Ay: Nisan 2008

SUNULLAH GAYBİ

(1615-1663) Şâir. Kütahya’da doğdu. Şeyh Ahmed Efendİ’nın oğludur, babasından İslâm ilimleri ve tasavvuf dersi aldı. Sunullah Gaybi, İstanbul’a gelip Aksaray’da Oğlanlar Şeyhi İbrahim Efendi’ye bağlandi. 1655’te şeyhi ölünce Kütahya’ya döndü. Burada bir zavi­ye yaparak halka nasihatler verdi. Kütahya’da öldü. Melâmî tarikatına bağlıdır. Hece ve aruz veznıyle, sâde Türkçe ile tasavvufî şiirler yazmıştır. Eserleri: 1. Dîvan [Elyazması […]...

LESKOFÇALI GALİP

(1828-1876) Dîvan şâiri. Leskofça’da doğdu, İsmâil Paşa’nın oğludur. İlk tahsilini doğduğu yerde yaptı. Özel dersler alarak Arap­ça ve Farsça’yı Öğrendi. Sadaret Mektûbî Kalemi’nde, Bos­na’da, Gümrük Emâneti’nde çalıştı (1849-1861 arası). Tuna gazetesinde başyazarlık yaptı (1864). Halep ve Girit’te me­mur olarak bulundu, istanbul’da öldü. Encürnen’i Şuarâ ( şâirler topluluğu)’nun kurucusudur. XVII’inci yüzyıl şâirlerinden Nailî, Şeyhülislâm Yahya ve […]...

Fuzuli

Fuzûlî’nin hayatı hakkındaki bilgilerimiz sınırlıdır. Eldeki bilgilere göre asıl adı Mehmet’tir. Bağdat yakınlarındaki Hille’de doğduğu tahmin edilmektedir. Osmanlı Devleti’nde şairlerin şöhret bulduğu İstanbul’dan uzakta, Bağdat-Kerbela çevresinde yaşamıştır. İlimsiz şiir olmayacağını söyleyen Fuzûlî, Türk edebiyatının en çok tanınan şairlerindendir. Şiirlerindeki yoğunluk, içtenlik, biçim mükemmelliği, ahenk ve coşku, aşkı etkileyici anlatması ve aşk ızdırabından mutlu olma temi […]...

FİGANİ

  Dîvan şâiri. Trabzon’da doğdu. Asıl adı Ramazan Çelebi’dir. Genç yaşta istanbul’a gelip kâtiplik yapmıştır. Bütün çabalarına rağmen Kanunî Sultan Süleyman’a yaklaşamamıştır. Sadrazam İbrahim Paşa’nın emri ile, İstanbul’da ası­larak öldürüldü. Nazım tekniği kuvvetli, dili ve üslûbu sağlamdır. Duygu ve hayalleri, ince buluşları ile çağının diğer şâirlerince de beğenilmiştir. Kaside ve gazelleri ile meşhur olmuştur. Dîvanı […]...

ABDURRAUF FITRAT

(1886-1937) Türkistanlı şair ve yazar. Buhara’da doğdu. Medrese tah­sili gördü. 1910’da İstanbul’a gelip tarih ve edebiyat çalış­maları yaptı. Yurduna dönüşünde siyasî faaliyetler içine gir­di, 14 Eylül 1920’de kurulan Buhara Halk Cumhurıyeti’nde Maarif Bakanlığı yaptı. Cumhuriyet, Sovyet Rusya’ye bağla­nınca Abdurraıf çeşitli illere sürüldü. Bir ara yüksekokullar­da tarih ve edebiyat dersi verdi. 1937-38 yıllarında yapılan katlîâmda Öldürüldü. […]...