Kısa dizeler okunsa da okunmasa da beytin anlamı bir bütün meydana getirir. Ziyadesi bir satırdan çok olan müstezatlar da bulunmaktadır. Tek ziyadeli müstezatlara “sade” çitf ziyadeli olanlara ise “çift” denir. Ziyadeler anlam olarak üstteki dizeye bağlıdır. Uyak örgüsü (aa/ aa/ bb/ aa) biçimindedir. Genellikle aruz ölçüsünün “mef’ulü/ mefailü/ mefailü/ feulün” kalıbıyla söylenir. Her dizeden sonra bu kalıbın ilk ve son birimleri olan “mef’ulü/ feûlün” kalıbına uygun bir şekilde kısa dize söylenir.
Müstezat Örneği
Ey şûh-ı kerem-ptşe dil-i zâr senindir.
Yok mihnetin asla
Ey kân-ı güher anda ne kim var senindir
Pinhân u huveydâ Sen kim gelesin meclise bir yer mi bulunmaz
Baş özre yerin var
Gül goncasısın kûşe-i destâr senindir Gel ey gül i ra’nâ

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir